"Hanımım bağışlayın. Size Prens Aral'ın geleceğini söylemeyi unuttum." dedi tedirgince.
"Aral mı?"
"Evet hanımım burda şu an."
"Gelsin içiri. Neden bekletiyorsunuz?"dedim.
Başını hafifçe eğip çıktı birkaç saniye sonra Aral ile içeri girdi.
Ayağa kalkıp selam verdim Arala, "Hoş geldin Aral" dedim "Hoş buldum Loya Hatun." dedi.
"Otur lütfen" diyip kafamı Olcay'a çevirdim. "Çıkabilirsin Olcay seninle sonra konuşacağım." dedim.
Aral'a dönüp konuşacakken boynuma baktığını gördüm, "Küçük bir kaza sonucu oldu. Önemli bir şey değil." dedim. "Tedavi etmeme izin verin."
Başımı salladım
Tıp alanında çok gelişen birisi olduğu için bir şey demeden istediği birkaç malzemeyi getirttim.
Yanıma gelip oturdu. Bir karışım yapıp küçük bez parçasını içine batırdıp çıkardı.
Onu izliyordum sadece yaklaşıp boynumdaki kanı yavaş yavaş silmeye başladı.
Kalbim çok hızlı atıyordu. İlk defa yabancı biriyle bu kadar yakındım
"Hiç küçük bir kazaya benzemiyor bu."dedi.
Bir şey demedim. Bitince uzaklaştı ve "Ben burdayken hızlı iyileşmesi için bir karışım yapacağım ama bunun için malzeme lazım." dedi.
"Tamam. Hallederim ben onu." dedim.
"Sormayı unutmuştum "Yemek hazır olana kadar uyumak ister misin? yorgunsundur."
"İyi olur"
Olcay'a seslendim. "Aral'ın yatacak odası hazır mı?"
"Şey hanımım, eşiniz olacak diye sizin odanızda bir yer ayırdık ona zaten yarın düğün var diye düşündük."dedi.
Düğün vardı doğru..
Aral zaten hiç istemiyordu bu onu çok sıkardı.
"Bana sordunuz mu bunu?" dedim sakin bir şekilde.
Aral, "Benim için sıkıntı olmaz senin için de olmazsa."
Olcay'ın güldüğünü gördüğüme ters ters baktım ona.
"Tamam o zaman kalsın. Yemekler hazır mı?" dedim konuyu değiştimek için.
"Hazır efendim, hemen getiriliyor."
Başımı salladım.
"Yemeğini yiyip öyle uyuyabilirsin istersen. Senin karanın tabii." dedim.
Onunla konuşurken çok heyecanlanıyordum çünkü çok boş bakıyordu anlamıyordum.
"Olur." dedi.
Yemekler geldikten sonra sessizce yemeğimizi yedik.
Ayağa kalkıp, "Hadi, yatağına götüreyim seni. iyice yordum." dedim mahçup bir şekilde.
Odama gidip etrafında baktım onun yatağını benim yatağın tam karşısına koymuşlardı.
Kıyafet vs. her şeyi oraya koymuşlardı.
"Ben çıkayım, giyin sen" diyip kendi kıyafetlerimi alıp çıktım.
Ayas'ın odasına gidip yavaşça kapıyı açtım, uyumuştu. Yanına gidip üstünü örtüp saçlarını öptüm.
Kıyafetimi değiştirip odama gittim.
Aral giyinmişti oturuyordu. Beni görünce beni süzüp, uzanıp sırtını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Hükümdarı; Loya Hatun
Ficción históricaMoğol İmparatorluğu'nun kralı, Tuğer'in kızı olan Loya, babasının hiç oğlu olmadığı için bir savaşcı gibi yetiştirilmesini ve daha sonra bir imparatorluğu yönetirken karşısına çıkacak şeylerle nasıl baş ettiğini anlatıyor. (Tamamen kurgudur, tarihle...