⁶ꜱᴛɪʟʟ ᴡɪᴛʜ ʏᴏᴜ

152 28 22
                                    

❛17.04.2023-19.04.2023❜

❛보고 싶었어요

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❛보고 싶었어요

눈을 보고 말할래요❜

🝮

Kampüsten içeriye adım attığı an, onunla göz göze geldi Sunghoon. Onun gözlerindeki girdaba kapılmamak için kafasını hızlıca diğer tarafa çevirmişti, fakat ne fayda? Çoktan o girdaba çekilmişti bile. O gözlere bakmayı, içinden geçenleri izlemeyi ne de özlemişti. Sadece gözleri mi? Her bir zerresine duyduğu özlemin haddi hesabı yoktu. Kollarına atlayıp, "Seni özledim," demek için yanıp tutuşuyordu âdeta.


"Keşke böyle olmasaydı, keşke..." diye mırıldandı.

Onun ilk geldiği gün hissettiği hüzün, şimdi özleme evrilmiş, fakat bunu öfkeyle örttüğünden bir haberdi.

"SUNGHOON HYUNG!"

Kendisine seslenilmesiyle bakışlarını büyük ağaçlardan birinin altında oturan miniğine çevirdi. Gülümseyerek kendisine el sallıyordu.

O da tebessüm etmeye çalışarak, arkadaşına doğru ilerledi.

"Günaydın Jungwon-ah~"

"Günaydın Dünya'nın en mükemmel hyungu~"

"Âşık mısın? Ne bu tavırlar?"

Jungwon bunu duyunca dudaklarını büzmüş ve kafasını eğerek, "Çok mu belli ediyorum?" demişti.

Sunghoon onun bu oyuncu tavrına göz devirip gülmüştü.

Kardeşi ve bu minik hayatında olduğu için çok şanslı hissediyordu.

"Sunoo nerede?"

"Sana söylemedi mi?"

Jungwon'ın kaşları çatılmış ve anlamazcasına kendisine bakmıştı.

"Neyi?"

"Sunoo bugün gelmeyecek. Kendini iyi hissetmiyormuş."

"Neden ki? Nesi var?"

"Sanırım Riki konusunda, hâlâ duygularını fark etmiş değil. Her şeyden habersiz aşk acısı çekiyor ikisi de."

"Ya şapşal aşıklar..."

"Hemde ne şapşallar. Eve gidince ağzını yoklayacağım bir."

"Bence ağzını yoklamamız gereken biri daha var."

"O ne demek şimdi?"

"Jake sana bakıyor."

"Ha?"

"Jake sana bakıyor hyung."

Sunghoon merakla kafasını o tarafa çevirince, Jungwon hızla kolunu tutup onu kendine çevirmişti.

"Ya hyung ne yapıyorsun?"

Sunghoon anlamazcasına arkadaşına baktı.

"Ne yapmışım?"

"Ya hyung senin şu an 'Umrumda değil,' tavırları takınman lazım. Bakma, konuşma. Dinle, ama belli etme. Onu kendinden mahrum bırak. En azından bu kadarlık bir dersi hak ediyor."

"Haklısın."

"Haklıyım tabii."

"Jay'le ne yaptınız?"

Sunghoon bunu sorar sormaz Jungwon'ın yüzü kızarınca, gözleri kocaman olmuştu ve şaşkınlığını hiç gizleme gereği de duymamıştı.

"Yuh Jungwon, yuh."

"Ne yuh ya? En son yaz tatilinde yaptık."

"Siz o kadar dayanamazsınız."

"Tamam ya, en son bir de Jake'in geldiği gün yapmıştık."

Sunghoon gözlerini kısarken ona bakmış, "Siz hep tartıştığınızda mı sevişiyorsunuz Won?" diye sormuştu.

"YA HYUNG NE ALÂKA NE DİYORSUN?"

Sunghoon onun bu hâliyle daha çok gülmeye başlamıştı.

"Tanrı'm, yine sana bakıyor. Hyung onun... Gözlerinin içi parlıyor sanki? Gülümsüyor şimdi."

Sunghoon'un gülüşü yavaşça solarken, kaşları çatılmıştı.

"Onun bana bakarken değil, yanındaki çocuğa bakarken gözleri parlıyor artık."

"Hyung, bak o çocuktan artık nefret ediyor olabilirim ama, sana hâlâ bir şeyler hissettiği her hâlinden belli."

"Nereden çıkarıyorsun?"

"Bakışlarını görmüyorsun hyung. O derin bakışları görsen, ona her şeyi anlatması için yalvarırsın. Ama sen öylece bakmayı tercih ediyorsun. Bak, seni hiçbir şeye zorlayamam. Ne yapsan haklısın. Ne desen haklısın bana göre. Ama bilmiyoruz ki neler olduğunu? Sen ona konuşmak için fırsat vermedin. Dersi hak ediyor, ama kendini anlatamayıp içinde boğulmayı hak etmiyor. Kimse hak etmez bunu."

"Bilmiyorum Jungwon, kafam çok karışık."

Jungwon, hyunguna biraz daha yaklaşmış, yandan sarılmıştı ona.

"Biliyorum, görüyorum, anlıyorum. Zaman ver kendine, bende biraz fazla üstüne geldim. Bırak zamana, ne zaman kendini hazır hissedersen, dikil karşısına, sor hesabını. Gerekirse ders, gerekirse ceza, ne hakederse onu yapacağız."

"Teşekkür ederim Won-ie."

"Etme. Sen zamanında çok yardım ettin. Bırak, karşılığını yapayım."

Sunghoon dolan gözlerine tezat, ufak bir tebessüm sunarken küçüğüne, saçlarını öpüp kafasını onun kafasına yaslamıştı.

O sırada, Jake'in kendinden ayırdığı bakışları tekrar kendisini buldu.

Tam o an, ikisinin de nefesi kesildi.

Birbirlerinin dolan gözlerini görmek, ikisinin de Cehennem'i tatmasıydı. Ve ikisi de şu an, onun ateşinde yanarcasına acı çekiyorlardı.

Onlar, güzeldi. Bu acılara katlanmayı, bu göz yaşlarını dökmeyi, bu ayrılıkları yaşamayı hak etmeyecek kadar güzeldi...

Ama kaderleri, o kadar güzel değildi.

⋮ ✉ ⋮
┊Sınır:⭐10 💬10┊

♫♪➮ Jungkook - Still With You

𝐈 𝐇𝐚𝐭𝐞 𝐘𝐨𝐮, 𝐈 𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐘𝐨𝐮| 𝐉𝐀𝐊𝐄𝐇𝐎𝐎𝐍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin