Changbin diken üstünde oturduğu koltukta ona dik dik bakan Hyunjinden kaçamadığı için tedirgin hissediyordu.
Jeongin'in arkadaşı olduğunu anlamazsa aptallık ederdi. Hyunjin Changbin'in yanından bir saniye dahi ayrılmamış konuşmasına müsade dahi etmemiş pür dikkat ona bakıyordu.
"Misafiriniz olduğunu söyleseydiniz gelmezdim." dediğinde Hyunjin sinirle. "E kapı orda gitsene o zaman." demişti.
Changbin ona dönüp dişlerini göstererek gülümsediğinde Jeongin araya girmişti.
"Changbin gel biz yer değiştirelim seninle bakıyorum rahat değilsin orda."
İkili göz açıp kapayıncaya kadar yer değiştirdiğinde Hyunjin'in gözleri büyümüştü.
"Tanrım şimdi de sevgilimin yanına oturuyor ben bunu yolarım." diye ayağa kalkmaya çalıştığında Jeongin ona sıkıca sarılıp bırakmamıştı.
"Ahh Jin ne kadar özlemişim seni de." diyerek koltuğa oturtup sarıldığında Hyunjin karşılık vermişti ama gözlerini Changbin den hala ayırmıyordu
Chan ortama müdahale edip Changbin ile yer değiştirip en güvenli kişinin yanına oturtmuş ve ortamı dağıtmıştı.
"Şey hadi Hyunjin Changbin'i de gördün kalkalım artık biz." demişti sevgilisi ama dinleyen kim.
"Bu yılan burdan gitmeden dışarı adımımı atmam." dediğinde Jeongin dudaklarını birbirine bastırıp gülmüştü.
"Ahh Hyunjin biliyor musun? Changbin de tam bir Harry potter hayranı(?)." diye ortama yem attığında Changbin'in şaşkın suratıyla karşılaşmıştı.
O hayatında hiç Harry Potter izlememişti.
"O ne bir saniye. Ay gerçekten mi?" Hyunjin kıvamını aldığında Changbine doğru eğilip kollarını dizlerine yaslamış ve gülümseyerek ona bakmıştı.
"Ay en sevdiğin karakter hangisi?" demişti ağzı yırtılacaktı gülümsemekten.
"Aa şey Harry." demişti bildiği tek karakterdi.
"Aa benimki de Ron biliyor musun çok seviyorum onu özellikle peltek konuşması onu çok tatlı gösteriyor." dediğinde Changbin de gülümseyip başını sallamıştı.
"Evet konuşması çok tatlı ve sevimli. Şey Jeongin sen nasıl oldun konuşamadık." diye konuyu dağıtmaya çalışmıştı.
Eve gider gitmez ilk işi Harry Potter ı baştan sona izlemekti. Başını yakamazdı. Eğer Jeongin'in en yakın arkadaşıysa tekrar karşılaşacaklarına yüzde yüz emindi ve bu deli kesinlikle onunla konuşmaya çalışacaktı.
"Daha iyiyim. Aslında oraya geri dönmek istemiyorum ama her şeyden kaçarak da kurtulamam başa çıkmam gerek." dediğinde Chan la göz göze geldiler. Gururla bakıyordu ona.
Yaklaşık yarım saat boyunca Hyunjin'in gazabından korunuşlardı Chanfbin'i sonra artk Seungmin dayanamayıp zorla sürükleyerek çıarmıştı onu evden.
"Jeongin beni kurtar beni öldürecek bu manyak." diye mahallede bağırırken Seungmin çekiştirerek götürüyordu onu evden. En son tekrar bağıracağı sırada Seungmin'in sesi yankılandı.
"Sus artık!" diyip ağzını kapatmış ve kendi arabasıyla gelmediği için lanet edip taksi durağına ilerlemişti.
Evdekiler de kahkahalarla Hyunjin'in haline gülüyordu.
Changbin hariç. "Changbin sen bakma o deliye çok kıskançtır." demişti Jisung omzunu patpatlayıp destek olmaya çalışmıştı.
"Ah sorun yok Hyung sadece garip geldi onu da anladım yani arkadaşına ve sevgilisine fazla değer veriyor.
"Hadi ayakta kaldık salona geçelim." demişti Chan onları içeri götürerek.
"Jisung sen ne konuşacaktın benimle?" dediğinde ikili Chan'ın çalışma odasına gitmişlerdi.
Changbin ve Jeongin ise salonda rahatça sohbet ediyorlardı.
"Anlat bakalım Ji." dediğinde Jisung koltuğa bırakmıştı kendini."
"Sanırım aldatılıyorum." demişti gülümsüyordu ama gözlerinde acı vardı.
Chan derin bi nefes alıp yanına oturdu.
"Neden böyle düşünüyorsun ki? Mina'nın seni ne kadar sevdiğini hepimiz biliyoruz." demişti onu rahatlatmaya çalışıyordu.
"Ama sevgi bir yere kadarmış demek ki? Onu bi kızla gördüm. Arkadaşı olduğunu söyledi ama son zamanlarda hep onunla ve mesajlaşmalarını gördüm. Çok yakın konuşuyorlardı ve kız ona bir video atmış öğrenilirse biteriz gibi şeyler yazıyordu. Ben bunu düşünmeyeyim de kim düşünsün. Benimle hiçbir şey yapmak istemiyor davetlerime gelmiyor onunla konuşmama müsaade etmiyor. Sanırım ondan ayrılacağım ama gerçekten aldatıldığım düşüncesi yiyip bitiriyor beni. Ondan bi açıklama bekliyorum ama sanırım kaçaca."
Chan gözlerinden birkaç damla yaş düştüğünü gördüğünde sıkıca sarılmıştı ona.
"Diyecek bir şey bulamıyorum eğer böyle bir şey yaptıysa bunun hatası ve açık konuşmalıyım sanırım yapıyor. Sana verebileceğim bir tavsiye varsa bunu onunla konuş ve bitir. Seni içten içe bitirmesine ve üzmesine müsaade etme."
Jisung ve Chan bir süre daha sohbet edip jisungu rahatlatacak birkaç şey söylediğinde ikisi kendilerini toparlayıp sohbet edip gülüşen ikilinin yanına gitmişlerdi.
"Açıkçası üstüme saldıracak diye korktum." dediğinde Jeongin kıkırdamıştı.
"Birbirimize çok değer veriyoruz ve çok da olmasa uzun zamandır arkadaşız neredeyse 6 ay oldu sanırım belki daha fazla ya da az. Sadece çok düşkün sevdiklerine. Bir tık da kıskanç."
"Böyle bir arkadaşın olmasına gerçekten sevindim Jeong yalnız olmadığını bilmek güzel."
"Hey sen de benim arkadaşımsın!" diyip omzuna vurduğunda Chan ve Jisung'un onları izlediğini fark etmişlerdi.
"Ben çıkıyorum Jeongin. Tanıştığıma memnun oldum Changbin." derken ikili de ayağa kalkmıştı.
"Görüşürüz Hyung."
"Ben de memnun oldum Hyung." diyerek hafifçe önünde eğildiğinde Jisung gülümsemiş ilerlerken durup arkasına dönmüştü.
"Ah salak kafam. Geç oldu Changbin istersen seni de bırakayım."
Changbin gülümsemişti.
"Aslında iyi olur." diyip ceketini almış ve arkadaşına veda edip yanlarına yürümüştü.
Chan onları yolcu ederken Jeongin tabakları mutfağa götürüp yıkamaya başlamıştı.
Jeongin etrafını dolayan kollar ile gülümsemişti.
Elindekileri bırakıp kafasını ona doğru yaslayıp bedenini ona bırakmıştı.
"Bırak hadi sabah toplarım ben." dediğinde inkar etmeden ellerini durulamış ve kurutup onu sıkıca turan bedene dönmüştü.
Kollarını boynuna dolayıp biraz yukarı kalktığında Chan bacaklarından tutup kucağın almıştı.
"Seni çok seviyorum." demiş ve yanağına sulu bi öpücük bırakmıştı.
"Ben de seni çok seviyorum. İyi ki doğdun tekrardan. İyi ki benim sevgilimsin. İyi ki beni bırakmadın. Senin yanında kendimi bulutların tepesinde gibi hissediyorum." diyip başını boynuna göndüğünde Chan da sırtını okşayarak odalarına ilerlemişti.
İkili yatağa girip sıkıca birbirine sarıldığında Jeongin mırıldanmıştı tekrardan.
"Seni çok seviyorum. Çok teşekkür ederim sevgilim. Lütfen beni hiçbir zaman yalnız bırakma olur mu?" diyip boynuna öpücükler bıraktığında Chan gülümsemiş ve daha sıkı sarmıştı kollarını.
"Seni asla bırakmayacağıma emin olabilirsin bebeğim. Her zaman yanında olacağım ve seni seveceğim."
...
OFF HER BÖLÜMÜN SONUNDA BIRAKSAM MI BURDA ARTIK DİYORUM HEPSİ FİNAL GİBİ OLUYO DİREKT İLERİ Mİ GİTSEM ACABA BİTİRSEM Mİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother¿/chanin, jeongchan
Fanfictionchan jeongin in tüm sorumluluğunu üstlenip arkadaşının son isteğini yerine getirmiştim. 08/04/23