Gün aydınlanmaya başladığında, herkes dinlenmiş, dinç bir şekilde uyanmışlardı. Herkes kamaralarından yukarı çıkıyorlardı. Lan Wangji, yukarı çıkmadan önce Wei Wuxian'ın yarasını kontrol etti. Yarasının kanamadığından, iyi olduğundan emin olunca onu dudaklarından öptü ve kolundan tutarak yukarı çıkmasına yardım etti.
Herkes bir araya toplandığında, Jingyi gözlerini ovuşturarak "Yoksa geldik mi?" diye sordu.
"Lotus koyu'na giden bir deniz yolu olduğunu hiç sanmıyorum." diye yanıtladı Jiang Cheng.
"Yangtze Nehrini unutuyorsun? Her nehir, bir denize dökülür." diye yanıtladı onu Jin Zixuan. İlk kez akıllıca bir şey söylemişti. Deniz sakindi. Önlerinde uzun bir yolculuk vardı.
Yangtze Nehri, Yangzi Jiang veya Gök Irmak; Asyanın en uzun, dünyanın Nil ve Amazon'dan sonra üçüncü en uzun nehridir.
Gece olduğunda herkes kamarasına çekildiğinde Wei Wuxian sakince yatağa uzandı ve eliyle Lan Wangji'yi de yanına davet etti. Oldukça küçük olan yatağa uzanan Lan Wangji, Wei Wuxian'ın canını yakmamaya çalışarak ona sarıldı ve yavaş yavaş ikisi de gözlerini kapadığında Rüya Alemine, beraber el ele geçiş yaptılar.
☆☆☆
Wei Wuxian üzerindeki garip ince kıyafetlere bakarak, sadece üzerinde bir çeşit, kumaş bir pantalon ve yine sadece yakaları olan düğmeli tek katlı olan kıyafete şaşırsa da önemsemedi. Bu tanımadığı yerde ve zamanda, bir kapının önündeydi. Müdür yazısını okuyunca kapıyı tıklatma gereği duydu. 'Gel' komutuyla içeri giren Wei Wuxian, ikinci şokunu yaşıyordu. Çünkü karşısındaki adam Yuan'in öldürdüğü babası Mingjue di. Wei Wuxian, onun gözlerinde sürmesi olmasa da, saçları kısa kesilmiş olsa da, üzerinde de kendi giydiği gibi ilginç kıyafetleri olsada, onu tanımıştı. Sonra tüm vücudu ürperse de belli etmemeye çalıştı.
"Bay Xiao Zhan, lütfen oturun." dedi.
Wei Wuxian, yanına çağırıp oturmasını işaret eden adama bakıp karşısına siyah deri koltuğa oturdu. Demekki burada, rüyadaki adı buydu. Xiao Zhan. Elinde parşömen yerine tek tek kağıt halinde üzerinde fotoğraf ve yazılar olan birçok parçayı birleştiren siyah renkte bir şey (dosya) vardı ve onu Wei Wuxian'a doğru çevirerek sayfalarını açarak gösteriyordu. Wei Wuxian, onun elindeki ilginç kağıt parçalarına bakarken kardeşinin, ruh eşinin, tek dostunun renkli ve şimdiki yaşadıkları hayatlarındaki gibi olmayan görüntülerine bakıyordu. Neredeyse gözleri yuvalarından çıkacakdı. Oldukça şaşkındı.
Karşısındaki adam, "Bunlar senin yeni öğrencilerin." demişti...
Müdürle beraber, hemen müdürün odasının yanında ki odaya girdiklerinde Wei Wuxian daha ne kadar şaşıracağına inanamayarak karşısındaki kardeşi, dostu, bir kaç tanıdık insan ve sevdiği adamı gördü. Şimdi onların öğretmeni olmuştu. Bunun bir rüya olduğunu kavrayabiliyordu çünkü karşısındaki kişiler onu tanımamışlardı.
Bir şekilde rüya olduğunu düşündüğü yerde günler, haftalar, hatta aylar geçirmişti. Burada yaşamayı alışmış Lan Wangji'nin adının Wang Yibo olduğunu öğrendiği çocukla da oldukça yakınlaşmışlardı.
Çocuk onun yanından hiç ayrılmak istemiyordu. Yine böyle günlerden birinde Wei Wuxian'ın evindeydiler.
Lan Wangji'nin yüzü kızarsa da, hatta bu yaptığından sonra utanacağını bilse de, Wei Wuxian'ın kucağında oturuyordu.
Wei Wuxian elini, onun beline dolayarak, Lan Wangji'yi masum bakışlarla izliyordu. Lan Wangji, derin derin nefesler alıp, az sonra olacakların heyecanını yansıtıyordu. Lan Wangji, pantalonunun üzerinden yavaşça ona sürtünüyordu. Wei Wuxian, kendini o kadar iyi hissediyordu ki, ağzından küçük bir iniltinin kaçmasına engel olamadı.
"Mmm." diyerek kafasını geriye yatırdı. Lan Wangji'nin daha genç olan bu haline, elleriyle beline daha sıkı tutundu. İkisi de kendinden geçmiş gibi görünüyordu. Lan Wangji, kesik kesik nefes alırken, Wei Wuxian'ın boynu tamamen gözlerinin önüne serilmişdi. Belirginleşen adem elmasını öptükten sonra yüzünü kendine doğru çekip, sürtünmeye devam ederken güç bulmak adına dudaklarına sarılmıştı. Pantalanlarının üzerinden bile birbirlerini hissedebiliyorlardı.
"Hızlan güzelim." diyen Wei Wuxian, Lan Wangji'nin kalçasını avuçları arasında iyice sıkıp, kendine doğru çekiyor ve bastırmasına yardım ediyordu.
Wei Wuxian'ın sözüyle hızlanan Lan Wangji, hırıltılı sesler çıkarırken kafasını geriye attı. Wei Wuxian hemen onun dahada belirginleşen adem elmasına yöneldi. Daha sonra boynuna küçük öpücükler kondurdu. Wei Wuxian'ın kafasını, Lan Wangji ellerini onun saçlarının arasına geçirip iyice kendine bastırdı.
"Zhan!" diye kesik nefeslerinin arasında, gelmek üzere olduğunu belli edip, inleyerek seslendi LanWangji.
Wei Wuxian da "Gel güzelim." diyerek, kucağına titreyerek gözlerini kapatmış ve rahatlamış olan çocuğa sarılıp, hızla inip kalkan gögsünden, o da onunla beraber gelmişti.
☆☆☆
Wei Wuxian ve Lan Wangji uzandıkları küçük yataktan sıçrayarak kalktılar. Wei Wuxian ani kalkmanın sonucunda karnını tutarak, gergin başlayan rüyasının güzel bir şekilde bitmesi onu mutlu etmek yerine üzmüştü. Lan Wangji de aynı duyguları paylaşıyordu ama neden üzgün olduğunu bilmiyordu. Çünkü gördükleri rüyayı hatırlamıyorlardı.
İkisi de şaşkınca birbirlerine bakıyorlardı. Ama odalarında ki kalabalık onlardan daha şaşkın ve korkmuş görünüyordu.
Wei Wuxian ve Lan Wangji bir kaç saat uyuduklarını düşünürken bir haftadır uyuduklarını öğreniyorlardı. Bu çok tuhaftı. İkisinin ortak gördükleri rüyalarında yaşadıkları, hissettikleri güzel şeylere rağmen Wei Wuxian ve Lan Wangji rüyalarını hatırlayamasa da kabus görmüş gibiydiler. Acaba rüyalarının devamında neler olmuştu? Sessizce birbirlerine bakan ikili hiçbir şey açıklayamadılar. Bu gördükleri Rüya Perilerinin işi olmalıydı.
Odada ki herkes, birbirinin suratına şaşkın bir şekilde bakarken. Lan Xichen'in dışarıdan "Sonunda, geldik!" diye bağıran sesiyle yataktan kalkan ikili, şu an ki, mutlu yaşamlarına geri döndüler.
___________
17.05.2023Hikayem burada sona erdi. Ama bu bir son değildi aslında. Başka dünyalarda başka alternatiflikte buluşmak dileğiyle, hoşçakalın.
Umarım beğenmişsinizdir. Bu hikayemde benimle sonuna kadar geldiğiniz için teşekkür ederim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Untamed [AU] / WangXian ✔️
أدب الهواةBölüm sayısı: 14 Başlanğıç tarihi: 24.03.2023 Bitiş tarihi: 18.05.2023 Wei Wuxian, Lan Wangji'yi kurtarmak için bir plan hazırlar. Önce söylediği şeyi alğılayamamışlar gibi boş gözlerle suratına baktılar, sonra aynı anda hepsi de; "Sen aklını mı k...