8

388 58 16
                                    

Jeongin yaptığı hareketin pişmanlığı ile odasından çıkamamıştı. Bu eve geldiği ilk günden beri ilk kez kendi odasında yatamamıştı.

Yatamamıştı çünkü sabah gün ayana kadar ağlamıştı. Yaptığı aptallıktı.

'Neden öptün gerizekalı' diye kendine hakaretler yağdırmıştı tüm gece.

Hiçbir şey demeden odasına kaçmıştı. Chan da yanına gelmemişti. Başka bir zaman olsaydı gelirdi ama kendi de yapamamıştı.

Nasıl yüzüne bakacağını düşünüyordu.

Saatlerce yaptığı tek şey düşünmek olmuştu.

Jeongin yatağında oturur pozisyona geldiğinde yatağının ıslak ve çamur lekeleriyle dolu olduğunu görmüştü.

"Gerizekalı!" diye kızmıştı kendine. Hızla kalkıp üstünü değiştirmişti. Çarşafını çıkartıp yatağın altından yeni çarşaf çıkartıp sermişti.

Odasının kapısını hafifçe aralamıştı. Hiç ses duymamıştı fakat Chan'ın uyanık olacağını biliyordu.

O kadar tanımıştı en azından onu. Yavaşça kucağındaki pis eşyalarla banyoya doğru ilerlemişti. Eli tam kapıya giderken kapı açılmıştı.

Chan saçını kurulayarak banyodan çıkmıştı. Göz göze geldiklerinde ise hemen bakışlarını kaçırıp uzaklaşmıştı ordan.

Jeongin derin bir nefes alıp arkasından bakmıştı ona.

Banyoya girip tüm işlerini halletmiş ve çıkmıştı. Bir duş almıştı o da iyi geleceğini düşünerek.

Mutfağa ilerlediğinde Chan'ın masaya birkaç şey bıraktığını görmüştü. Ardından ona baktı. Lavaboyu temizliyor kullandıklarını yıkıyordu.

Jeongin yavaşça yanına yaklaşmış ve dolaptan bir bardak almıştı.

Kendine dolaptan su çıkarmıştı. "Dolaptan içme." demişti Chan soğuk bir şekilde. Jeongin onu dinleyip. Geri koymuştu.

"Ben bugün mezarlığa gideceğim." demişti Jeongin samimi olmaya çalılıyordu.

"Dersim var! Müsai-"

"Sorun değil kendim gidebilirim." demişti Jeongin lafını bölüp.

Chan başını sallamış ve mutfaktan çıkmıştı. Jeongin birkaç saniye ayakta beklemişti. Ardından masaya oturup Chan'ın hazırladıklarından atıştırmaya başlamıştı.

Chan tezgahın diğer tarafında hazır bir şekilde belirdiğinde Jeongin öksürmeye başlamıştı. Boğazına takılmıştı. Hemen su içmişti.

Chan cüzdanını çıkartıp bir miktar para koymuştu.

"Taksitle git. Hava soğuk kalın giyin." demiş ve cevabını beklemeden uzaklaşmıştı.

Kapıya ilerlediğinde Jeongin koşar adım yanına gitmişti.

"Hyung." demişti durdurmak istercesine. Chan tam kapıyı açacakken durup ona bakmıştı.

"Özür dilerim." demişti sadece. Chan ise derin nefes alıp başını aşağı yukarı sallamış ve dışarı çıkıp kapıyı kapatmıştı.

Jeongin kendine lanet okuyarak tekrar mutfağa ilerlemişti.

...

"Anne ve baba." demişti yan yana olan iki mezarın başında beklerken. "Vay canına böyle garip hissettiriyormuş." demiş ve gülmüştü.

"Mezarlığa gelmeyi hiç sevmiyorum ama mecburum artık. Sizi çok özlüyorum çünkü." demişti sesi titrerken.

"Çok iyiyim merak etmeyin. Bana çok iyi bakıyor. Baba özür dilerim bu sene sınava çalışamıyorum. Çok istiyordun üniversiteye gitmemi ama biliyorum. Kitapların başına oturamıyorum ama sana söz veriyorum seneye en iyi okulu kazanacağım." demişti.

brother¿/chanin, jeongchan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin