Zaman atlaması yapacağım yoksa çok uzayacak
Şuanın yks zamanına göre yazıcam tarihi
Arkadaşımın istediği bölümü yazıyorum
--------------------------
18 Haziran Pazar
Otobüs durağına adımlıyordum. Yüzümden düşüremediğim gülümsemem artık çenemi ağrıtmaya başlamıştı. Sınavım çok güzel geçmişti, Alper sayesinde. Ne kadar boş günüm varsa hepsine dolu bir program hazırlamış ben bitti yazmadan benimle tek kelime etmiyordu. Babam psikolojik olarak hep yanımdaydı ama günler yaklaştıkça daha bir yanımda olmuş moralimi hep yüksek tutmuştu.
Programım da en az ikibin beşyüz soru oluyordu -ki bu ilk başlardaydı. En son zamanlarda soru sayım dört binleri görmüştü. Ödev kontrolünde doğru yaptığım her bir soru için yanağımı öpüyor eğer testin hepsi doğru ise dudaklarıma minik bir öpücük bırakıyordu.
Hafta sonları ise evime geliyor yalvar yakar babamdan izin istiyordu beni dışarı çıkarmak için.
Bu akşam ise hep beraber yemek yiyecektik.
Eve gelmeme son on adımım kalmışken babamın bağıran sesiyle yerime çakıldım adeta. Babamın sesini ilk defa bu kadar yüksek duyuyordum. Yerimde durmayı bırakıp aradaki mesafeyi kapattım. Evin ziline bastığımda babamın sesi susmuş adım sesleri yaklaşmaya başlamıştı. Babam kapıyı açtığında gözleri kan çanağına dönmüştü. Ağlamıştı.
"Baba iyi misi-" sorum yarım kalmıştı çünkü salonda neredeyse tıpa tıp bana benzeyen bir kadın oturuyordu. Yüzü ise ifadesizdi.
"Baba kim bu?" dediğimde arkamda kalan babamın göğsüne yaslamıştım sırtımı. Güvenli bölgedeydim. Çocukkende ne zaman bir şeyden korksam babamın göğsüne sırtımı yaslamıştım. Babamın göğsü benim için güvenli bölgeydi.
"Annen" dediğinde sesi kısık çatallaşmış ve soğuktu. İlk defa babam böyle görüyordum.
"Babacım iyi misin?" derken sırtımı göğsünden ayırmış gözlerimi gözlerine dikmiştim
"İyiyim bebeğim" derken bakışları yumuşamış, sesi hala kısık ve çatalaşmış olsa da sesi yumuşacık olmuştu.
"Kızım" diyen kadının yumuşak sesini duydum. Cevap vermedim ama babama yine sırtımı dönüp kendimi ona yasladım. Karşımdaki kadının yüzüne bakıyordum. Sarı saçları, bal sarısı göz rengi, yüzündeki çillerle aynı ona benziyordum. Tek fark, onun yüzünde yaşının bir getirisi olan kırışıklıkları vardı.
"Benimle konuşmayacak mısın?" ses tonu hala yumuşacıktı.
"Seninle konuşacak neyim olabilir ki?" diye sordum duygudan yoksun sesimle. Tam bir şey diyecekken odaya babamın kopyası, benden en fazla bir yaş büyük bir çocuk girdi içeri. (Erkek yani ldmdldmd)
"Anne" derken gözlerimiz kesişti. Birkaç saniye bakıştıktan sonra yüzümü annem olan kadına çevirdim.
"Neden buradasın?" diye sorduğumda gözleri doluyordu yavaş yavaş. "Ve baba bu kim?" diyerek salona giren abiyi işaret ettim.
"Abin" dedi ama başına üvey eklemişti.
"Annemin oğlu değil mi?" diye sordum.
"Hayır annen ve benim oğlum. Annenin benden sakladığı ben öğrenince ise benden kaçırdığı oğlum. Seni bana bıraktı ama oğlumu alıp kaçıp gitti. Tam r sene boyunca karakollarda gezip kayıp ilanı verdiğim
Ama senin çok sevgili anneciğin adını soy adını, neyi varsa değiştirmişti" derken sesi daha çokatallaşmıştı. Ağladığını hissediyordum ama yüzüne bakma cesaretini kendimde bulamıyordum.Annemi ne kadar sevdiğini en çok ben bilirdim. Hala her gece resmine bakıp ağlayarak uyuyorken bir anda bu kadının karşımıza çıkması onun için iyi değildi.
Bir anda sırtım babamın göğsünden ayrıldı ve kendimi sıcak kolların arasında buldum. Babam gibi güçlü kolları beni sıkı sıkı sarmıştı. Geniş omuzları ve boyunun uzunluğundan o bana sarılırken kollarının arasında kaybolduğuma emindim.
"Asel" dediğinde dudaklarından bir hıçkırık koptu. Ağlıyordu, göz yaşları saçlarımı ıslatıyordu ama geri çekilmedim. Saçlarımı kokluyor öpücükler bırakıyordu.
"Yanınıza gelmeye çok çalıştım ama annem olacak kadın biricik kardeşimi ve babamı görmeme izin vermedi. Hatta evden dışarı bile çıkarmadı. Okuldan ne zaman geç gelsem beni dövüyordu" dediğinde adeta buz kestim. Gözlerim annemiz olacak o kadına kaydı, abim ciddi miydi?
"Baba" diye fısıldadım duyduklarım karşısında.
"Efendim miniğim"
"O kadını daha fazla evimizde görmek istemiyorum" abimi değil annemi kovuyordum evden.
"Ama kızım" diyen kadının sesini duymamla abimin bileğini kavradım. Usulca çözüldü kolları bedenimden.
"Aşağı indiğimde ona dair hiçbir şey istemiyorum evimde" dedim babamın gözlerine bakarak. Abimi bileğinden tutup sürüklemeye başladım. İzin vermese yapamazdım. Adımları kapıya yönelirken ben onu çekiştirerek üst kata, odama götürdüm. Şaşkın bakışları yüzümdeydi. Gözlerimi yeşil gözlerine diktim. Ağladığı için ışıl ışıldı gözleri.
"Asel" diye mırıldandı abim çatallaşmış kalın ama yumuşak sesiyle. Cevap vermedim, abi demedim, adını söyleyemedim, çünkü bilmiyordum adını. Kollarımı sıkıca sardım beline, başımı göğsüne yasladım ve sessizce ağlamaya başladım. Anında karşılık verdi sarılışıma, sayısız öpücük bıraktı saçlarıma.
Şimdi kesin sorguluyorsunuz, nasıl hemen kabullene biliyorsun diye ama üvey olduğunu bilsem tek kelimesini dinlemeden ikisini beraber kovardım evden. Ama babama benzeyişi ve babam gibi olan sıcak ve güvenli kolları ondan uzak durmamı engelliyordu.
Eve gelmeden önce biraz çarşıda oyalandığjm için saat şuan 19.57'ydi. Alper'in gelmesine üç dakika kalmıştı.
Evde zil sesi yankılandığında hızla ayrıldım abimin kollarından. Koşar adım gittim kapıya bu sırada abim arkamdaydı. Kapıyı açtığımda ayaklarına bakıyordu. Üzerinde beyaz bir sweet altında siyah eşofmanı, dağılmış saçlarıyla karşımdaydı.
"Biraz erken geldim sanırı-" lafı bölünmüştü çünkü daha fazla bekleyemedim hızla sardım kollarımı boynuna. Başımı boynuna gömdüğümde ise iç çekerek ağlamaya başlamıştım.
"Asel, güzelim ne oldu?" diye sordu telaşla.
"Biraz burada kalabilir miyim?" diye sordum hıçkırıklarımın arasında. Onaylayan mırıltılar çıkararak beni kucağına aldı. Düşmemek adına bacaklarımı beline doladım. İçeri girmiş ayakkabılarını çıkararak merdivenlere yönelmişti. Abim ise peşimizden geliyordu sessizce. Başımı daha çok gömdüm boynuna küçülmek istedim kollarının arasında. Odama girdiğinde yatağıma oturduk. Ben hala kucağındaydım ve ağlıyordum.
"Bebeğim ne oldu?" diye sordu yumuşacık sesiyle ellerini boynuna yaslı olan yüzüme getirdi ve yavaşça çekti yüzümü oradan, göz göze gelmemize neden oldu. Elleri yanaklarımda göz yaşlarımı siliyordu. Gözlerime birer öpücük bıraktı ve yeni akan yaşkarı da sildi.
"Annem gelmiş ve abimde" dediğimde nefesini tuttuğunu hissettim. Bir ara bahsetmiştim ona bu durumdan. Tam o sırada kapı açıldı.
------------
AY YETER 874 kelime oldu. Soluksuz yazdım resmen dlmdksöddm
Nasıl olmusss?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°Öğretmenim° (Düzenleniyor)
Teen FictionBilinmeyen Numara: Bu kayafı güzel yapıyor *fotoğraf Bilinmeyen Numara: Sen ise kalbimi