8

991 117 46
                                    

Dakikalardır şarkıyı mırıldanmak dışında bir şey yapmıyordum. Minnie endişelenmeye başlamıştı. Telefonda şarkıyı sürekli başa sarıp zombi gibi tepkisiz şekilde dinliyor ve mırıldanıyor olmam korkunçtu tabii ki.

"Lisa iyi misin? Ne oluyor sana?"

Gözlerimi bir rüyadan uyanmış gibi şaşkın şekilde kardeşimin gözlerine diktim. Ona kilitlenmiş gibi bakmaktan başka bir şey yapamıyordum ama. Bu kadar sevdiğim, sevdiğimiz bir şarkı şu an beynime işkence ediyormuş gibi geliyordu. Çünkü bunun kesinlikle bir anlamı vardı ve bu iyiye işaret değildi biliyordum.

Birilerine anlatmalıydım. Ama kime? Minnie büyük ihtimal şaka yaptığımı düşünürdü. Chaeyoung beni zorla terapiye götürürdü. Annem ve babam ise kesinlikle çok fazla endişelenirdi.

Düşünceden düşünceye atlarken bir kez daha dalmıştım. Minnie'nin omzumu sıkarak endişeyle beni izlediğini görünce gözlerimi kırpıştırdım.

"Artık ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Bir şey yok Min."

"Dakikalardır aynı şarkıyı çalıyorsun ve kıpırdamadan dinliyorsun Lisa."

Başımı eğdim. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bu halim Minnie'yi hep endişelendiriyor hem de kızdırıyordu, çünkü ağzımdan tek kelime laf alamıyordu. Hızla telefonumu elimden çekip şarkıyı kapatarak telefonu bir kenara fırlattı.

"Anlat Lisa."

Kaçacak yerim yoktu.

"Min...ben...bu anlattığım çılgınca gelecek olsa bile beni dinler misin?"

Kardeşim başını olumlu anlamda salladı.
"Elbette dinlerim."

Konuya nasıl gireceğimi düşündüm. Belki de en iyisi direkt konuşmaktı. Minnie'nin ellerini tuttum ve kendimi de sakinleştirmeye çalıştım. Derin bir nefes alıp kelimeleri toparlamaya çalıştım.

"Minnie bu kulağa delice geliyor biliyorum ama ben...birkaç gün önce 5 yıl sonrasını yaşıyordum."

Minnie şüpheli bir kahkaha attı.
"Bunu çok düşündün mü Lisa?"

Ellerimi bırakıp ayağa kalkacakken onu sıkıca tuttum.
"Ciddiyim!"

Böyle bir cümleyi kime kursanız inanmaması normaldi, ne yazık ki kanıtlanması da zor bir şeydi ama imkansız değildi. 5 yıl önce yaşanan şeylerden önemli bir tarih hatırlamaya çalıştım. 2 Nisan.

"3 Nisan!" diye bağırdım.

Minnie anlamaz bakışlarla yüzüme bakıyordu.
"Yani bugün?"

"Evet."

"3 Nisan 2018'de ayağını kırmıştın."
Bunu oldukça net hatırlıyordum çünkü o gün aynı zamanda Jennie'yle ilişkimizin ilk adımı sayılırdı. O büyükannesini ben de Minnie'yi beklerken hastane koridorunda saatlerce konuşmuştuk. Bu tarihi unutmam mümkün değildi.

"Ne saçmalıyorsun Lisa?"

"Minnie bunu sana başka türlü kanıtlayamam."

"Bakalım doğru anlamış mıyım? Kardeşim bir zaman yolcusu ve yarın ayağımı kıracağımı tahmin ediyor..."

"Evet, merdivenlerden inerken biri bağcığına basacak ve düşüp ayağını kıracaksın."

Minnie dediklerimi sindirmek için odada bir o yana bir bu yana yürüyordu.

"Sen iyi değilsin Lisa."

Onunla tartışmaya veya kendimi kanıtlamaya çalışmaya gerçekten halim yoktu. Yelkenleri suya indirdim. Nasılsa birkaç saat sonra beni okuldan arayacaktı ve hastaneye gidecektik. Sonra orada tekrar Jennie'yle karşılaşacaktım ve eğer doğu anladıysam aradan bir gün geçmemiş olduğu için bu sefer beni tanıyacaktı. Daha sonra ne yapabileceğimi de o zaman düşünebilirdim.
"Yaşa ve gör." dedim sakince.

....
Minnie'nin çıkma saati çoktan gelmişti ama beni hala aramamıştı. Acaba onu fazla mı korkutmuştum? Öyle olsa bile hastaneye gitmesi gerekirse ilk beni arardı.

Birkaç dakika sonra kapı deliğindeki anahtarın dönüş sesi tüm sorularımın cevabı oldu. Bir süre sonra Minnie odanın kapısında belirdi. Ne ayağında alçı vardı ne de topallıyordu.

"Gördün mü ayağımı falan kırmadım."

Ayağındaki spor ayakkabıları işaret etti.

"Nasıl olur..."

"Her ne kadar saçmalıklarına inanmasam da başıma dert olmasın diye bağcıksız ayakkabı giydim ve dikkatli yürüdüm, hepsi bu."

"Minnie..."

"Bence biraz uyu Lisa."

Yapacak başka neyim vardı ki? Mecburen uyuyacaktım. Bir şeyleri berbat etmediğimi umarak başımı yastığa zorla koydum.

Erken yatmış olmama rağmen deliksiz uyumuştum. Öyle ki uyandığımda çoktan sabah olmuştu. Ama bir terslik vardı. Burası Minnie ve benim odam değildi. Hatta tanıdığım bir odaya benzemiyordu bile. Ayrıca bu odada tek başımaydım. Ne Minnie, ne Jennie ne de bir başkası vardı.

Orada olmayacağını umarak yastığın altındaki telefonumu yokladım. Ne yazık ki oradaydı. Korkuyla ekranı açtım ve tarihe baktım.

3 Nisan 2023

Stuck In Time | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin