Cengin ve Anıl'ın eve ilk geldikleri gün*
İyi okumalar 🤍
Kendimden emin ama bir o kadar korkak bir şekilde tuttuğum ele baktım. Beni hiç hissetmediğim kadar güvende hissettiriyordu. Onun desteği olmasa bu koca kapıdan adımımı atmaya cesaret edemezdim.
Bu işin sonunda ne olur bilmiyordum. Ama artık ölümden bile korkmuyordum. Cenginden ayrı kalmak ölümden daha korkutucu geliyordu bana.
"Hazır mısın bebeğim?"
"Sen varken her şeye hazırım."
Bana gülümseyen adam ile kalbimin hızı daha da arttı. Ama korkudan değil aşktan böyleydi.
Uzun ve stresli bekleyişin sonunda nihayet kapıda görevli olan adam gelince içeriye geçmek için hazırdık. İçimize dolan heyecan ile tutuşumuz daha da sıkılaşmıştı. Sonuç her ne olursa olsun birbirimizi bırakmayı düşünmüyorduk.
Şuan tek isteğim Cengin'in babasının kafamıza silah dayamamasıydı.
Konağın içine doğru adımımızı atar atmaz yükselen sesler yaklaşıyordu. İlerlerken patlayan kutlama silahları ile Cengin'in arkasına sindim. Cengin gülmek istiyordu ama olay şu an çok ciddiydi.
Koşarak bize gelen -yani Cengin'e- bir sürü insan beni görmesi ile olduğu yere çakıldı. Sadece oğullarını göreceklerini düşünüyorlardı.
Bu devasa kalabalık ile burukça gülümsedim. Onun gerçekten çok seveni vardı. Beni böyle kapıda karşılayan bir ailem hiç olmamıştı.
Kalabalığın içinde yaşlı bir adam en önden ilk önce yanımdaki adamda, sonra gözlerimin içinde ve oradanda birleşmiş olan ellerimizde gözlerini gezdirdi.
"Oğlum." diyerek bize doğru bir adım attı Cengin'in babası olduğunu tahmin ettiğim adam.
Oğluna sarılmak istiyordu ama arkasına sırnaşan benden dolayı kendini geri tutmuştu. Kim bilir aklından neler geçiriyordu.
Kimse konuşmazken ortamdaki gerginlik beni daha da çok geriyordu. Sanki her an biri bizi vurabilir gibiydi.
Bu ölüm sessizliğini bozan yine tabiki Cengin olmuştu.
"Baba."
Gözlerimi devirmeden edemedim. Adam karşımızda bu yanında getirdiğin kim diye sorarcasına bekliyordu. Benim yakışıklı sevgilim ise baba diyordu.
"Bu oğlan kimdir?"
Nihayet her şeyi başlatacak olan o soru sorulmuştu. Ben iyice ona sırnaşırken Cengin düşündüğümün aksine gayet cesur bir şekilde babasına döndü.
"Sevgilim."
Göz rengi giderek koyulaşan adamın vereceği tepkiyi izlemeye başladım. Kitlenen adam şok geçiriyor gibiydi. Anlındaki damarlar her saniye daha da belirgin oluyordu. Bakışlarım belinde duran silaha kayınca sıkı olan tutuşumuzu daha da sıkılaştırdım.
"Ne demek oluyor bu?"
"Söylediğim gibi baba. Bu Anıl sevgilim."
Daha fazla ayakta duramayan adam ile yaptığımızın ne kadar yanlış olduğunu ve kez daha anladım.
Bu şekilde çat kapı gelip biz sevgiliyiz demek doğru değildi. Önceden haber vermeliydik. Olan olmuştu ve şuan tek temennim bu yaşlı adama bir şey olmamasıydı.
Çünkü kendimi o zaman gerçekten suçlu hissedecektim.Karşımda ki adam elini kalbine götürürken sanki onunla birlikte benim de kalbime bir ağrı saplanmıştı. Adamın iyi olmadığını gören ve ona çok yakın duran adam hemen koluna girdi. Sağ kol gibi bişey olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi - GAY
Lãng mạn-rhyme- *Bu hikaye eşcinselliğin yasal olduğu bir Türkiye'de geçmektedir.* Geçmiş ve gelecek konuludur.