Sezen Aksu | Şanıma İnanma
"Gerçeği gözden kaçıran yarim..."
"Sus be yavrum. Kapat şu müziği. Sabah sabah kafam şişti Sezen!"
Anneanneme gülerek saçımı yapmaya devam ettim. "Eğriyi doğruyu şaşıran yarim..."
Sezen çalarken hazırlanmaya devam ediyordum. Okula gitmeden mutlaka enerjimi yüksek tutmak için yapardım bunu. Müzik dinleyerek hazırlanmak, tüm günümü güzel geçiriyordu.
"Kapıya toplayacaksın kızım milleti! Saat daha sabahın yedisi. Karga bokunu yemeden, müzik çıktı başımıza Allah'ım!"
Şarkı geçerken gülerek mırıldanmaya devam ediyordum. "Gülü seven dikenine dayanır yani..." Şarkının sözleriyle ona bakarak kahkaha attım. Kaşlarını çattı. "Şarkı sözleriyle laf mı sokuyorsun sen?" Dedi şüpheyle. Başından kayan tülbenti omzuna attı. Ellerini beline koymuş beni izliyordu. Beyaz gömleğimi elimle düzeltirken, aynadan ona baktım. "Aşk olsun anneanne! Yapar mıyım hiç?" Dediğimde, söylenerek yanıma geldi. "Bak bakayım bana," dedi. Ona döndüm. Elleri gömleğin yakalarını düzeltti. Ciddi bir iş yapar gibi yapıyordu bunu. "İnsan dar gömlek giyer Sezen! Bol şeyleri nereden buluyorsun böyle? Üstüne yapışsın kızım, hanımefendi gibi olsun biraz üzerin." Gömleğimde dolaşan ellerini tutarak öptüm. "Aşkım moda bu moda." Dediğimde homurdanmaya devam etti.
Gülerek aynaya döndüğümde dudak parlatıcısını dudağıma sürdüm. Omzumun bir tık altındaki dalgalı saçlarımı elimle kabarttığımda, arkamda beni izleyen anneanneme döndüm.
"Ay Sezen," dedi. Sesi keşke der gibiydi. Saniyeler önceki homurdanması geçmiş, usulca yatağıma oturmuştu. "Dedende böyle görseydi seni, nasıl gururlanırdı biliyor musun?" Yüzüne buruk ve heyecanlı bir tebessüm düşmüştü. Yıllar geçsede acısı bâki kalacaktı. Yüzündeki halinden bunu anlayabiliyordum.
Yanına ilerleyerek oturduğumda bana döndü. Ellerimi yanaklarına koyduğumda, yaşına göre dinç fakat acıyla gölgelenmiş yüzünü izledim. "Mamişko, dedem beni eminimki izliyor." Dediğimde gülümsedi. Yanağına sulu bir öpücük kondurduğumda, hızla sildi. "Sezen düzgün öp öpeceksen!"
"Menkıbe Hanım çok söylenmeyin, hep böyle öpeceğim sizi." Dediğimde tekrar homurdanır haline geri dönmüş ve odadan çıkmıştı. Çıkmadan müziği kapatmayı elbette ki es geçmemişti.
Anneannem burcunu çok iyi yansıtıyordu. Menkıbe Yaşar gerçek bir ikizler burcuydu.
Üzerimdeki yüksek bel siyah pantolonumu düzelttiğimde, oxfordları ayağıma geçirmiştim. Masanının üzerinden duran çantamı koluma taktığımda odadan çıktım.
"Anneanne?" Diye seslendiğimde, mutfaktaki tıkırtılara doğru ilerledim. Çay koyuyordu.
"Mamişko n'apıyorsun sen?" Dediğimde bana döndü. Çay koyduğu termosu bana uzattığında gülmeden edemedim. "Neden uğraşıyorsun sen anneanne ya, hadi yat saat daha çok erken."
Kendine koyduğu bardağı alarak masaya oturdu. "Sabah namazından sonra uyuyamıyorum bilmiyor musun?" Dedi. Başımı sallayarak yanına gittiğimde, beyazlaşmış saçlarını öptüm ve kapıya ilerledim.
"Hadi ben kaçtım." Dediğimde, seslendi. "Sezen saat daha çok erken. Gel bir bakayım sen şuraya," yanında duran sandalyeyi çekti. Şaşkınlıkla ona bakarken, eliyle sandalyeye yavaşça vurdu. Çektiği sandalyeye otururken çantamı ve termosu masaya bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tepeli Deve
RomanceSezen, sıradan bir öğretmendi, ta ki İzmir'den İstanbul'a anneannesinin yanına dönene ve Tepeli Deve ile tanışana kadar. Başlangıç; 17 Eylül 2022