2. Bölüm- Soytarıyı Kullanma

13 2 0
                                    

Yasemin, Yasmin, Gonca adının ne olduğu gerçekten umurumda değildi. Armağan'a döndüm, elimdeki silahı sallayıp sıkıldığımı belli ettim. "Hadi be abi. Nerede kaldı bu?" Yasmin boğukça bir ses çıkarttı. Düne göre belirtmek istediği bir güzelliği yoktu gibi. Ağızındaki bantı çıkarttım. "Ne bağırıyorsun?" Göz yaşları aktı, bir süre konuşmadı.

"Sizi yaşatmayacaklar. Çıkınca hepinizin cezasını kendi ellerimle vereceğim." Histerik bir kahkaha çıktı dudaklarımdan. "Sen tırnakların kırılmasın diye o cezaları da birilerine yaptırırsın dimi prenses?" Bantı elimden atıp silahı belime koydum. Kubilay arkada telefonla oynuyordu, gerçekten ne rahat adamdı. 

________________________

Genç adam ellerindeki kanı üzerine sürdü, yüzündeki ifade inanılmaz korkunçtu. Kanayan kolunu tuttu eliyle bastırıp acısını hafifletmeyi umdu. "Bıçak yemeyeli çok olmuş." Tebessümü de korkutucuydu, bu adamla ilgili her şey korkunçtu. Zamanın onu yaptığı insan da korkunçtu. "İğrenç birisin, senden tiksiniyorum." Yasemin son sözcüklerini zorla söyledi. Yerde onunla beraber bağlandığı sandalye duruyordu. Yerler kanlarla doluydu. Adeta kan gölüne dönmüştü ortalık. "Baban nerede Yasemin? Çok güvendiğin erkek arkadaşın nerede? Hadi söyle!" Bağırdı, sesi çok gürdü, ölmeye yakındı kadın ama takmadı.

Sağlam koluyla kadının çenesinden hafifçe tuttu. "Hadi Yasemin söyle!" Abisinin kanı damarlarında geziyordu resmen. "Senden de abinden de tiksiniyorum. İkiniz de aynı-" Devamını getiremeden dik tutmaya çalıştığı kafası Ardel'in eline düştü. "Kahretsin." Ellerine baktı, olayın son kalan tanığı da kollarındaydı. Göz yaşlarını tutamadı ne yapacağını bilemez haldeydi.

O öldürmemişti Yasemin'i. Elinde bulunan bıçağıyla önce ellerindeki düğümü çözmüş ardından Ardel'i ve kendisini bıçaklamıştı. Konuşmamak için kendisini öldürmüştü.

Biliyordu genç adam, biliyordu kadının neden kendini bıçakladığını. Çünkü abisine bunu yapanın konuşunca aynısını ona yapacağını da biliyordu. Yasemin salak bir kadın değildi, hiçbir zaman da öyle olmadı.

Ardel'in beyni bir saat gibi çalışırdı, ya kesintisiz olurdu ya da çalışmayan saat gibi durur öylece kalırdı. Özellikle işler ailesine gelince asla çalışmayan saatlerden olurdu. Beynini kullanmayı bilen bu adamı son zamanlarda sadece kalbi yönetiyordu. Nefret ettiği hatta korktuğu şeyler meydana geliyordu yıllardır kendisini sakındığı bu kadının yanı başındaydı. "Ardel kalk, Kubilay koluna baksın." Armağan'ın keskin sesi kulaklarına doldu ama kalkamadı. Karabasan bedenini ele geçirmiş gibiydi. "Kalk dedim." Sarsıldı bedeni, kendine yine gelemedi.

Armağan sinirlenip Yaseminin ölü bedenini Ardel'in kollarından aldı. Kubilay'a ona bakması için tembihledi ve gitti. Ardel sinirle doğruldu yere düşen sandalyeyi kaldırdı. "Kolun çok kanıyor bilader." Kubilay ilk yardım çantasıyla koltuğa oturdu. "Yeter üzülme buluruz oğlum bi' yolunu," Elleriyle gelmesini işaret etti, Kubilay'ın yanındaki boşluğa oturup gömleğinin düğmelerini açtı. "Daha önce de bulduk, bulmadık mı? Yine buluruz. Unutma kardeşim artık tek değilsin." Ardel acıdan gözlerini kıstı.

Kardeşlik gerçekten buydu.

"Ah be kardeşim. Elimde hiçbir şey kalmadı." Kubilay sertçe ensesine vurdu ve kendini gösterdi. "Ben? Beni de mi unuttun paşam? Ulan insanoğlu, nasıl üstüne kustuğunu hatırlamazsın.." Ardel'in yüz ifadesi değişti daha çok tiksinir gibi baktı. "Tamam Kubilay kısa kes." Koluna döndü ama arkadaşı inatla konuşmaya devam etti.

"Diyorum ki.." Konuşmasına devam edemedi çünkü Ardel ağızına pamuk tıkadı. Midesi kalktı ardından ağızındaki bir avuç pamuğu çıkarttı. "Güzelim, ölmeden pamuğumu tıkadın ama yanlış yerime," Ağızından çıkarttığı tükürüklü pamukları Ardel'in avcuna koyup arkasını döndü ve kaba etini gösterdi. "Götüm açık olsaydı oraya mı tıkacaktın koduğumun oğlu!" 

"Ne kadar iğrenç herifsin ulan sen?" Kubilay ters ters gülümsedi, gencin kolu hâlâ kanıyordu. "Adamına göre muamele kardelciğim." Ona özgü sıfatlardan biriydi. Gevşek Kubilay'ın keşke tek koyduğu sıfatı bu olsaydı.. "Sıfatına soktuğum." Avcundaki pamukları tekrardan ağızına tıkadı ve Armağan'ın yanına gitti.

KanatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin