14|Amerika

214 22 0
                                    

"Anne benim dışarıda işim var, birkaç saate gelirim." Hafta sonu gelmişti ve hâlâ hiçbir şeyi annesine söylemeyen Arda, bütün gerekli evrakları alıp işlerini halletmek için evden çıkmıştı. Merdivenleri inip sokağa çıktığında çağırdığı taksinin hâlâ gelmediğini görünce binanın duvarına yaslandı ve sokakta oyun oynayan çocukları izlemeye başladı.

"Dalgınsın." Ne ara geldiğini anlayamadığı Çağlar'ın sesiyle irkilerek kendisine gelirken şaşkın bakışlarını önündeki gence dikti.

"Yo, gayet iyiyim." dedi ve tekrardan çocuklara döndü.

"Kötü bir şey yoktur umarım?" Çağlar, bir adım yana kayıp tekrardan önüne geçtiğinde derin bir nefes verdi ve gülümsemeye çalışarak kafasını iki yana salladı.

"Hayır yok."

"Bahar teyze nasıl, görmüyorum kaç gündür."

"O da iyi." Arda, bıkkın bir nefes verdi ve kolundaki saate baktı. Nerede kalmıştı bu taksi?

"Lafı da ağzından tek tek alıyorum. Biraz daha mı enerjik olsan." Çağlar, gülerek konuştuktan sonra ense kökündeki saçlarıyla oynayarak bakışlarını kaçırdı.

"Sen biraz daha az konuşsan da olur aslında." Arda, gözlerini devirerek fısıldamıştı ama Çağlar ne dediğini duymuş ve bir cevap vermeden öylece yüzüne bakmıştı.

"Tekrardan yakın olalım diye uğraşıyorum." dedi Çağlar, dakikalar sonra.

"Ama ben istemiyorum." Arda, kollarını iki yana açarak sinirle konuştuğunda Çağlar da sinirlenmeye başlamıştı.

"Eski günlerin hatırına çabalıyorum. Çocukluk arkadaşıyız sonuçta, yılların dostluğu var."

"Dostluğumuzu sikeyim." Arda tekrardan fısıldadı ve tebessüm ederek Çağlar'a baktı. Bilerek fısıldıyordu çünkü bu durum Çağlar'ı daha da sinir ediyordu.

"Bak Çağlar, eski günler falan hikaye, niye bana yakın davrandığını biliyorum. Seni tamamen gözden çıkardığım için tekrardan eskisi gibi vazgeçilmez olmayı, en önemlisi de benim hayatımdaki tek kişi olmayı istiyorsun. Bunu da dostluğumuz için değil, sana bağımlı olmam için istiyorsun zaten. Ama hatırlatmalıyım ki benim hayatımda zaten İlker var-"

"Amerika'daki İlker." Çağlar, Arda'nın sözünü kestiğinde sinsice sırıtmıştı. "İlker'in Amerika'ya gittiğini biliyorum. Söylesene aranızda binlerce kilometre varken zor olmuyor mu?"

  Arda, yalanının açığa çıkmasından korkarak yutkundu ve gözlerini kısarak dik dik Çağlar'a baktı.

  İlker'in Amerika'ya gittiğini nasıl öğrendi? Sevgili olmadığımızı, sinir etmek için yalan söylediğimi de öğrendi mi acaba?' diye düşündü Arda ama bu fikri kafasından savarak gözlerini yumdu ve Çağlar'ı sinir etmek istercesine gülümseyerek konuştu.

"İnan bana onunla olan bin kilometrelik uzaklık bile seninle olan bir adımlık yakınlıktan daha kolay. Ayrıca işin gücün yokmuş gibi birilerini araştırmayı da bırak."

"Hah." Çağlar, ellerini cebine koydu ve daha uzun olduğu için üstten bakışlarını Arda'ya sabitledi. "Amerika'dan bahsediyoruz Arda, arka mahalle falan değil yani. İstesen bile bu uzaklıktan mümkün değil."

"Şansa bak ki ben de Amerika'ya taşınmak için hazırlıklara başladım bile."

  Arda'nın dediğiyle Çağlar'ın gülümsemesi solarken dik tuttuğu omuzları düşmüş, gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

  Arda, son darbeyi vurmuş olmanın verdiği mutlulukla sırıtarak, kolları arasındaki evrak çantasını sıkıca kavradı ve Çağlar'ı, yüzünün aldığı şaşkın ifadeye orada bırakarak gelen taksiye bindi.

Sen ve Ben  |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin