Medya - Anıl
İyi okumalar 🤍
Eve gelmemin üstünden iki gün geçmişti. Bu süreçte odadan hiç çıkmamıştım. Kapıyı da kitlediğim için kimse yanıma gelemiyordu.
Gerçi pek de umurlarında değildi. Hepsi Cengin'in gelmesi için hazırlık yapıyordu.
Şenay hariç herkes yalandan teselli etmişti. Zerrin anne bile sadece geldiğim ilk saatler odanın kapısından benimle konuşmuş sonra beni Şenay'a emanet edip oğlunun gelişi için hazırlanmaya başlamıştı.
Artık üzülmüyordum. Hayatımda daha trajik olaylar oluyordu.
Bugün Cengin geleceği için yataktan çıkıp kendime gelmeliydim. Evet beni hatırlamıyordu. Ama bu benim onun karşısında bitik halde duracağım anlamına gelmiyordu.
İçimdeki fırtınaları kimseye belli etmeyecektim. Biliyorumdum ki bu evde gerçekten yanımda olan kimse yoktu.Yani şimdi öyleydi. Önceden Cengin vardı, beni bu evdeki herkesten korurdu.
Ayağa kalktım ve dolan gözlerimi sildim. İki gündür hiç birşey yemediğim için başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Her an bayılacak gibiydim.
Derin bir nefes aldım ve banyoya ilerledim. İlk önce yüzümü yıkadım. Ardından açlıktan kokan ağzımla dişlerimi fırçaladım.
Bütün işleri hallettikten sonra dolaba doğru ilerledim. Önceden burada hep birlikte giyindiğimiz aklıma gelince burukça gülümsedim.
Bol bir kot ile yine bol bir tişörtü üstüme geçirdim. Ne kadar istesemde şuan en düzgün halim buydu.
Hafif gözümün önüne gelen Sarı saçlarımı yandan küçük bir toka ile tutturdum.
Hala dağınık olsamda azıcık daha iyi duruyordum. En azından hastaneden beri giydiğim pijamalardan kurtulmuştum.
Onun geleceği heyecanı ile titreyen ellerimi iki yanıma yerleştirdim.
Yavaş be tedirgin adımlar ile kapıya ulaşıp hızlıca kulpu indirdim. Aşağıdan gelen yüksek sesler ile kaşlarım çatıldı.Hızlıca merdiveni inmeye başladım. Adımlarım gördüğüm sima ile kesildi.
Cengin kahvaltı masasında oturmuş gülerek kahvaltısını yapıyordu.
Hafif aralık ağzım ve dolan gözlerim ile ona baktım. Kalbim yine sıkışmaya, midem bulanmaya başlamıştı. Onu her gördüğümde böyle mi olacaktım?
Olduğum yerde beklerken masadaki herkesin bakışları bana döndü. O an Cengin ile göz göze geldim. Anında başımı başka yere çevirdim. Yine aynı yabancı bakışlarını yapıyordu. Buna kalbim dayanamıyordu.
Çoğunun yüzü solarken beni çağırmadıkları için endişeli hissediyorlardı. Masanın başında oturan Agir baba ayağa kalktı.
"Anıl günaydın oğlum.''
"Günaydın." dedim. Sesim titrek ve çatallı çıkmıştı. Her an ağlayabilirdim.
"Sen uyuyorsun diye biz rahatsız etmek istemedik."
Başımı çaresizce sallayıp gülümsemeye çalıştım. Neydi şimdi bu. Bu kadar mı değersizdim. Unutulacak kadar. İki dakika yanıma gelip uyandıramamışlar mıydı? Kimse mi dememişti yani onu da çağıralım, oda özlemiştir Cengin'i diye. Kimse mi fark etmemişti.
Bu kadar çabuk mu sileceklerdi beni.
Bu olanlar karşısında sustum. Ruhum çığlıklar atarken ben sadece sustum. Onlardan hesap soramazdım. Ben kimdim ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi - GAY
Romance-rhyme- *Bu hikaye eşcinselliğin yasal olduğu bir Türkiye'de geçmektedir.* Geçmiş ve gelecek konuludur.