❛08.06.24-11.06.24❜
❛İçimde bitmeyen hisler
Acısı dinmeyen izler var
Yine de gelmeni ister
Canımı yakmanı izlerdim❜🝮
Sunghoon, serinleyen havada düşünceli bir şekilde okula gidiyordu. Sunoo'nun dersi öğleden sonra olduğu için bugün yalnızdı. Dolayısıyla zihni daha karmaşıktı ve içinden çıkmakta zorlanıyordu. Sonbaharın getirdiği hafif serinlik tenini okşarken, ağaçlardan dökülen altın rengi yapraklar kaldırımları bir halı gibi kaplamıştı. Her adımında yapraklar hışırdayarak dağılıyor, ayaklarının altında ezilen yaprakların çıkardığı sesler, doğanın bir melodisi gibi kulaklarında yankılanıyordu. Serin rüzgar yüzünü yalarken, düşüncelerinin derinliğinde kaybolmuştu.
Okulun aşina yolunu takip ederken, aklında hayatın karmaşıklığı ve her şeye dair belirsizlikler vardı. Her nefeste içine çektiği taze hava, zihnini biraz daha berraklaştırıyor, sonbaharın melankolisine karışan düşünceler oradan oraya savruluyordu.
Uzaktan okul binasını gördüğünde, derince bir nefes almadan edemedi. Onun yüzünü görecek olmak, hem heyecan, hemde öfke uyandırıyordu içinde. Adımlarını âdeta sürükleyerek kampüse girdiğinde, etrafa bir bakış atmıştı. Tanıdık kimse yoktu. Arkadaşlarının derslerinin başlamış olabileceği düşüncesiyle kendi dersliğine gitmek için fakülteye girdi.
İlk dersleri çizim teknikleriydi. Sevdiği bir dersti aslında ama, güzel sanatlar bölümü ile ortak işleniyordu ve atölye ekstra kalabalık oluyordu. Eh, bu durumda Sunghoon'un pek hoşuna giden bir durum değildi.
Üst kata çıkıp atölyenin önüne geldiğinde, tam kapının kulpuna uzanacaktı ki duyduğu seslerle durmuştu.
"Sunghoon seni burada görünce çıldıracak."
"Biliyorum. Ama daha fazla kaçamam Jay. Derslerden kalacağım yoksa."
Kaşları çatılırken, biraz daha yaklaştı Sunghoon kapıya.
Jake güzel sanatlarda mı okuyordu?
Lisedeyken hayalini kurduğu gibi.
Şaşırmadan edemedi Sunghoon.
Her şey gibi, okuyacağı bölümün de değişeceğini düşünmüştü. Ama hayır, değişmemişti.
"Tamam da oğlum... Of. Ne zaman anlatacaksın?"
"Hazırım diyerek geldim. Ama cesaretim onu görene kadarmış. Hiç hazır hissetmiyorum kendimi."
"2 ay oldu Jake. 2 aydır buradasın ve çocuğa hiçbir şey anlatmıyorsun."
"Biliyorum. Şu tahlil sonuçları bir çıksın, karşısına dikilip anlatacağım her şeyi. Öyle umuyorum yani. Jay... Ya dinlemezse beni?"
Jay arkadaşının omzuna elini koyup sıvazlarken, "Dinler, dinleyecek. Umutsuz olma bu kadar. Ben gideyim artık. Dersim başlayacak." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈 𝐇𝐚𝐭𝐞 𝐘𝐨𝐮, 𝐈 𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐘𝐨𝐮| 𝐉𝐀𝐊𝐄𝐇𝐎𝐎𝐍
Fanfiction»ᴊᴀᴋᴇ sɪᴍ•ᴘᴀʀᴋ ꜱᴜɴɢ-ʜᴏᴏɴ« ❝Bir yanda, sevgilisiyle biriktirdiği anılarla yaşayan Park Sunghoon, diğer yanda ise sevgilisini ardında bırakıp gittiği için o anılarla bile yaşamayı kendine çok gören Jake Sim. Aralarına kilometreler, yıllar girse de, bi...