★doğru zaman★

587 109 99
                                    

"Sen bir Güneştin, yeni sabahlara doğdun."

Çocukluğum karanlığın içinde kana bulanarak geçti hep. Bu duruma o kadar çok maruz kaldım ki, artık bir madde bağımlısı gibi bağlanmıştım kana. Çocukken öğrendim iyi bir oyuncu olmayı. Sahte gülümsemlerin kapladığı bu yüzüm sahte göz yaşları akıttı. Benim ağlamalarım bile yalandı, tıpkı 'seni seviyorum' diyen insanlar gibi. 'Böyle olmayı ben istemedim' demeyeceğim size, çünkü böyle olmayı ben seçtim. 'Başka seçeneğin yoktu' demeyin bana, çünkü isteseydim başka seçenekler yarata bilirdim kendime ama istemedim. Ne isterseniz deyin bana ama böyle olmayı ben istedim ve oldum da. Tüm bu yaptıklarım için pişman değilim, çünkü ben daha çok küçükken pişman olmamayı öğrettim kendime. Ben Tutku Kardelen, bu güne kadar göre bileceğiniz en karmaşık insanım. Ben yarım bırakılmış bir yapbozum ve parçalarımı bulmak isteyen çok insan var. Ama kimsenin bilmediği birşey var: Eksik adlandırılan o parçalar aslında hiç olmadı. Olmayan birşeyi aramaktan vazgeçmelisiniz, zira gittiğiniz öylesine bir yol değil, labirent.
Ve benim labirentimin gökyüzüsü yoktur.

"Konuşmayı kesin lan burada 6 kişiyiz. O yüzden her grupta 3 kişi olacak, konu kapanmıştır."

Umut'un sinirle söylediği şeyi herkes onaylayınca bu sefer de hangi grupta kimler olacak tartışması başlamıştı. Oturduğum koltuğa iyice yayılıp bu gereksiz muhabbetin bitmesini bekledim.

"Benim gurubumda Umut,Özgür ve Tutku olsun." Neşenin yüksek sesle söylediği şey Yankıyı sinirlendirmiş olacak ki o da bağırarak konuşmaya başladı.
"Bana bak kafasını klozete soktuğum yelloz, sesini yükseltme bana, seni kedilere yem ederim."
Bu laftan sonra ortam iyice gerilmiş, Neşe ve Yankı bir birine saç baş girmişti. Evet , bu iki gerizekalı ciddi ciddi saç baş kavga etti gözümün önünde.

"Kesin lan kavgayı. İkiniz de alın çantalarınızı defolup gidin evimden."
Tüm bu olanlara dayanamayan Umut en sonunda patlamıştı.

"Ne yani pasta yemeyecek'miyiz şimdi?"
Bu ani sorumla bakışlar anında beni bulmuştu. Umut bana bu neyin kafasını yaşıyor bakışları atarken, Özgür gülümseyerek bakıyordu.

"Hadi kalk biz yapalım pastayı."
Özgür gülümseyerek elini bana uzatınca elini tutup ayağa kalktım. Ardından Yankı da hemen ayağa kalkınca Umut onu ensesinden tutup tekrar koltuğa oturttu.
"Sen mutfağıma girmiyorsun. Anladın' mı beni Yankı?"
Yankı hemen başını onaylar anlamda sallayıp, Neşeye ölümcül bakışlar atmaya başladı.

"Bende pasta yapmak istiyorum ama. "
Neşenin sitem dolu cümlesiyle Umut onu kolundan tutup mutfağa doğru itti.
"Git ve mümkünse bir daha gelme." Umut'un lafıyla Neşe yüzünü buruşturup, Özgür ile benim arama girdi.
Bu hareketine karşılık Özgür kaşlarını çatsa da birşey demeden mutfağa yöneldi.

Gerekli tüm şeyleri Neşe ve Özgür masaya koyarken ben de oturmuş onları izliyordum. Pasta yapmaktan gram anlamayan birisi olarak onlara yardım etmemek muhtemelen herkesin iyiliği için olurdu.

"Çikolatalı olsun'mu pasta?"
Neşenin Özgür'e yönelik sorusuyla Özgür'ün bakışları anında beni bulmuştu.

"Çikolata sever'misin?"

"Evet severim."

"Tamam o zaman çikolatalı çilekli pasta yapalım."

Neşe çocuk gibi ellerini bir birine vurup onaylar anlamda başını salladı.

𝕍𝕖𝕣𝕚𝕝𝕞𝕚ş 𝕤ö𝕫𝕝𝕖𝕣 (ARA VERİLDİ). Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin