3

493 66 22
                                    

anlamışsınızdır minho zaten öldü ama ölümünü yazamadım



...


Aradan tam 1 ay geçmişti.

Minho'nun ölümü Chan'ı tamamiyle yıkmıştı. Jeongin o bir ay boyunca hastanede kalmış psikolojik tedavi görmüştü.

Bünyesi çok zayıf düşmüştü ama kırıkları ve yaraları iyileşmişti.

Chan Jeongin'i arabaya alıp evine doğru sürmeye başlamıştı.

Birkaç saatlik yol boyunca Jeongin sadece yolu izlemiş Chan ile yine iletişimden kaçınmıştı.

"Geldik." dedi Chan ve kapısını açtı. Jeongin de yavaşça kapıyı açıp arabadan inmişti.

Yavaş yavaş yanına adımladığında Chan'ın evini incelemişti bir süre.

Bembeyaz müstakil bir evdi. Mahallenin tamamı benzer şekildeydi sıralanmış müstakil evler vardı.

Jeongin etrafı inceledi. Çok sessiz ve güzel bir yere benziyordu.

Hemen karşıdaki parkı gördüğünde Chan'ın omzuna dokundu yavaşça.

"Gidebilir miyim?" diye izin istedi.

Chan hafifçe gülümsemişti. Ardından başıyla onayladığında Jeongin yavaş adımlarla parka ilerledi.

"Daha çok küçük." diye geçirdi Chan içinden.

Ardından arabayı kilitleyip yavaşça yanına ilerledi.

Salıncaklardan birine oturan Jeongin'in yanına ilerledi ve diğer salıncağa oturarak yavaşça sallandı. Jeongin hareketsiz duruyordu.

Chan onu izledi bir süre. Sessizce parkı izliyordu.

"Çocukken parka gitmeyi sevmezdim." dedi Jeongin. Chan dikkatle onu dinliyordu.

"Her çocuk parka gitmeyi sever."

"Ben sevmezdim. Hep yalnızdım çünkü." dedi.

İkili bir süre sessiz kaldı.

"Eğer sana yük olacaksam-"

Chan devam etmesine izin vermemişti.

"Ben Minho ya söz verdim. Sana bakacağım. Beni lütfen abin gibi gör Jeongin çekinme asla tamam mı? Bundan sonra sen ve ben bir arada olacağız. Sen bana asla yük değilsin."

Jeongin sessiz kalmıştı. Abisi istemişti değil mi? Acaba abim söylemeseydi de benimle ilgilenmeyi kabul eder miydi diye düşünmeden edemiyordu.

"Gidelim mi?" dedi Chan. "Aç olman gerek yemek hazırlayalım birlikte. Bana yardım edersin değil mi?" dedi gülümsemeye çalışarak.

Jeongin de karşılık vermeyi denemişti. Başını aşağı yukarı salladı ve ayağa kalkıp onunla birlikte eve adımladı.

İkili eve girdiğinde Jeongin etrafı incelemişti merakla.

Salon ve mutfak bir aradaydı. Kocaman bir salonu vardı fakat sadece büyük bir televizyon, koltuk takımı ve kocaman bir kitaplıkla doluydu.

Salon kadar büyük olmasa da mutfak da oldukça genişti.

"Beğendim mi?" dedi Chan gülümseyerek. Jeongin yine başıyla onaylamıştı.

"Gel." dedi ve elini uzattı ona. Jeongin evi incelerken elini tutup peşinden ilerlemişti.

"Bak buradı benim odam. İçeriyi görmek ister misin?" demişti gülümseyerek.

brother¿/chanin, jeongchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin