¹⁵ᴛʀᴜᴛʜs

87 20 130
                                    

❛07.07.24-13.07.24❜

❛Sevme beniSenin sevmelerine kalmadım❜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sevme beni
Senin sevmelerine kalmadım❜

🝮

Jake'in ruh hâli, yoğun kasvet ve gerginlikle dolmuşken, ayaklarını âdeta sürükleyerek ilerliyordu. Yüzünde beliren ifade, aklındaki düşüncelerin ne kadar karmaşık ve ağır olduğunu yansıtıyordu. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalışsa da, göğsündeki baskı hissi bir türlü geçmiyor, aksine daha da nefesi kesiliyordu sanki. Kalbi göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atarken, elleri istemsizce titriyor, soğuk terler alnından süzülüyordu bir bir.

Gözlerini yere dikmiş, kafasında sayısız senaryo canlandırıyor; eski sevgilisinin yüzündeki ifadeleri, söyleyeceği her kelimenin etkisini hesaplamaya çalışıyordu. Midesinde hissettiği düğüm, konuşmanın yaklaştığını hatırladıkça daha da sıkılaşıyordu. Adımları o kadar ağır ve isteksizdi ki, her bir adımında geri dönmeyi düşünüyor ama bir yandan da bu konuşmanın gerekliliğinin ve geciktiğinin farkındalığıyla bu isteksizliğine direniyordu.

Ne ara geldiğini anlamadığı soğuk apartmanda, yüzleşme anını geciktirmek için merdivenleri yavaşça tırmanıyordu resmen. Tanıdık kata ulaştığında, daire numarasıyla bir müddet bakıştıktan sonra zile basmış, pekte sabırlı sayılamayacak şekilde beklemeye başlamıştı.

Sonunda kapı açılıp, ardından beklenmedik bedeni görünce şaşırmadan edememişti.

"Ah, merhaba. Sunghoon yok mu?"

"Yok. Ne işin var burada?"

Daha önce bir kaç kez gördüğü bedeni süzerken, Heeseung'ın dediklerini hatırladı ve bir nefes verdi. Riki, Park kardeşlere oldukça düşkündü. Sunghoon'u abisi olarak benimsemişken, küçük olana ise gözünden sakınacak kadar aşık olmuştu.

"Onunla-"

"Riki, kim gelmiş?"

İçeriden gelen sesle ikilinin bakışları oraya dönerken, Riki çok kısa bir süreliğine de olsa dönüp Jake'i süzmüş ve içeriye seslenmişti.

"Gelip kendin görmek ister misin?"

Sunoo sorgularcasına mutfaktan çıkıp kapıya ulaştığında, gördüğü bedenle az önce ki sakinliğinden eser kalmamış gibi duruyordu.

"Ne var?"

"Sunghoon'la konuşmak istiyorum."

"O seninle konuşmak istemiyor."

"Sunoo, lütfen. Cesaretimi toplamışken her şeyi açıklamama izin ver. Eğer şu an yapmazsam, başka bir zamanda yapabileceğimi sanmıyorum çünkü."

𝐈 𝐇𝐚𝐭𝐞 𝐘𝐨𝐮, 𝐈 𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐘𝐨𝐮| 𝐉𝐀𝐊𝐄𝐇𝐎𝐎𝐍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin