26|El capítulo final

419 31 34
                                    

5 yıl sonra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


5 yıl sonra...

"Bu şekilde saçlarını ördüğümde daha da güzel oluyorsun Sakura," Minki, Sakura'nın saçlarını ördükten sonra saçlarına minik bir öpücük kondurmuş ve Sakura'nın yanından azıcık uzaklaşıp koltuğa yerleşmişti. "Teşekkür ederim Minki oppa, çok güzel olmuş." Uzun saçlarını elleri arasına alıp sevdikten sonra tereddütle Minki'ye bakmıştı. "Sen böyle saç örmeyi nereden öğrendin Oppa?" Minki'nin gülümseyerek bize baktı. "Jungkook babam, Yoongi babamın saçlarını sürekli örüyor. Jungkook babamdan öğrendim." Minik Sakura'nın da bakışları bize dönerken utanarak Jungkook'un boynuna saklanmıştım.

"Çok utandım şu an." Jungkook kıkırdayarak saçlarımı okşadığında Sakura bakışlarını babalarına çevirdi. "Taehyung ve Jimin babam örmeyi bilmiyorlar." Jimin dudak bükerek kızına baktı. "Bebeğim deniyorum ama bir süre sonra karıştırıyorum, özür dilerim." Sakura minik adımlarıyla babasının yanına gitmiş ve yanağına iki buse kondurmuştu. "Biliyorum babacığım, bundan sonra Minki oppa da kabul ederse eğer saçlarımı ona ördüreceğim." Minki gülerek başını salladığında Sakura utanarak başını babasının göğsüne sakladı.

İki küçük beden tanışalı bir sene dahi olsa çok iyi anlaşıyor ve birbirlerini çok seviyorlardı. Minki, Sakura'ya sürekli çiçekler hediye ediyor, Sakura'da ona sürekli onun hoşuna gidecek deniz kabukları getiriyordu. Minki, Sakura'nın ona getirdiği kabuklarla bir koleksiyon bile yapmıştı.

"Babacığım, çok acıktım." Minki, yanımıza gelip Jungkook'un kucağına yerleştiğinde Jungkook'un göğsündeki elimi alıp yüzüne yerleştirdim miniğimin. "Taehyung amcana etlerin pişip pişmediğini sormak ister misin? Eğer piştilerse sofrayı hazırlayıp yemek yemeye başlayabiliriz Küçük Adam." Saçlarını öptüğünde Minki gülümseyerek başını sallamış ve hemen bahçeye çıkmıştı.

"Bende kalkayım bebeğim, Taehyunga yardım edeyim." Usulca başımı sallayıp göğsünden kalktığımda dudaklarıma minik bir buse kondurup o da dışarıya çıkmıştı. Jimin'le tek kaldığımızda gülerek mutfağı gösterdim. "Bende tabakları taşısam iyi olur," diyerek mutfağa ilerlediğimde arkamdan gelerek bana yardım etmişti.

Kısa sürede mutfaktaki tüm tabakları bahçeye taşıdığımızda etlerin hepsi pişmiş çocuklar ve diğerleri de oturmuştu. Bol sohbetli ve güzel bir yemeğin ardından Sakura'nın çok uykusu geldiği için Jimin ve Taehyung müsade isteyerek kalkmışlardı. Bende etrafı Jungkook'un yardımıyla toparladıktan sonra Minki'yi yatırıp iyi geceler öpücüğü kondurarak odama çekilmiştim.

Luna ayaklarımın altında dolanırken siyah saten geceliğimin hırkasını çıkararak ona uzanmış ve kucaklamıştım. Hemen kürkünü bana sürmeye başladığında kıkırdayarak camın önündeki koltuğa yerleştim. "Minik sırdaşım, bana katlandığın için teşekkür ederim," fısıldadıklarımı anlamış gibi miyavlamış ve tekrardan yüzüme sürtünmeye devam etmişti. Bir süre ona tüm ilgimi verirken enseme kondurulan öpücükle irkildim. "Luna'yı sevme saatin bitti diye umuyorum çünkü kocanı sevme saatin geldi." Kıkırdayarak başımı salladığımda gülerek dudaklarıma sert bir öpücük kondurdu. Benden uzaklaşarak dolaba ilerledi ve lacivert saten pijamasını çıkararak giyinmeye başladı.

Geçen beş senede vücudu daha da olgunlaşmıştı. Fazlasıyla kaslanmış ve uzamıştı. Artık lisede Jungkook'tan çok farklıydı. Daha dikkatli biri olmuştu. Artık birilerini kırmaya çekinen Jungkook değil de bize zarar verecek olan hiçbir şeye tahammülü olmayan bir Jungkook olmuştu. Bu beni üzmek yerine daha da mutlu ediyordu. Baba olmak ona fazlasıyla yaramıştı. Aile kavramına daha çok önem veren biri olmuştu. Fazlasıyla sorumluluk sahibi biriydi. Üniversitenin son senesini dereceyle bitirebilmek için gece gündüz çalışıyordu ama asla bizi aksatmıyordu. Sabahleyin eğer o gün dersi yoksa bile Minki'yi kesinlikle okula bırakıp akşamleyin alıyordu. Ne kadar ona bunu benim de yapabileceğimi söylesemde kabul etmiyordu. Gün içerisinde sporunu asla atlamıyor ve düzenli bir şekilde devam ettiriyordu. Kısacası büyümek ona fazlasıyla iyi gelmişti.

Bu süreçde ben kendimi Jungkook kadar geliştiremesemde bende bir şeyler yapmıştım. Yeme bozukluğum için destek almış ve tamamen atlatmıştım. Anne ve babamla aram pek düzelmiş sayılmasada öncekine oranla daha iyi hale gelmişti.  Üniversiteyi bitirmiş ve annemin izinden giderek veteriner olmuştum. Şu an babamın 'özür hediyesi' olarak verdiği bir kliniğim vardı. Kısacası zaman bize gerçekten yaramıştı.

Daldığım için önümde durduğunu yeni farkedebildiğim Jungkook yanağımı okşayarak saçlarımı öptü. "Bu aralar çok dalgınsın, bu hoşuma gitmiyor bebeğim," usulca başımı sallayarak göğsüne yasladım. "Klinikte fazla yoruluyorum, kalp yetmezliği çeken bir pomerian var. Bir haftaya yakındır onun için ne yapabileceğime bakıyorum ama hiçbir şekilde olumlu sonuç alamıyorum. Sahibi perişan halde." Kafasını salladı usulca. "Umarım sağlığına kavuşur minik," başımı sallayarak dudaklarımı dudaklarına yasladım. Bir süre şarj olur gibi ayırmadım dudaklarımızı. Daha sonra onun ayakta yorulduğunu farkederek elinden tutarak yatağa çekiştirdim.

Uzandığında parmaklarım içinde adımın yazılı olduğu yüzük parmağındaki yüzükle uğraşmaya başlamıştı. Bu hareket ikimizin de fazlasıyla hoşuna gidiyordu. Yüzük parmağını öptükten sonra elini yanağıma koyarak beni sevmesini bekledim. Bu halime kıkırdarken utanarak gözlerimi kapatmıştım. Eli usul usul yanağımı okşarken derince bir nefes çektim. "Beni sevmen imkansız gibiydi," mırıltımla kaşları çatıldı. "Kimse beni sevmez, yanımda duramaz sanardım. Suratıma baktıkça insanların midesi bulanıyormuş gibi hissederdim." Gözlerim dolarken kıkırdadım. "Sense dünyadaki en kıymetli şeye bakıyormuşsun gibi bakıyorsun." Gülümseyerek dudaklarımı öptü ve ardından güzel ağzını araladı. "Çünkü sevgilim, dünyadaki en kıymetli şeye bakıyorum." Dudağımı ısırdığımda parmağıyla hemen dudağımı serbest bırakarak okşadı.

"Dünyanın en kıymetli şeyine sahibim." Biraz daha bana yaklaşarak kulağımın dibine girdiğinde kalbim deli gibi atmaya başladı ve sonra ağzından o mırıltılar döküldü. "Ve o da bana sahip."

🧸

sonunda bitti...
ve bende bittim cidden.
şu bölümü yazmak benim için ne kadar zordu bir bilseniz...

uzun uzun veda konuşması yapmak istemiyorum çünkü her zaman vedalardan nefret etmişimdir🤧

o yüzden kısa keserek buraya kadar benimle birlikte gelip yorum yapıp, oy vermiş ve sabırla bölüm beklemiş herkese çok teşekkür ederim. aynı zamanda hiçbir kitabımı bu kadar uzun süre yayında tutup finalini bu kadar geç vermemiştim, sizi çok beklettiğim için gerçekten çok özür dilerim🤍

bir sonraki kitabımda görüşmek üzere, kendinize çok iyi bakın💜

-Sura

26.07.2023
17:10

i need u | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin