Monaco prensi (+18)

Gelecekten Bir Tını

Merhaba arkadaşlar 3 hafta olmuş sanırım buranın yolunu biraz unutmuşum üstümde bir isteksizlik var galiba son olanlardan dolayı ama olsun geldim geçte olsa sizleri seviyorum
🫶🏻

BU YARIM BÖLÜM YAŞ sınırı + 17,5 DUR sizi seviom

Devamkeeeee....

GELECEKTEN BİR TINI.( cidden gelecekten bir kesit)

Umutların tükendiği bir yerde asla ama asla umutlarım var demeyin.

Yoksa tüm umudunuzu tükketirler.

Küvetin içinde buruşan parmaklarıma baktım aşağıdan gelen kokular derin bir iç çekmeme neden oldu.

Adım sesleri buraya geldiğini gösteriyordu gülümsememe engel olamadım tanrım.Kapıyı açıp küvetin içindeki bana baktı ve arsız bir surat ifadesiyle bedenimi süzdü .

'' Yemek hazır...'' dudaklarını yalama şeklinden yemeğin ben olma ihtimalini geçirdim aklımdan.

''Çok açım seni bile yiye bilirim Charles.'' gözlerimin içine bakıp yıldızlar gibi parlayan gözlerini deydirdi.

Üzerimemi geliyordu o ?

Tanrım cidden üzerime geliyordu.

'' Biliyormusun bebeğim sanırım bende seni yiyeceğim''

Altındaki eşorfmanı çıkartıp küvete girdi.

Baldırlarım' dan tutup beni hem kendine çekti hemde havaya kaldırdı baldırlarım'da dolaşan dili ve dudakları beni ıslatmıştı. Dudaklarım'dan kaçan inlemeye hakim olamadım.

"Vücudun bir pist gibi. Her kazandığım'da tekrar kazanmayı arzuluyorum sen bana neler yapıyorsun... Imh"

Charlesın her kelimesiyle beni kendine daha fazla bastırdı içime girmeden önce söylediği kelime tüm tüylerimi havaya kaldırdı.

"Biliyormusun bebeğim iyiki o yarışı kaybetmişim"

Kucağın'da hareketlenirken aklıma gelen şeyle boğazıma yumru oturdu.

Lanet olası gün...

Carles beni daha sıkı kucaklayıp kaldırdı.

Duş başlığının hemen yanına sırtımı dayadı elleri kalçamı yoğururken dudakları boynum ve omuzlarım arasında gidip geliyordu.

İçime giriş ve gelişleri dahada hızlanmıştı. İnlemelerimiz çoğalırken dış kapınının çalma sesi geldi.

Charles beni yavaşça indirip dudaklarıma son bir öpücük kondurdu.

"Sen kapıya bak ve bende şu işimi haledeyim"

İma etiği şeyle gülümseyip kalbinin üstüne bir öpücük bıraktım.

Charlesın tişörtünü ve kendi şortumu üstüme geçirip hızlı adımlarla kapıya ilerledim.

Tanrı biliyordu ilerde hayatımın her saniyesi olan adamı kaybediceğimi bilseydim asla o lanet kapıyı açmaz yada asla o lanet anlaşmayı yapmazdım.

"Merhaba küçük meyvem."

"Sen burda ne halt yiyorsun Pierre!?"

"Charles nerde ona seninle yaptığımız küçük anlaşmadan bahsetmeyi unutmuşum"

Gözleri tişörtün beli etiği göğüslerimdeydi

"O siktiğiminin gözlerini hemen üstümden çek!"

"Ahh benim minik ve küçük ağız sulandırıcı meyvem... Sevgilin bana verdiğin sözü yada onun kaybetmesi şartıyla yaptığımız anlaşmayı biliyormu sözlerini tutma vakti"

Arkamda hisettiğim bedendenmi yoksa midemde ki küçük kelebektenmi bilmiyorum korku çok korkutucuydu.

"Bu piç neler söylüyor böyle chrolotte?"

Ölüm yakındı ama ölüme yakın olan cenneten bize gelen minik bir kelebekti.

Tanrım konuyu biliyorsun aşık olduğum adam ve kusmuk torbası bu varlık yan yana gelmesindi.

Hey hey hey ben geldim bal tanelerim

Uzun zaman oldu spor dan arta kalan zamanlarımda umutsuz ev kadınlarına başladım açıkçası şu aralar buralarda kimse yok zaten açıkçası kimsenin bişey yazıcak okuyacak izliycek yada ne bileyim (Twitch YouTuberler) bişey yapmak isteyen kalmadı aslında yapıcaz ballarım temelli gelicem az kaldı

🩷🩷🩷🩷🩷

Sizleri çok seviyorum ama bu zaten biliyorsunuz 🩵☁️☀️