5.Bölüm- Denge?

9 1 0
                                    

Her kötülüğün içinde iyilik vardır derler, şahsen inanmıyorum böyle bir şeye. Her kötülüğün içinde iyilik yoktur, kötülük hep saftır, hep birilerini kırar, döker ve parçalar. Yani o masallarda duyduğunuz Ying Yang sembolü gerçek değildir. Ying Yang'a göre iki zıtlığın birleşimiyle denge oluşur ve bu kavramla evrenin gizli olan her şeyini açıklayabilirsiniz. Bana göre bu kavram gerçeği içinde barındırmayan, peri masallarında yaşayan insanlar için vardır. 

Ben Ardel Tunga, gerçekle alakalı ne varsa istesem de istemesem de tattım. Emin olun kötülüğün içinde iyilik olmadığı gibi iyiliğin içinde de kötülük yoktur. Bir insan iyiyse saf iyidir. Bir insan kötüyse saf kötüdür. Çünkü bu dünyada denge diye bir şey mevcut değildir.

_____________________________________

Bu hayatta istediğiniz şeyleri başarmak için arkanızın güçlü olması lazım, zekanızın değil paranızın fazla olması lazım. Bu düzeni nasıl açıklayabiliriz? Açıklayamayız, çünkü izin vermezler. İzninizin olması için de paranızın olması lazım. Ne kadar acınası bir durum değil mi?

Begümün karşısında annesinin katili duruyordu, katil ağlıyordu, saf kötülük içinde iyiliği barındırdığını söylüyordu. Yalandı. Saf kötülük ancak ceza zamanı iyi olduğunu söylerdi. "Yemin ederim, isteyerek öldürmedim anneni. Yalvarırım beni öldürme." Gördünüz değil mi? Kendini korumak için iyi olduğunu söyledi, aslında hiçbir zaman iyiliğe dair bir şey yapmadı. 

"Kes sesini." Kubilay adamı sarstı ve yerine oturttu. Katili bir depoda saklanırken bulmuşlardı, bir lağım faresi gibi çöplüğünde otlanırken yakalamışlardı. Öldürdüğü insanların altınları, paraları, tapuları yani bütün mal varlıklarını bir depoya saklamıştı. Armağan abi yaklaşık dört yıldır bu adamı bulmak için çabalıyordu.

"Kafası dolu insanlar hep sessiz kalmıştır evlat, sen ne düşünüyorsun böyle?" Ender baba yanıma oturdu, Ender baba Armağan abinin babasıydı keza bizim de babamızdı. "Yine neler var şu aklında Ardel?" Sorusunu yineledi. Duraksadım, aklım elbette doluydu ama hiçbir zaman ne düşündüğümü hatırlamazdım.

 "Anlaşıldı bana söylemeyeceksin," Koltukta kendini düzeltti, sırtını iyice yasladı, elindeki bastonunu aramıza koydu. "O zaman ben tahmin edeyim, sen de mi çocukluğunun katilini merak ediyorsun? Sen de bir an önce yakalamak mı istiyorsun?" Dikkatlice sordu sorusunu, ufak çocuğunu incitmemeye çalışan bir baba gibiydi. "Açıkçası baba, bilmiyorum, ne yapmak istediğimi anlamıyorum. Bir an önce yakalamakta istiyorum, yakalamayı geciktirip neler yapacağımı planlamakta istiyorum.." 

Ender baba gülümsedi. Ellerini dizimin üstüne koydu, gözlerini gözlerimden ayırmadı. "Arada kalmışsın.. Dünyanın en zor duygularından biridir arada kalmak," Ellerini dizlerimden ayırıp kalbimin üstüne koydu. "Ama her şeyin cevabı tam da burada gizlidir." Şapkasını çıkartıp önümüzdeki masanın üstüne koydu. Simsiyah odada tek güneş vuran yer Ender babanın oturduğu yerdi, sanki bilerek oraya vuruyordu, sanki onu bu karanlıktan korumak istiyordu. 

"Evlat, sakın unutma. İleride pişman olacağın şeyleri yapmaktan kaçın, şu anki seni mutlu etmek için geleceğini mutsuzlaştırma. Ne demişler, acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık." Ellerini üzerimden çekti, baba şefkatiyle gülümsedi ve kendini koruyan güneşe çevirdi yüzünü. Kendini karanlıktan koruyan Güneş'ine..


KanatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin