Varlığımız birilerinin bizi hatırlamasına bağlıydı, bunu artık en acı şekilde deneyimlemiştim. Nefes almak, gülümsemek, yürümek, 206 tane kemiğe sahip olmak, %60'ı sudan oluşan bir bedenin içinde olmak var olmaya yetmiyordu.
En sevdiğimiz kişiler bizi hatırlamadığında en basit şekliyle, kayboluyorduk. Hiç var olmamış oluyorduk, dünyada hiçbir iz bırakmamış oluyorduk, kaç yıl yaşadığımız ve neler yaptığımız önemli değildi, bu suya yazı yazmaya çalışmaktan farksızdı.
Ben de kaybolmuştum. Ayakkabılarımın tabanındaki küçük taşı hissetmek, alnımdan damlayan ter damlası, kalbimin heyecanlı şekilde çarpışı yaşadığımı göstermiyordu. Ben kaybolmuştum. Hatta hiç var olmamıştım.
Artık ne yapacağımı bilmiyordum. Bu süreç boyunca hiçbir zaman bilememiştim ama artık gerçekten bilmiyordum. Diğer tüm senaryolarda beni tanıyan birileri vardı, ama bu senaryoda ben yapayalnızdım.
Küskün bir çocuk gibi ayak direyerek eve doğru yürümeye başladım, gidecek başka neresi vardı ki?
Kapıyı zorla açtım, sanki bu kapıyı ilk kez açıyormuşum gibi. Gerçi düşününce...belki de gerçekten ilk kez açıyordum.
Buradan çıkmak zorundaydım. Bu en kötüsüydü, hatırlanmamak karanlık bir salonda garip bir bale gösterisini izlemekten çok daha kötüydü.
Şimdiye kadar zamanda nasıl yer değiştirdiğimi hatırlamaya çalıştım, ya balerin figürünü buluyordum ya da Jennie'yle şarkımızı dinliyordum. Balerin figürünü o aptal pankek ile bulmuştum ve hala buradaydım. Demek ki şarkıyı dinlemem gerekiyordu.
Bir anlığına sakince düşünmeyi başarabilmek içimde bir umudun yeşermesine sebep oldu. Şimdiye kadar tesadüfen yaptığım şeyleri bilinçli yapmak belki her şeyin çözümü olacaktı. Odaya gidip yatağıma oturdum ve telefonun ekranını açtım. Ne olacağını bilmiyor olmama rağmen şarkıyı kulaklıkla dinleyip gözlerimi kapatırsam bir şeylerin daha etkili ve hızlı olacağı varsayımına kapılmıştım.
Kulaklıkları bulup kulağıma yerleştirdim, yatağa uzandım ve müziği açtım. Müziğin sesini sonuna kadar açıp gözlerimi kapattığımda buradan çıkacağıma gerçekten inanmıştım, öyle ki bu inanç yüzümde bir tebessümün oluşmasına sebep olmuştu.
Şarkı bittiğinde her şeye rağmen bu şarkıyı hala sevdiğimi fark ettim. Bu Jennie'yle benim şarkımızdı, bu şarkıdan nasıl nefret edebilirdim? Ayrıca buradan çıkış biletim olacağına da emindim.
Şarkı bittiğinde gözlerimi açtım.
Yine aynı tavana bakıyordum ama bu cesaretimi kırmayacaktı, çünkü kendi gerçekliğimde de bu odada uyanmam gerekiyordu zaten. Telefon rehberine girdim, artık bu rehbere gelişigüzel bakamıyordum, korkuyordum.
Korkularımda haklıydım.
Rehber hala boştu, galeri de, arama kaydı da. Şarkı hiçbir işe yaramamıştı. Balerin hiçbir işe yaramamıştı.
Ya burası benim son durağımsa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck In Time | jenlisa
FanfictionLisa, neredeyse kimsenin onu tanımadığı bir sabaha uyanır.