Şebnem'in son konuşmasının ardından iki gün geçmiş her iki taraf da sessizliğe bürünmüştü.Şebnem'de bu sırada kızlarla bolca vakit geçirmiş ve İstanbul turu yapmıştı.
Şebnem elinde kahvelerle salona girdi ve Aylin'in yanına oturdu.Herkes isminin yazdığı kupaları ellerine aldı ve kahvelerini yudumlamaya başladı.
"Şebocum,Selim'den bir haber var mı?"
Kainat'ın sorusuyla Şebnem kıkırdadı.
"Hayır haber yok,zoru görünce kaçtı beyefendi.Lafla peynir ekmek gemisi yürümüyormuş demek ki.İc-''
Şebnem'in lafı çalınan kapıyla kesildi.Elindeki kupayı bıraktı ve kapıyı açtı.
Karşısında elleri kıyafet ve bir sürü oyuncakla dolan Selim'i görünce şaşkınlığa uğradı.
"İçeri almayacak mısın?"
"A,ş-şey geç tabii"
Şebnem üzerindeki şaşkınlığı atamadan,Selim içeri girdi ve kızlarla selamlaştı.Ardından yerde oyun oynayan kızını kucakladı ve kokusunu içine çekti.
"Selim bunlar ne?"
"Oyuncak aldım bir sürü,bir de bez,kıyafet ihtiyaç olabilecekler şeyler var."
Selim cevabını bitirir bitirmez tekrar burnunu kızının boynuna gömdü ve kokusunu içine çekti.
Masal ise babasının kucağında mest olmuş bir halde etrafa bakıyordu.
Kainat ise Can'dan gelen telefonla kızlarla birlikte evden çıkmıştı.
Selim,kızını pusete yatırdıktan sonra torbadaki oyuncakları çıkardı,bazılarının kurulumunu yaptıktan sonra onları odaya çıkardı.Aldığı oyuncak tavşanı ise kızının eline tutuşturdu.Daha sonra Masal'ı tekrardan kucağına aldı ve koltuğa uzandı,göğsüne yatırıp sırtını hafif hafif okşamaya başladı.
Şebnem ise sanki rüyadaymış gibi baba-kızın hallerini izliyordu.
Selim'in bakmadığı bir anı fırsat bilerek telefonunu çıkardı ve fotoğraflarını çekti.
"Masal'ı neden sürekli kokluyorsun?"
"Eşsiz bir kokusu var,tıpkı senin ki gibi.Kendimi alamıyorum bir türlü."
Şebnem aldığı cevapla sessizleşti.Ancak bu sessizliği Masal'ın ağlaması böldü.
"Acıkmıştır o,bana ver emzireyim."
Selim,Masal'ı kucağına aldı ve doğruldu ardından kızını Şebnem'e uzattı.
"Arkandaki emzirme önlüğünü verir misin?"
"Ne gerek var,emzir işte."
"Saçmalama Selim,verir misin?"
Selim oflayarak arkasındaki önlüğü uzattı.
"Sanki hiç görmedik."
Selim'in tepkisi karşında kıpkırmızı olan Şebnem önlüğü taktıktan sonra üstünü sıyırdı ve kızını emzirmeye başladı.
"Edepsiz."
Masal karnını doyurduktan sonra Şebnem üstünü indirdi ve önlüğünü çıkardı.
"Gaz çıkarma işi sende."
Selim ayağa kalktı ve Masal'ı kucakladı.Başını omzuna koyduktan sonra sırtını hafifçe ovaladı ardından hafifçe vurmaya başladı.
Biraz sonra beklenmeyecek şekilde güçlü bir gaz çıkarma sesi duyan Selim ve Şebnem gülmeye başladı.
Masal'ın karın tokluğu sebebiyle mayışmasıyla Selim'in omzunda uyuya kaldı.Şebnem,kızını beşiğine yatırdıktan sonra Selim'e ve kendisine kahve yaptı ve salona geçti.
"Ellerine sağlık."
"Afiyet olsun."dedikten sonra kahvelerini içtiler.Ardından Selim şirketten gelen telefonla ayaklandı.
"Masal'ın bana fotoğrafını atar mısın?"
"Günlük atamam demiştim."
"Biliyorum ama bugünki performans için ufak bir ödül olarak görsen."
Selim'in bakışlarına karşı direnemeyen Şebnem kafasını olumlu anlamda salladı.
İstediği cevabı alan Selim evden çıktı.
Kızıyla baş başa kalan Şebnem ise kendine bir film açtı ve izledi.
Filmin sonuna doğru kızlar eve geldiler ve Şebnem'e neler olduğunu sordular.
"Bugünkü davranışı birazcık yumuşatmış olabilir ama gözüme girebilmesi için daha kırk fırın ekmek yemesi lazım."
"Ben Selim'e güveniyorum,sen de ona biraz yumuşak olursan bence senin tabularını yıkabilir."
Almilla'nın cevabına karşı gülümseyen Şebnem arkadaşına sarıldı.
"Gençler sahile inelim mi?Ben evde çok sıkıldım."
Aylin'in teklifi herkese cazip gelirken toparlandılar ve Masal'ı alıp evden çıktılar.
****
Selim İnan-
Selim yorucu bir toplantıdan sonra şirketten çıktı ve aracına bindi.Yarım saatlik trafiğin ardından eve vardı.Boşandığından beri Özgür'ün evinde Can ve Demir'le beraber kalıyordu.
"Oo hoşgeldin usta."
Can,Selim'le tokalaştıktan sonra yerine oturdu.
"Hoşbulduk"
"Masal'ı gördün mü bugün?"
Selim kızının ismini duymasıyla gülümsedi.
"Gördüm,öyle güzeldi ki Can.Kokusu,minik elleri.Hayatımda gördüğüm en güzel şey."
Can,arkadaşının haline gülümsedi.Onu uzun zamandır böyle görmüyordu.Şebnem gittiğinden beri hayatı kendine zehir etmişti.Ama şimdi onu böyle görmek Can'ı mutlu etmişti.
"Özgür bugün birlikte sahile inelim diyor ne dersin?"
"Çok iyi olur.Toplantıdan çıktım,kafam biraz dağılsın."
******
Kainat uzun uğraşlar sonucunda park yeri buldu.Şebnem söylene söylene arabadan inerken kızlar da peşinden indi.
"Hayır arkadaş seksen milyon sahile mi indi?Bu nasıl bir kalabalık!"
Masal'ın ufak çığlığıyla hepsi ona döndü.
"Gördünüz mü kızım da sinirlendi."
Hepsi aynı anda kahkaha atarken Şebnem ana kucağındaki kızının başına ufak bir öpücük kondurdu.
Şebnem,Aylin'le beraber boş masa ararken Almila ve Kainat arkada fısır fısır konuşuyorlardı.
"Siz ne karıştırıyorsunuz orada?"
"Hiçbir şey!"
Kainat ve Almila aynı anda bağırarak cevap verirken Şebnem ikisine gözlerini kısarak baktı ardından önüne döndü.
Dönmesiyle karşısında Selim'i gördü.
Can,Özgür ve Demir'le birlikte oturuyordu.Kısa bir süre sonra göz göze geldiler.
Şebnem hışımla Selim'in yanına doğru yürüdü.
"Kızımı görmek için şimdide arkadaşlarımla arkamdan iş çevirmeye mi başladın?"
"Anlamadım?"
"Bunda anlaşılmayacak bir şey yok Selim.Bugün zaten yeterince kızını gördün.Böyle bir oyun oynamana ne gerek vardı?!"
"Şebnem-"
Şebnem,Kainat'a ters bir bakış attı ve ardından gözlerini tekrardan Selim'in gözlerine dikti.
"Buraya geleceğinizden haberim yoktu Şebnem.Özgür ve Can sahile inelim dedi bende kabul ettim.Beni suçlamadan önce keşke gelip sorsan.Her seferinde aynı hatayı yapıyorsun Şebnem."
Selim'in cevabı karşısında sessizliğe gömülen Şebnem arkasında duran arkadaşlarına ters bir bakış attı.
"Tadımız kaçtığına göre dönsek iyi ol-"
Şebnem daha cevabını bitirmeden karşısında onlara doğru gelen kişiyi görmesiyle gözleri kocaman açıldı.
"Oo kimler varmış burada?"
Selin,ortamdaki nefret dolu bakışları umursamayarak yanlarına geldi.
"Defol git selin!Huzurumuzu kaçırma."
Can'ın söyledikleri karşısında kahkaha atan Selin elini Selim'in omzuna koydu.
"Sizlere meraklı değilim.Ben sadece müjdeli haberi vermeye geldim."
"Üç aylık ömrün mü kalmış?"
Özgürün söylediklerine sadece göz deviren Selin,elini karnına koydu.
"Hamileyim.Baba oluyorsun hayatım."
Ortalık bir anda sessizleşti bütün bakışlar şebnem ve Selim arasında gidip geliyordu.
Şebnem ise duyduklarından sonra Selim'in şaşkın ifadesine baktı.
"Saçmalama Selin!"
"Saçmaladığım yok Selim.Sarhoş olduğun bi gece beni Şebnem zannederek benimle birlikte oldun.Körkütük sarhoştun ama ben o geceyi gayet iyi hatırlıyorum."
Şebnem duydukları karşısında dirayeti kalmamıştı.Masal'ı Aylin'in kucağına verdikten sonra arkasını döndü ve denize doğru ilerledi.
"Şebnem dur!"
Şebnem,Selimi umursamadan ilerlemeye devam etti ta ki kolundan tutuluna kadar.
Selim'le göz göze gelmesiyle ağlamaya başladı.
"Neden?"
Şebnem'in sorusu karşısında Selim anlamayan gözlerle ona baktı.
"Şebnem yalan söylüyor.Sen gittiğinden beri ben bir kez bile görmedim Selini.Lütfen bu kez inan bana.Ben hiçbir şey yapmadım."
"Canım çok yanıyor Selim,Tam sana bir şans veriyim diyorum,ama sürekli bir şeyler oluyor.Benim artık dayanacak gücüm kalmadı anladın mı?Çok yoruldum,çok canım yandı.Yeter artık!"
Şebnem'in hıçkırıklarına daha fazla dayanamayan Selim,onu kendisine çekti ve sımsıkı sarıldı.Şebnem'in ağlaması şiddetlenirken saçını okşadı.
"Yaşattığım her şey için özür dilerim Şebnem.Ben böyle olsun istemedim.İnan bana her şey geçecek."
"Sana tekrardan güvenebilmeyi her şeyden çok istiyorum Selim."
Şebnem,Selim'e sımsıkı sarıldı ve hasret kaldığı kokusunu içine çekti.
İkili,Kainat'ın seslenmesiyle birbirinden ayrıldı.
Masal'ın huysuzlaştığını gören Şebnem hızlı adımlarla kızının yanına gitti ve kucağına aldı.Dudağını alnına dayadığında sımsıcak olduğunu farketti.
"Ateşi var."
"Tamam biz hastaneye gidelim.Siz kızları eve götürün."
Selim,Şebnem'i yanına alıp arabaya bindirdi.Ardından kendi de arabaya geçti ve hastaneye doğru sürmeye başladı.
"Neden ateşi var?"
"Bilmiyorum Selim."
Masal'ın hıçkıra hıçkıra ağlaması Selim'i perişan etmişti.Şebnem'de gözleri dolu halde kızını sakinleştirmeye çalışıyordu.Birkaç dakikanın ardından acile girdiler.
Doktorlar,Masal'ı alıp müdahale odasına götürürken,Şebnem'de Selim'e sarıldı.
Birkaç dakika sonra doktor odadan çıkarken Şebnem'de Selim'den ayrıldı.
"Kızım nasıl?"
"Ateşini düşürdük.Ancak birkaç tahlil yapmamız gerekiyor.Şüphelendiğim bazı şeyler var."
"Neden şüpheleniyorsunuz?"
Selim'in merak içinde sorduğu soruya doktor cevap verdi.
"Kızınızın vücudundaki morlukları fark ettiniz mi?"
"Morluk mu?"
Selim ve Şebnem'in aynı anda sorduğu soruya doktor başını sallayarak yanıt verdi.
"Şuan bir şey söylemek için erken.Tahlil sonuçlarını almak için yarın gelin.Detaylıca konuşalım o zaman."
Doktor gittikten sonra Şebnem odaya girdi.Hemşirelere gülücük saçan kızını kucakladı.Badisini yukarı çekerek sırtında ve karın çevresinde olan morlukları görmesiyle iç çekti.
"Selim,ben çok korkuyorum."
"Yanınızdayım,kızımıza hiçbir şey olmayacak."
Selim,kızının ufacık eline öpücük kondurdu.
Yarım saatin ardından hastaneden çıktılar ve eve geçtiler.
Şebnem,Masal'ı beşiğine yatırdıktan sonra aşağıya gitti ve kanepede oturan Selim'in yanına gitti ve sımsıkı sarıldı.
Günün yorgunluğu ve stresi sonucu Şebnem'in gözleri kapandı.
Şebnem'in uyuyakaldığını anlayan Selim,ayağa kalktı ve kucağına aldı.
Odaya çıkarttıktan sonra yatağa yatırdı ve çekmeceden pijamalarını çıkartıp,yavaşça Şebnem'i giydirdi ardından kendi de yanına uzandı..
Uzun zaman sonra hayal ettiği görüntü gerçek olmuştu.Bir yanında beşiğinde uyuyan kızı diğer yanında sevdiği kadın vardı.Her şey güzel gidiyordu ancak aklı Masaldaydı.Ona bir şey olacak diye ödü kopuyordu.
Şebnem'in iç çekmesiyle ona doğru döndü.Sımsıkı sarıldı ve kendini uykuya teslim etti..
*****
Bölüm sonu..
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Bana Kalan:Aşk-ı Divane (#DÜZENLENİYOR) #Wattys2020
ChickLitHayatta herkes ikinci şansı hak eder mi? Yapılan hatalar,açılan yaralar telafi edilebilir mi? Aşkın gücü gururun önüne geçer mi? Peki aşk iyileştirir mi? **** Bir aşkı bir ömre sığdırabilir misiniz? Aşk herşeyden vazgeçmekse eğer ben varım...