SERT ÇOCUK

71 13 5
                                    

MEDYA: MİRAÇ

Selen'den

Güneşın ışınlarına gözlerimi alıştırarak açtım. Neden bilmiyorum ama bugün diğer günlere göre çok daha mutluydum. Bu sabah erken kalkmıştım.

Yataktan kalkıp banyoya girdim ve kısa süreli bir duş aldım. Dolabımı açıp formalarımı aldım. Üstümü giyindikten sonra saçlarımı kuruladım. Ve düzleştirdim. Perçemlerimide arkaya doğru düzleştiriciyle hafifçe yatırdım. Çantamın içine bugün olan programı yerleştirdim. Aynanın karşısına geçip gözüme çok ince bir eyeliner ve rimel sürdüm. Dudaklarımada çilekli parlatıcımı sürdüm. Ve parfümümüde sıktıktan sonra evet hazırdım. Dışarıda biraz soğukluk vardı o yüzden yanıma siyah deri ceketimi de aldım.

Aşağı indiğimde annemlerin olmadığını gördüm. Dün akşam söylemişti zaten. Sabahları kahvaltı yapmayı pek sevmezdim zaten. Okulda bir şeyler yerim diyerek geçiştirdim. Ayaklarıma siyah nikelarımı geçirdim. Ve anahtarımı  alıp evden çıktım. Okula vardığımda zilin çaldığını farkettim dışarıda kimse yoktu. Hızlı hızlı okula girdim ve koridoru dönmemle sert bir vücutla çarpışmam bir oldu. Zaten nefes nefese kalmıştım. Kendimi toparlayamamıştım.

"Kusur-" bir kaç kere öksürüp sesimin yerine geldiğini anlayınca devam ettim.
"Kusura bakma yanlışlıkla oldu. " dedim ama o hiçbir şey demiyordu.

Yüzüne baktığımda ne kadar sert birisi olduğunu anlamam uzun sürmedi. Yüzünde ki bazı hatlar onu o kadar çok sert ve çekici kılıyordu ki. Yakışıklı çocuğu arkamda bırakıp hızla yanından uzaklaştım. Sınıfa gelince kapıyı tıklatıp açıp içeri girdim. Ders tarihti. En sevmediğim ders diye mırıldandım içimden.

"Kusura bakmayın hocam. " diyip yerime oturacağım sırada bir şey dikkatimi çekmişti. İlk geldiğim gün hiç boş sıra yoktu ama şimdi bir sırada bir çocuk oturuyordu. Onun yanına oturacaktım ama belki arkadaşı sonra gelir diye Berk'in yanına oturdum. Kafasını sıraya gömmüş, dersi dinlemiyordu. Yanına oturduğumu farketmiş olacak ki kafasını kaldırıp bana baktı. Suratına gülümseme koyup

"Günaydın güzellik. " dedi. Bense ona daha soğuk bir şekilde "

Günaydın. " diyip derse döndüm. Tarih dersini oldum olalı hiç sevmezdim. Hep ezber gerekirdi. Ne kadar çalışsamda düşük not alıyordum. Ama bundan sonra daha çok çalışacaktım. Hocanın yazdıklarını deftere geçirirken kapının çalınmasıyla herkes oraya döndü. Kapıya baktığımda bir an rüya gördüğü sandım. Bu Ozan'dı. Birden kafam karıştı. Neler oluyordu?

"Kusura bakmayın hocam. " diyip derse girdi. Berk te dahil hepimiz onu izliyorduk. Benle göz göze gelince hafif gülümsedi ben hala şaşkınlığımı koruyordum. Sessizliği bozan hoca olmuştu.

" Neye bakmıştın evladım? " Ozan tekrar bana bakıp

" Bir şeye bakmadım hocam ben yeni öğrenciniz Ozan Serez. " demişti. Ağzından çıkan her bir kelimeyi aklım algılamak istercesine yavaş yavaş alıyordu içine.

" Nereden geldin bakayım bir tanıt kendini. " Semih hoca herkesle yakından ilgilenirdi. Ve çok samimi bir hocaydı.

" İzmir'den geldim hocam. Buraya taşındım desem daha doğru olur. " Nasıl yani? Nasıl taşınmıştı? Hoca bir bana bir de Ozan'a baktı.

" Selen sende İzmir'den gelmiştin değil mi? " demesiyle şaşkınlığım üzerimden kalktı. Semih hocayla dün dersimiz vardı ve dün tanışmıştık.

" E-" sesim kısık çıkmıştı ki öksürüp düzelttim. "Evet hocam. "

" Peki evladım geç sen bir yere. " dedikten sonra Semih hoca tekrar derse devam etti. Ozan'a baktığımda bana bakıp göz kırptı. Ve bende istemeden güldüm. Ama hala şaşkındım. Zil çalınca bazı öğrenciler dışarı çıkmıştı. Berk ve bazıları hala sınıftaydı. Ozan ayağa kalkıp benim yanıma gelecekti ki bende kalktım. Gülerek bana bakıyordu. Bende gülmeye başlayınca Berk'in gözlerinin benim üzerimde olduğunu farkettim.

SESSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin