10 yıl sonra...
Loya'nın ordusu çok küçük olmasına rağmen; çok disiplinli ve düzenli yetiştirmişti ordusunu. Bugün ilk defa babası ona Batı'yı teslim etmişti. Tuğer ise Doğu'da Çin azınlıkları ile uğraşıyordu. Kızına çok güveniyordu ama ilk olduğu için zor olmayan bir görev vermek istedi.
•Tuğer çok yaşlandığı için cepheye giderken zorlanıyordu. Vezirin ısrarlarına rağmen Tuğer, cepheye gidip savaşmak istedi çünkü almak istediği bir yer vardı; Urumchi.
Çin bu sefer çok hazırlıklı gelmişti, çok ileri silahları vardı onun karşısında Moğol ordusu da güçsüz değildi. Disiplinli ve düzenli ordusu vardı. Durum eşitti ve akşam olmuştu, Çin kazanamayağını anlamış olmalı ki ateşkes istedi.
Tuğer ne kadar istemese de kabul etmek zorunda kaldı çünkü malzeme bitmişti ve ordu yorgun düşmüştü. Nolur nolmaz diye ordu cephede bir gece kalacaktı.
Tuğer 2.kolordu ile eve dönerken ormanın içinden geçiyorlardı , bir anda sağdan soldan ok yağmuruna tutuldular. Çin antlaşmayı bozmuştu ne diye inanmıştı düşmanına. Ortalık can pazarına dönmüştü Tuğer dahil herkes vurulmuştu. 5 dakika önce insan çığlıkları, at sesleri varken şimdi hiçbir ses yoktu.
Tuğer ve teğmen yaşıyordu teğmen ayağından vurduğu için zar zor kalkıp Tuğer'in yanına gitti. Tuğer sadece 1 okla çok kötü durumdaydı, hem çok yaşlanmış hem de çok kan kaybetmişti.
"Kralım... Kralım" dedi teğmen,Tuğer sadece,"Kı- kızım kızıma tahta çıkmasını söyleyin." Zor olsa bile konuşmuştu ve gözlerini yummuştu...
Teğmen yaralı bir şekilde kralı sırtlayıp kaleye götürdü ve haberi verip, çok kan kaybettiği için bayıldı ve bütün
Moğol imparatorluğuna duyruldu bu haber;"kralımız öldü."
İmparatorlukta yas ilan edilmişti. Loya'nın haberi daha olamamıştı batıda görev yapıyordu ona da babasının cephede öldüğü haberi geldi.
Loya hemen kaleye dönmek için yola çıktı. Tam Kale ve Çin yolu olan yolun ortasında bi haber daha geldi, babası onun tahta çıkmasını istiyordu ve bir yandan kralın ölüm haberini alan Çin ve Arap devleti topraklara girip yağma yapıyordu.
Orda olan askerler duruma müdahale emtekte zorlanıyordu. Loya iki yolun ortasında bekleyip bir sağa bir sola baktı Loya. Ne yapacaktı?
Babası gömülmeden önce son kez görecek miydi yoksa yağmayı durdurmaya mı çalışacaktı?
Babasının ölümü onu çok sarmış ama bir yanda da Moğol imparatorluğu vardı... Babası olsa ikinci seçeneği seçerdi öyle değil mi?
"Yağmayı durdurmaya gidiyoruz. Sadrazama haber salın orduyu alıp Arap sınırındaki yağmaya müdahale etsinler. Biz de Çin sınırına gideceğiz"
•••
Loya Çin'deki mücadesi bitmişti ve onları zorda olsa savurmuştu. Orduyu başında bırakıp korunaklı bir şekilde kaleye döndü.Loya'nın Babasını gömmüşlerdi ve son defa görememişti ölüsünü bile. Üstü kanlı bir şekilde babanın mezarına diz çöktü ve ağlayamıyordu. Şoktaydı sanki, dalmıştı sadece, ne yapacağını bile bilmiyordu...
Birkaç saat öyle kaldıktan sonra merkeze döndü.
Yatağına geçip uzandı. İlk defa bir sürü kişiyi öldürmüştü, yağmacıları öldürürken ki görüntüsü aklından çıkmıyordu, gözünü kapatınca bile karşısında görüyordu bu yüzden tahta geçmekten de biraz çekinmişti. Korkuyordu.
Geçecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Hükümdarı; Loya Hatun
Ficción históricaMoğol İmparatorluğu'nun kralı, Tuğer'in kızı olan Loya, babasının hiç oğlu olmadığı için bir savaşcı gibi yetiştirilmesini ve daha sonra bir imparatorluğu yönetirken karşısına çıkacak şeylerle nasıl baş ettiğini anlatıyor. (Tamamen kurgudur, tarihle...