Bölüm XV: DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR (4/4) 🌊 Berk Learns the Truth

263 16 13
                                    

"Önce koşuyoruz! Ha'di bakalım, yeni spor salonumuzun hakkını verelim!" diyen Önder, elini çırptı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Önce koşuyoruz! Ha'di bakalım, yeni spor salonumuzun hakkını verelim!" diyen Önder, elini çırptı. "Islığımı duyana kadar durmak yok!"

Berk, gerçekten de Önder hoca düdüğü çalana kadar, yorulmak, dinlenmek nedir bilmedi. Aslında futbola yatkın olduğunu düşündü Önder... Ama düdüğü duyar duymaz da, suyunu içmeye koşturdu Berk. "Spor salonunu da sen toplayacaksın, unutma," dedi Önder.

"Yok, artık daha neler, bir okulumun hizmetlisi olmadığım kalmıştı, o da oldu!"

"Kabul et, futboldan sen de hoşlandın. Önyargı duyduğun bu spor, sonunda senin de kalbinin kapılarını aralamaya başladı..."

"Önder hocam, bi' şey soracağım," diye konuyu değiştirdi Berk. "Sizin Kerem Tunçeri imzalı topunuz n'oldu?"

"Yenisini imzalatacağım, nasıl olsa Kerem benim yakın dostumdur. Hidayet'e de imzalatırım bu kez, Mehmet'e de... toplu imzalı topum olur." Önder sırıttı.

Berk, bu kadar basketbolcuyu şahsen tanımasına imrendi. "Futbol halen iğrenç bir şey, ama büyük yıldızlarla tanışacaksam, ve benim de toplu imzalı bir formam olacaksa, şansımı denemeye değer!"

"Sadece o da değil..." dedi Önder. "Yarınki maça, Avrupa'dan bir heyet de gelecek. Yetenek avlayacaklar... yalnızca sen değil, bütün takım bu işi ciddiye alsa iyi olur. Ve bunun da yolu neyden geçer, biliyor musun...? Takım olmaktan. Ama gerçek bir takım. Bu yüzden, seni Ali'yle buzları eritmeye davet ediyorum Berk. Aranızda ne geçti bilmiyorum, ama halledilmeyecek bir şey değildir. Bilirsin, babanla ben de böyleydik... kedi-köpek gibi... her zaman ben ilk adımı atardım biliyor musun? Haklı olup olmamamdan bağımsız... Çünkü gerçek büyüklük budur. Bak hem... sana şu anda Ali'yi methetmek ne kadar akıllıca bilmiyorum ama, Ali öyle iyi bir çocuktur ki... sen ona bir adım atsan, o inan sana on adım koşacaktır..."

"Ne kadar da..." dedi Berk, "Ediz Hun'a benziyorsunuz."

"Anlamadım?"

"Babama sorun," dedi Berk. "Anlayacaksınız."

*****

Zeyno, önceki partide giydiği siyah elbiseden farklı olarak, kırmızı giyiniyordu bugün. "Zeyno..." diye aynı girişi yaptı Ege. "Bu sen misin gerçekten, demeyeceğim, çünkü bu partiye, bir öncekinin karmasını yaşatmak istemiyorum."

"Çağrı iyi mi?" diye sordu Ege'ye...

"Neden Çağrı'yı merak etmek yerine, diğerleri gibi havuza girmiyorsun? Defileye gelmiş gibi giyinmişsin bir de... Allah bilir mayolarını falan bile getirmemişsindir."

"Bana karşı neden böyle cinssin?" diye sordu Zeyno da. "Çağrı'nın iyi olup olmadığını merak etmek de mi kabahat oldu?"

 "Çağrı'nın iyi olup olmadığını merak etmek de mi kabahat oldu?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎈ADANMIŞ 1. "Sezon"🔚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin