8-∞

783 95 220
                                    

29 Mayıs 2010- Yongsang Lisesi

Rehberlik odasındaki Bayan Park'dan kurtulduktan sonra duvara yaslandım ve rahat bir nefes aldım.

Üniversite seçimimiz için sınavlara girip duruyorduk ve son sınavdan önce Bayan Park bütün öğrencileri koyun gibi tek bir salonda toplayıp meslek seçimi hakkında bilgilendirmişti. Dar, sıcak odayı ve ergenlerin ter kokusunu çektiğim yetmiyormuş gibi bir de herkesi ayrıca odasına çağırmaya başlamıştı.

'Sende ressam ışığı var,' demişti ama Bayan Park şimdiye kadar çizimlerimin müsveddesini bile görmemişti. Güzel Sanatlar fakültesine gitmem için üzerimde baskı kurmuştu ve ben ölümüne bunalmıştım. Şimdilik yakamı bıraksa da meraklı kadının ona 'Evet' demedikçe başımın etini yemeye devam edeceğini biliyordum.

Ama kim ? Kim söylemişti ona resim çizebildiğimi ? Jonghyun mu ? Bunu yapması halinde derisini yüzeceğimi en iyi o biliyordu.

Duvarda kademe kademe aşağı inip yere oturdum.Eteğim etrafımda yayılmıştı ama umursamıyordum.Rehberlik odasının olduğu koridor okulun en alt katındaydı.Soyunma odalarının katında.Spor dersi olmadığı sürece kimse buradan geçmezdi.

Telefonumu çıkarıp amaçsızca uğraşmaya başlamıştım ki başımda bir karartı belirdi.

"Kalk.O etekle yerde oturmaya devam edersen hasta olacaksın."

Onu umursamadan hiçbir şey yapmama işine devam ettim.

"Areum, kalkmanı söyledim."

Kyungsoo bir elini uzatmış, bana bakıyordu.Diğer eliyle de sınıf kayıt defterini tutuyordu.

Örnek öğrenci.

Telefonu kucağıma koyup dik dik ona baktım.Bu, filmlerde olduğu gibi 'Bana karışamazsın!' nedeninden dolayı değildi. Aklımda başka bir şimşek çakmıştı.

Kyungsoo iki senedir gölgemse hakkımda çok şey öğrenmiştir.

Sevdiklerim, sevmediklerim, hobilerim.

Resim çizmem.

Ona bakmaya devam ederken birden üzerime eğilip kollarımdan sıkıca kavradı ve zorla ayağa kalkmamı sağladı.

"Söz dinle iyi kız.Annen gibi hakkında endişelenip sana emir vermekten hoşlanmıyorum."

Hah, şunu bileydin.

Beni kaldırırken yere düşürdüğü telefonumu elime tutuştururken onu izledim. Bu kadar uzun süre itiraz etmememe şaşırmış gibi durmuyordu.

"Sen yaptın,değil mi?"' Omuzlarımı dikleştirip ona baktım.

"Neyi?" Kyungsoo soruyu sorarken bile suçlu olduğunu gösteren gülümsemesini sergiliyordu.

"Bayan Park'a resim çizebildiğimi sen söyledin." dedim kesin bir şekilde. Suratındaki gülümseme daha da genişlediğinde omzuna vurdum.Bir kahkaha atıp benden uzaklaştı.

Gayet kızsı bir tepki vererek saçını başını yolmak istiyordum.Haftalardır onun ihbarı yüzünden Bayan Park'dan dinlemediğim nasihat kalmamıştı.

"Buraya gel !" diye bağırdım soyunma odalarına koşan Kyungsoo'nun peşinden giderken. "Bana hesap vereceksin Do Kyungsoo!!"

Soyunma odasına girdiğimde Kyungsoo'yla değil, sadece boş bir ortamla karşılaştım.Saklambaç oynamak için fazla sinirliydim. Dolaplı odada onu bulmak için yavaşça yürürken "Hayatıma karışamazsın seni salak." dedim."Resim çizmek hobim olabilir ama onu meslek haline getirmek isteyip istemediğimi bilemezsin.Hayallerime müdahele edemezsin!"

Odanın sonuna gelmiştim bile.Odadan çıt çıkmıyordu. "Tüydün değil mi?" diye mırıldandım."Şu iki sene içinde en çok da sinirimi böyle bozdun.Yanımda iki dakikadan fazla duramayacak kadar korkaksın Kyungsoo.Benim için mücadele etmiyorsun, iki dakika sonra beni unutuyorsun."

Dolapların diğer tarafına dolanmak için köşeyi döndüm.

Ve büyük bir gürültüyle dolaplara itildim.

Ses korkunç bir şekilde odada yankılanırken Kyungsoo'nun korkutucu bir şekilde bana baktığını fark ettim. Elini tam yanıma koyduğu için hareket etmeye dahi çekiniyordum.

"Ne olacaktın Areum?" dedi Kyungsoo yumuşak ama ciddi bir ses tonuyla."Astronot olmayı hayal etmeye devam mı edecektin ?"

Gözlerimi kısıp ona baktım.Sınıfta dolanan bu şakayı nereden biliyordu?

"Bu anı iyi değerlendir Kyungsoo" dedim boğazımı temizleyerek. Konuyu başka yerlere çekmek en iyisiydi."İki dakikan dolmak üzere.Az sonra hiçbir şey olmamış gibi çekip gideceksin."

Kyungsoo'nun gözleri karardı."Öyle mi diyorsun ?" Üzerime iyice eğildiğinde teninden yayılan sıcaklığı ona dokunmuş gibi hissettim.

"Senden kaçtığımı,senin için mücadele etmediğimi düşünüyorsun.Bu beni yanında istediğin anlamına mı geliyor?"

Vurduğu noktayı kendi ellerimle ona sunmuş olduğumu bilerek kendime lanet ettim.Buna rağmen başımı iki yana sallamaya cesaret edebildim.

Kyungsoo biraz uzaklaşıp elini bileğime koydu.Kaşları çatık halinden normale dönerken bakışları beni delip dolapta iz çıkaracakmış gibi hissediyordum.

"Senin için mücadele ediyorum aptal. İki dakika içinde seninle, iki dakika sonra etrafındaki herkesle.Bu seni unuttuğumu değil, her zaman hatırlayacağımı göstermez mi ?"

Choose Him !  √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin