Aral'dan;
"Olcay, Loya nerede?"
"Helen'i bulmaya gitti efendim."
"Tek mi gönderdiniz Olcay?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Loya Hatun öyle istedi." dedi.
Onlara kızmamın mantığı yoktu Loya'yı ben de tutamamıştım.
"Nereye gitti tam olarak söyledi mi?" dedim.
"Loya Hatunun bildiği bir göl yolu varmış ordan gideceğini söyledi ve uzun süre olmasam siz de gelin dedi."
"Göl mü?"
Olcay sağına ve soluna bakıp yavaşça kulağıma yaklaştı, "Loya Hatunun boğulduğu bir gölmüş." dedi.
Biliyorum o gölü ben de görmüştüm... Hatırlar mıydım yolunu...
"Gidiyoruz." dedim.
.
.
.Bir süre sonra yollar tanıdık gelmeye başladı, ilerledikçe tek tek yerde yatan askerler vardı ve büyük ihtimalle Loya yapmıştı.
İlerden bir ses gelince olduğum yerde dur dercesine, elimi kaldırdım.
Loya ve Helen konuşuyordu ama anlaşılmıyordu.
"Olcay siz durun ilk ben gideceğim." dedim.
Tamam dercesine kafasını salladı.
İlerleyince, Helen Loya'nın üstündeydi ve bıçağı yüzüne tutmuştu.
Okumu hazırlayıp, Helen'e tuttum.
Yayı çekip vurdum.
Helen'i vurmuştum. Beni sevdiğini söyleyen kadını...
Ben düşünürken. Loya, helen üstüne düşecekken yana çekildi.
Düşüncelerimden sıyırıp yanına gittim ve beni yeni görmüş olacakki şaşkınlıkla yüzüme baktı.
"İyi misin?"
Sadece başını salladı.
Olcay arkadan,
"Hanımım iyi misiniz?"
"İyiyim Olcay iyiyim."
Olcay yere bakıp, "Öldürdünüz mü onu?" dedi Loya'ya bakıp.
Loya cevap vermeden,"Evet... Ben öldürdüm."dedim.
Loya kalkıp nabzına bakıp,
"Yaşıyor tek okla ölecek biri değil o. Haber verin askerlerine gelip tedavi etsinler."dedi.
Ne yapmak istiyordu ki?
Loya önden yürüdü biz de arkasından atlara doğru gittik.
Merkeze doğru gitmeden son bir kere sınırdaki orduyla konuşmaya gitti Loya.
Ona dalmış onu izliyordum.
Yanıma doğru gelince, "Ne bakıyorsun?" dedi.
Yakalanmıştım.
"Hiç öyle." dedim sadece.
Yanımdan geçecekken kolunu fark ettim, yavaşça tutup kolunu gösterdim.
"Kolun kanıyor." dedim.
Koluna bakıp, "önemli bir şey yok." dedi.
"Kan kaybediyorsun." dedim.
"Bakmama izin ver." dedim koluna, elimi yaklaşınca kolunu çekti.
"İstemiyorum." dedi.
Kan kaybediyordu kızmanın vakti değildi.
Sağlık ekibi de gitmişti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Hükümdarı; Loya Hatun
HistoryczneMoğol İmparatorluğu'nun kralı, Tuğer'in kızı olan Loya, babasının hiç oğlu olmadığı için bir savaşcı gibi yetiştirilmesini ve daha sonra bir imparatorluğu yönetirken karşısına çıkacak şeylerle nasıl baş ettiğini anlatıyor. (Tamamen kurgudur, tarihle...