★Acılar acıtır★

655 131 76
                                    

"Mutluluğun bir adım hep gerisindeydim."

Annem eve giderken ben de Özgür ile buluşmak için attığı konuma gidiyordum. Yavaş ve kendinden emin adımlarla yürüyerek karşı tarafa geçtim. 5-6 dakika erken gelmiştim buluşacağımız yere. Fazla kalabalık olmayan kafeye girdim. Cam kenarında boş bir masaya geçerek oturdum.
Gözlerim istemsizce yan masada oturan yirmili yaşlarındaki hamile kadına kaydı. Yanında 3-4 yaşlarında bir erkek çocuğu vardı. Hemen önünde ise eşi olduğunu düşündüğüm bir adam oturmuş, ilgi ile önündeki kadına bakıyordu.

Geçmişin tozlu sayfaları dolandı durdu aklımda. Gözlerimin önüne gelen anılarla yutkunmak zorunda kaldım.

"Kapa şu çeneni yoksa fena olur"

Tutku endişeli gözlerle önündeki manzaraya bakıyor, gördüğü şeyler karşısında biraz daha geriliyordu. Okuldan erken çıkmıştı bugün. Ara sokakların birinde dolaşırken bir kadın sesi duymuş ve hemen sesin geldiği yere gelmişti. 13 yaşında bir çocuk olarak merakına yenik düşmüştü. Şimdi duvarın arkasında durarak önünde gördüğü olaya korkarak bakıyordu. Bir adam hamile bir kadını yere yatırmış üzerini çıkarmaya çalışıyordu. Kadın ne kadar karşı gelmeye çalışsa da ağlamaktan ve derin-derin nefesler almaktan başka birşey yapamıyordu. Bir elini belli olan karnına koymuş, diğer eliyle de adamın dokunuşlarından kurtulmaya çalışıyordu. Tutku adamın yalnız olmadığını yeni fark ediyordu. 3 adam karşı duvara yaslanarak olanları gülerek izliyordu. Kadının ağlamalarına daha fazla dayanamayan Tutku hemen duvarın arkasından çıkıp öne atıldı. Bu ani hareketiyle bakışlar onu bulmuştu.

Korkuyordu ama başka çaresi de yoktu. Kendini bayılacakmış gibi hissediyordu ama dayanmalıydı. Arkasına bile bakmadan kaçmak istiyordu ama o kadını burada bırakmak içinden gelmiyordu.

Kadının kalkmasına izin vermeyen adam onu görünce gür bir kahkaha attı. Tutku bu gülüşü hiç sevmemiş, hatta iğrenmişti.
Cesaretini toplayarak bir adım daha yaklaştı onlara.

"Onu bırakın."
İki kelime döküldü dudaklarından. Bu iki kelimeyi öyle güçlü ve kendinen emin söylemişti ki adamların biran afallamasına neden olmuştu.

Ona nefretle bakan adam arkasındaki adamlara kızı işaret etti.
"Tutun onu ve kaçmasına izin vermeyin. Bakalım bu gördüklerinden sonra da böyle cesur ola bilecekmi."

İki adam Tutkuya yakınlaşıp onun küçük kollarından tuttu. Ağzını bir bezle bağladıktan sonra yüzünü tamamen kadına doğru çevirdiler. Artık olanları net bir şekilde göre biliyordu.
Keşke görmeseydi.

13 yaşındaki bir kız çocuğu o gün görmemeyi diledi. Kalbini üşüten  soğukluğu hissetmemeyi diledi. Etrafı saran tüm sesleri duymamayı diledi. O gün Tutku Kardelen yaşamamayı diledi.

Hamile bir kadın gözünün önünde tacize uğrarken o sadece izledi tüm bunları. Ne başını çevire bildi nede gözlerini kapata bilmesine izin verildi. Ona zorla izlettiler bu iğrençliği. Gözleri dolu dolu olsa da ağlamadı. Yerinde dimdik durdu. Çünkü biliyordu, eğer insanların önünde yere düşerse yenilgiyi kabul etmiş olurdu. Ağlarsa onların kazanmasına izin vermiş olurdu.

𝕍𝕖𝕣𝕚𝕝𝕞𝕚ş 𝕤ö𝕫𝕝𝕖𝕣 (ARA VERİLDİ). Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin