3|Taehyung-ah

1.1K 92 129
                                    

Daya - Don't Let Me Down

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daya - Don't Let Me Down

🌼

Bugün hafta sonuydu.

En özgür hissettiğim haftanın günleri.

Güne diyetime uygun bir kahvaltı hazırlamak için mutfağa inerek başlamıştım ama dünkü konuşmadan sonra diyetime uymaktansa diyet menümdeki yemekleri daha da azaltarak yemeyi planlıyordum.

Bugün kahvaltı menüm diğer günlere göre daha azdı çünkü hafta içi sürekli antrenman ve koşuşturmayla geçerken hafta sonu yalnızca bir saatlik evdeki spor malzemeleriyle spor yapıyordum.

En alt çekmeceden aldığım yulafla derince yutkundum. Aslında yulafı sade yemekten nefret eder yanına illaki birkaç kuru meyve veya meyve dilimlerdim lâkin fazla kaloriye gerek yoktu değil mi?

En çok sevdiğim gri kaseme bir bardak süt ve beş kaşık yulaf koyup yemeye başladığımda babama yakalanmamak için azda olsa acele ediyordum. Diyetime tamamen uymamam onun için bas bas 'ben ölmek istiyorum Bay Min' demeye eş değerdi.

Bitirdiğim kahvaltımla beraber hızlıca tabaklarımı sudan geçirmiş ve bulaşık makinesine yerleştirmiştim. Ardından odama çıkarak bugünkü dışarıya çıkma planımı gerçekleştirmek için dolabımın karşısına geçmiş ve ne giyeceğime karar vermeye başlamıştım.

Dizleri yırtık kot pantolonum ve siyah gömleğimde karar kıldığımda onları elime alarak çamaşır odasına girmiş ve ütüye biraz su koyup fişini takarak ısınmasını beklemiştim. Kısa bir süre sonra ısındığında annemin ütülediği gibi ütülemeye başlamıştım. Bu odada annem ütü yaparken onunla konuşmayı ve gülüşmeyi çok severdim. O da güzel gülüşünü saklamazdı hiç. Gülüşü babamınkinin aksine içimi hoş ederdi.

Çamaşır odasının kapısı açılınca bakışlarım hızla oraya kaydı. Babam üzerindeki beyaz tişörtü ve siyah eşofmanıyla içeriye girmişti. Ellerinde muhtemelen ütüleyeceği kıyafetleri getirmişti.

"Günaydın baba," cesaret edip mırıldandığımda burun kıvırıp elindeki kıyafetleri üzerime doğru salladı. Kıyafetler suratıma vurup yere düştüğünde iç çektim.

"Teyzenlerle akşam yemeğine çıkacağız. Seni özlemişler. Neyini özleyebiliyorlar ki? Çirkin suratını? İğrenç bedenini? Ağzını her açtığında boş boş konuşmanı?" gözlerimin dolmasına engel olmaya çalıştım.

"Haklısın baba, sevilecek bir yanım yok. Bunun için özür dilerim. Teyzemlerle ne zaman ve nerede buluşacağız?" güldü.

"Özür dilemelisin tabii, her gün senin gibi lanet bir şeye katlanmak zorunda kalıyorum. Akşam saat yediye doğru hazır ol, o zamana kadar da en az üç yüz soru çözeceksin. Kontrol edeceğim, derslerini çok boşlamaya başladın, sanki mükemmel başarılara sahip mişsin gibi," kalp kırmakta babamın üstüne kimseyi tanımıyordum. O da hayatı boyunca benden daha lanet bir şey tanımıyordu.

i need u | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin