0.4 Düğün Törenine Hazırlık

203 30 24
                                    

Wei Wuxian, kafasındaki çarkları çalıştırarak, planını hızlıca gözden geçiriyordu.

"Söylesenize bu Mingjue'nin erkeklerle derdi ne? Yoksa sadece eşlerine mi tahammul edemiyor? Sonuçta siz ikiniz hayattasınız. Onun eşlerinden olmanız mümkün mü?" dedi aklındaki soruya bir yanıt ararken. Mingjue, bir nevi seri katildi. Kısa boylu olan çocuk, sorusundan rahatsız olmuş gibi mırıldandı. Sorusunu yaşça büyük ve uzun olan yanıtladı.

"Biz onun oğullarıyız."

Wei Wuxian, doğru mu duymuştu. Onu, evlilik törenine Mingjue'nin oğulları mı hazırlıyordu? Bu durumda, diğer babaları? Yo, bu kadarı olamazdı. Bunu sormamalıydı ama öğrenmek zorundaydı.

"Yani sizin babalarınız...?" dedi cümlesini nasıl tamamlayacağını bilemediğinden susmuştu.

"Evet, babamız onları öldürdü." dedi yaşca küçük olan boş gözlerle. Sanki normal bir şeyden bahseder gibi düz ve manasız bir yüz ifadesi vardı. Oysa söylediği şey, Wei Wuxian'ın kanını dondurmuştu. Yaşça diğerinden büyük olan biraz daha insani duygularla konuştu.

"Sakın bizi yargılama. Eğer bu kuleden çıkmanın bir yolu olsaydı inan bana, burada bir dakika bile kalmazdık. Ve eğer babamı öldürmek için tek bir an, elimize fırsat geçseydi, bunu gözümüzü bile kırpmadan yapardık. Ama o yarı ölümlü. Onu öldürecek silah, bizim gibi sıradan insanların elinde olmaz. Sende de olmadığı gibi!" dedi çocuk, Wei Wuxian'a sorduğu soru için cezalındırmak ister gibi, belindeki kemeri daha da asılıp sıkıştırarak.

"Hey, biraz yavaş ol, tamam mı, ben sizin tarafınızdayım." dedi Wei Wuxian, ellerini havaya kaldırıp teslim olmuş gibi yaparak.

"Ne fark eder? Ona karşı senin de hiç şansın yok." diye yanıtladı kısa olan çocuk. Diğer çocuk, kardeşine katılmıyordu. Telaşla söze girdi.

"Belki de vardır." Wei Wuxian'a işaret edip, "Onunla ilgili söylenenleri duymadın mı? O, kara büyünün mucidi. Hayalet General onun emrinde. Babam belli etmiyor ama ondan korkuyor. Bunu Huaisang'a söylerken duydum. Üstelik..." dedikten sonra çenesiyle Wei Wuxian'ı gösterip " Onun zihnini okuyamıyor." dedi.

"Evet, kara büyüye sahip ve onun sayesinde babam artık bu kuleden çıkıp dünyaya hükmedecek. Herşey sona erecek." dedi çocuk, bunu tüm kalbiyle dilediğini belli etmek için elini sol gögsüne koyarak söylemişti.

"Yanılıyorsun." diye itiraz etti Wei Wuxian. "Bu, sadece onun gücüne güç katacak. Daha fazla insan öldürecek." diye devam etti. Bu ihtimalin gerçekleşmemesi için dua ederek. Büyük olan çocuk Wei Wuxian'ın söylediklerini kafasında tartarken, küçük olan yüzünü buruşturup, kafasını iki yana sallayarak, susmasını işaret etti.

"Öyle olsa bile, bizim yapabileceğimiz bir şey yok." deyip omuzlarını silkti küçük olan. Mingjue'den ölesiye korktuğu belli oluyordu. Kimse onu bunun için suçlayamazdı.

"Ya varsa?" dedi Wei Wuxian çocukların elinden tutarak. "Ya siz bize yardım ederseniz, benim, dostlarım ve ailemin, onu alt edebileceğini söylersem." diye ekledi, kendinden emin bir gülüşle ikisini süzerek.

"Bu mümkün mü?" diye sordu küçük olan ümitle. Sonunda direnci kırılıyordu. Yüreğine biraz daha cesaret verilirse, kendinde gereken gücü bulacaktı.

"Mümkün. İnan bana, bugüne kadar imkansız gözüken birçok şeyin gerçeklerştiğine şahit oldum. Yeter ki bize yardım edin." dedi tekrar bakışlarını üzerlerinde gezdirerek. Sonra birden telaşa kapıldı. Ya Mingjue, bu konuştuklarını duyduysa? Onun yüzünden bu çocukların sonuda ölen babaları gibi olursa? Wei Wuxian birden sağına soluna bakınırken, büyük olan çocuk kolundan tutup gözlerinin içine baktı.

The Untamed [AU] / WangXian ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin