Şimdiki zamandan devam ediyoruz.İyi okumalar🤍
Zerrin anne ile yaptığımız duygusal konuşmadan sonra lavaboya gittim ve elimi yüzümü güzelce yıkadım. Kendime gelmem içindi aslında. Ve soğuk suda işe yaramıştı.
Haklıydı. Karşımdaki Cengin'di. Beni herşeyden ve herkesten çok seven kişi. Şimdi böyle davranıyor diye pes etmemem gerekiyordu.
Üstümü değiştirmek için her zaman Cengin ile birlikte hazırlandığımız küçük kıyafet dolu odaya geçtim. Klasik yine bol bir tişört ve bol bir kot giymiştim. Dar şeyler beni boğuyordu.
İçerideki aynada saçlarımı ortadan ayırarak taradıktan sonra kahvaltıya inmeye hazırdım.
Merdivenleri Cengin'i görmek için seri bir şekilde inerken bir anlık dengem kaydı. Ama orada olduğunu fark etmediğim Baran kolumu sıkıca tutmuştu.
"Dikkat etsene Anıl."
"Dengem bozuldu bir an. Teşekkür ederim tuttuğun için."
Kolumu bıraktıktan sonra aşağıya göz gezdirdi. Merdiven avluya indiği için oturanlar çok rahat gözüküyordu. Tabi onlarda bizi görebiliyordu.
"Nasıl abimle durumlar?"
Derin bir nefes çektim içime. Nasıl olduğunu o da biliyordu aslında.
"Aynı işte. Beni tanımıyor."
"Dün gece ben onunla kalayım deyince bende gelişme var sandım."
"Acıdı herhalde." dedim burukça tebessüm ederken.
"Kahvaltıdan sonra sana bir şey anlatıcam."
"Önemli mi?"
"Evet."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Ardından hazırlanan sofraya doğru ilerledik. Cengin'in gözü bizde takıldı bir süre. Ama dediğim gibi kıskanmıyordu. Sadece boş boş baktı ikimize. Ardından önüne dönmüştü zaten.
Sofraya oturduğum da bana yandan bakan Şenay çekti dikkatimi. Çekiniyordu göz göze gelmekten. Gerçi bende istemiyordum. Biliyorum onu çok üzmüştüm. Ama ne yapabilirdim ki. Kıskanıyordum işte.
Cengin benim eşimdi. Ona öyle ben sarılmalı, boynuna ben atlamalıydım. Ama olmuyordu işte. Ben yapamıyorsam kimse yapmasın.
"Günaydın Anıl oğlum."
Agir babanın sesi ile irkilerek ona döndüm. Yine dalmıştım bir yerlere.
"Günaydın Agir baba."
Sözü bitti sanmıştım ki tekrar konuşmaya başladı.
"Nasılsın? Daha iyi misin."
Sorusu ile istemsizce Cengin'e döndüm. İyi miydim? Cengin uyanmıştı. Yanı başımdaydı. En azından nefes alıyordu. Ama ben yine de iyi hissetmiyordum. Sanki on gün durmadan ağlayabilirdim.
"İyiyim baba. Siz nasılsınız?"
"İyiyim bende oğlum. Sağolasın."
Gülümsemek ile yetindim sadece önüme döndüğümde karşımda oturan Cengin, Baran'ı süzüyordu. İstemsizce kaşlarım çatılmıştı. Öyle bir süzüyordu ki görende beni değil onu unuttu sanardı.
"Anıl çay katayım mı?"
Bana sorulan soru ile kafamı Şenay'a çevirdim. Çekinerek sormuştu bunu. Terslemek gibi bir niyetim yoktu ama o yinede öyle düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzi - GAY
Roman d'amour-rhyme- *Bu hikaye eşcinselliğin yasal olduğu bir Türkiye'de geçmektedir.* Geçmiş ve gelecek konuludur.