Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnsanın onca kalabalık arasında kör olduğu zamanlar vardı. Gözleri açık olsa bile bir perde iner ve o gözleri ruhani bir perdeyle kapatırdı. Ne görürdün ne de görmeye çalışabilirdin. Görsen bile o perde aralanmaz ve seni gözü açık bir kör yapardı. Gözü açık bir kör. Onca pisliğin içinde, elekten geçen sorunların; sadece alt tarafını görmen gibi.
Karşımızda oturan ve boyama yapan üç çocuğu izliyorduk. Üç gündür yaptığımız tek şey; kirli bir oyunun içine atılan bu çocukların, nasıl harcandığını düşünmekti.
Oyun benim çevremden dönüyordu. Zarar en yakınımdan işliyordu. Karşımda oturan üç çocukta benim öğrencimdi. Alişan, Meryem ve Anıl.
Alişan'ın bizi takip ettiği o geceden sonra onunla konuşmaya çalışmıştık. Onu birinin bizim peşimize taktığı bariz belliydi fakat o da bunun nasıl olduğunu bilmiyordu. Anıl ve Meryem ise o gece Alişan'ın ardından gelenlerdi. Malkoç ve Kubat aileleri ile konuşsada elle tutulur bir sonuca varamamıştık. Onlar kullanılıyordu ve biz bunun yapanın izine dahi ulaşamıyorduk. Ne anneanneme ne de bu pisliği meydana çıkaran kişiye.
Yorgun bedenimi duvardan çekerek salondan çıktım. Çocuklar ailelerininde izniyle üç gündür burada kalıyordu. Nisan onlarla, onların diliyle konuşmaya çalışıp ağızlarını korkutmadan arıyordu. Özellikle Meryem çok ürkekti ve okuldandan hatırladığım gibi Malkoç'tan korkuyordu.
Koridordan geçip mutfağa girdiğimde, Malkoç ve Meriç masada oturmuş konuşuyorlardı. Meriç beni farkedince bana doğru dönerek gülümsedi. Malkoç düşünceli haliyle dönüp bakmamıştı bile, fazla dalgındı.
Masada duran sigara paketinden bir dal çıkararak ucunu ateşledim.
"Son iki gündür çok fazla sigara içtiğinin farkında mısın?" Dedi, Meriç düşünceli tavrıyla bana doğru eğilerek.
Malkoç'ta Meriç'in sesiyle başını kaldırarak bana bakmıştı. Kahve gözleri yüzümde dolanıyordu.
"İçim sıkkın." Dedim, konuşmak istemesem bile onu cevaplayarak.
Günlerdir deli bir huzursuzlukla savaşmaya çalışıyordum. Durgunlaşmıştım. Düşünceler beynimi uyuşturuyor ve yaşam kalitemi çok fazla etkiliyordu.
"Biliyorum," dedi, Meriç huzursuz bir nefes verdi. "İşler çıkılmaz bir hale geldi."
Bakışlarımı ondan çekerek Malkoç'a çevirdim. "Her yeni bir gelişme iyice midemi bulandırmaya başladı," dedim, sigaradan derin bir nefes çekerek. "Küçük çocukların böyle bir şeye dahil edilmesi ve bu çocukların benim çevremden hatta öğrencim olması; beni daha fazla olayın ortasına itiyor. Bu işin içinden çıkamazsak eğer; çok fazla sorun daha meydana gelecek."