"Merhaba dostum. Kardeşini dershaneye bıraktım ve seni çok boşladığımı düşünüyorum. Yanına geleyim dedim." diyerek mezar taşına sırtını vermiş ve bacaklarını uzatmıştı.
"Napıyorsun nasıl gidiyor. Biz çok iyiyiz. Sadece Jeongin sizsizliğe hala alışamıyor. Ona hiçbir şey hissettirmemeye çalışıyorum unutturmaya çalışıyorum ama çok zor unutmayacak da hiçbir zaman." Bir süre sessiz kalmıştı.
"Sana ihanet ediyormuşum gibi hissetmem normal mi? Emanetine ihanet etmişim gibi hissetmem mesela. Jeongin ile sevgili olmamalıydım. Ona hiçbir zaman karşılık vermemeliydim. Sana ihanet etmemeliydim ama çok özür dilerim Minho. Onu artık bırakamam. Senden çok özür dilerim ama bundan sonra hiçbir güç onu benden alamaz. Kimseye vermeyeceğim onu ömrümün sonuna kadar yanımda olacak. Bunu seninle konuşmaya geldim açıkcası. Üzgünüm dostum ama kardeşini senden çok seviyorum artık." demiş ve gözünden akan bir damla yaş ile gülmüştü.
"Eskiden dalga geçerdin ya hep Jeongin'e aşık oluyormuşsun falan diye. İyi ki gerçek oldu Minho. O kadar güzel ve huzurlu hissettiriyor ki bana. Onu her zaman koruyacağım söz veriyorum sana. Gitmem lazım benim artık. Görüşürüz dostum. Bir dahaki sefere kardeşinle gelirim." demiş ve geriye yürüyerek ordan uzaklaşmıştı.
Gerçekten ona ihanet ettiğini düşünüyordu ama bu hayatındaki en güzel kötülüktü.
Sonu Jeongin'e çıkacaksa da her defasına yapmaya razıydı.
...
(3yıl sonra)"Jeongin önlüğümü bulamıyorum." diye bağırmıştı Chan içeriye.
"Ya bağırma artık getiriyorum." demişti kızgın bir ses içeriden.
"Özür dilerim ama çok heyecanlıyım. İlk iş günüm bugün benim." diye heyecanla önlüğünü almıştı eline.
Jeongin de çantasını sırtına alıp evden çıkmak için ilerlemişti ikili.
"Sevgilim sakin olur musun biraz." demişti kapıdan çıkıp elini tutarken.
"Of olamıyorum yıllardır hayalini kurduğum işi yapacağım. Sonunda o kadar mutluyum ki anlatamam." dediğinde Jeongin önünde durmuştu.
Yüzünü elleri arasına almıştı. "Başardın Bang Chan. Sonunda hayalin gerçekleşti. Sen her şeyin en güzeline layıksın. Sen bu dünyadaki en iyi insansın? Her şeyi hak ediyorsun sen!" diyip gülümsemiş ve dudaklarını içten bir öpücük bırakıp sarılmıştı sevgilisine.
Chan da karşılık verirken rahatlamış gibi hissediyordu.
"En çok da seni hak ettiğim için şükrediyorum tanrıya. Çok seviyorum seni!" dediğinde Jeongin kıkırdamış ve ondan ayrılıp arabaya doğru yürümeye başlamıştı.
Aradan geçen yıllarla birlikte Chan okulunu bitirip işini yapmaya başlamıştı. Hayali olan psikiyatristlik için çok çalışmış ve başarmıştı.
Jeongin de moda tasarım okuyordu şu an onun da hedefi aynı bölümü okuyan arkadaşı Hyunjin ile bir moda şirketi açmak ve büyük defileler yapmaktı.
Herkesin hayatı güzel ilerliyordu.
Hyunjin ve Seungmin evliliğe doğru ilerleyen bi ilişkiye sahipti. Seungmin ve Jisung'un okulu devam ediyor cerrah olabilmek için çalışıyorlardı.
Changbin çok istediği bölümü kazanıp yıllarını okula adamıştı.
Jisung ile ise aralarında bariz görünen bir yakınlık vardı. Belki sevgili ya da flört.
Chan ve Jeongin de karı koca gibi didişip duruyor ilişkilerini mutlu bir şekilde yaşıyorlardı.
Her şey çok iyi gidiyordu. Jeongin çok sağlıklıydı. Mutluydu yeniden bi aile edinmenin mutluğunu yaşıyordu. Tek bir istediği ve dileği vardı sadece.
Bu ailesi ile ömrünün sonuna kadar yaşayıp huzurla ölmekti.
...
Abiler bu sefer son..
Fic hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim ona göre değişiklikler yapabilirim
ve belki arada özel bölüm gelir kaldırmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother¿/chanin, jeongchan
Fiksi Penggemarchan jeongin in tüm sorumluluğunu üstlenip arkadaşının son isteğini yerine getirmiştim. 08/04/23