Stuck In Time | jenlisa

9

Korkuyla yerimden sıçradım. Tekrar geldiğim yıldaydım ama her şey farklıydı. Bu odayı, bu yatağı tanımıyordum. Yine neyin içindeydim?

Son olanları gözden geçirdim. Minnie'ye konuşmamızı ve ona söylediklerimi hatırladım. Büyük bir hata yapmış, ona bir şeyleri kanıtlayacağını düşünerek ayağını kıracağını söylemiştim, o da doğal olarak kırmamaya dikkat etmiş ve bunu başarmıştı. Bu yüzden hiç hastaneye gitmemiştik ve ben hiç Jennie'yle uzun uzun konuşmamıştım.

Bu yüzden bildiğim gerçeklikte değil başka bir yerdeydim. Bu yüzden Jennie'yle yaşadığımız evde değil başka bir evdeydim.

"Demek uyandın uykucu!"
Ses Chaeyoung'a aitti. Bir an burada yapayalnız olduğumu düşününce şu an ona sarılasım gelmişti.

"Chae..."
Saçları kısa süre önce hatırladığım gibi sarıydı. Bu bir şeylerin normale döndüğüne dair küçük bir umudun yeşermesine sebep olmuştu ama bunun doğru olmadığını içten içe biliyordum.

Chaeyoung bana gülümsedikten sonra saatine baktı.
"Jisoo neredeyse gelir."
Heyecanla bana yaklaştı ve yatakta yanıma çöktü.
"O kadar heyecanlıyım ki sabaha kadar kahvaltılık bir şeyler hazırlamakla uğraştım!"

"Neden?" diye sorma gafletinde bulunduğumda Chaeyoung'ın gözleri büyüdü.
"Evlenme teklifi edeceğim ya, gerçekten unuttun mu Lisa?"

Durumu toparlamak için yalan söyledim.
"Ah uyku sersemiyim işte biliyorsun."

Jisoo Jennie'nin yakın arkadaşlarından biriydi. Bize sık sık uğrardı. Benim tanıdığım gerçeklikte tabii. O gerçeklikle Chaeyoung'la henüz flört aşamasındaydılar ama burada işi ilerletmiş gibi gözüküyorlardı.

"Şimdi yarım saat boyunca beraber oturacağız sonra sen kalkacaksın ve ben teklif edeceğim. Planı hatırlıyorsun değil mi?"

"Evet." diye bir kez daha yalan söyledim. Nasılsa planı anlatmıştı.

"Hadi üstünü giyin o zaman!"
Sevecen şekilde bacağıma vurdu. Başımı sallayıp buraya hiç de yabancı değilmişim gibi dolaba yöneldim ve giyecek bir şeyler aradım.

"Vay canına," diye mırıldandım.
Bu gerçeklikteki zevkim bildiğimden çok farklıydı. Birkaç deri ceket, zımbalı ve yırtık kot pantolonlar, rock grubu tişörtleri... Hepsinin güzel olduğu doğruydu ama benim hatırladığım tarzdan çok uzaklardı.

Ortalama bir şeyler giyinip mutfağı bulmak için koridora çıktım. Chaeyoung'ın canla başla çalıştığı tezgahı görünce kapının eşiğine yaslanıp sordum.
"Yardım edecek bir şey var mı?"

"Ah hayır, sen otur Jisoo az sonra burada olur."

Cümlesi biter bitmez kapı çalmıştı. Açmak için görevlendirilen bendim. Chaeyoung şu an bunu yapamayacak kadar heyecanlı gözüküyordu. Jisoo'nun geleceğine ben de çok heyecanlıydım çünkü bana bir şeyler söyleyebilirdi. Ona Jennie'yi sorabilirdim. Chaeyoung'a sorarsam garip kaçabilirdi ama ona açıklamam daha kolay olacaktı.

Kapıyı açtığımda Jisoo şık ama sade bir elbiseyle gülümseyerek kapıda duruyordu. Hatırladığımdan çok da farklı gözükmüyordu.

"Selam Lisa!"

"Hoşgeldin Jisoo."

Chaeyoung ve Jisoo da selamlaştıktan sonra hepimiz kahvaltı masasına geçtik. İçimden hala Jennie'yle evlenme aşamasında olduğumu, sadece Chaeyoung'a yardım etmek için onun evinde olduğumu telkin ediyordum. Ama bu çok da gerçekçi değildi.

"Size bir haberim var!" dedi Jisoo heyecanla.

"Nedir?" diye sordu Chaeyoung bir dilim domatesi ağzına atıp gülümserken.

"Jennie'yi hatırlarsınız, üniversiteden arkadaşım. Gelecek ay evleniyor ve gelinliğini benim tasarlamamı istedi!"

Yalandan yiyormuş gibi ağzımda çevirdiğim ekmeği tükürdüm.

"İyi misin Lisa?"

Bir bardak suyu hızla kafama dikerken başımı salladım.
"Bahsettiğin Jennie, Jennie Kim mi?"

Jisoo afallamış şekilde başını salladı.
Chaeyoung beklemediği tepkim karşısında gerilmişti. Her ne kadar bu gerçeklikte kalmayı planlıyor olmasam da her ihtimale karşı bu anı mahvetmemeye karar verdim ve plânladığımız yarım saat geçene kadar sessiz kalmaya çalıştım.

Mutfaktaki saatten yarım saatin geçmiş olduğunu görünce Chaeyoung'a bir bakış attım, kafasını salladığını görünce kalkmak için izin aldım.

Plana göre dışarı çıkmam gerekiyordu ama ben önce " odama" uğrayacaktım.
Bulmam gereken bir müzik kutusu vardı.