2015-∞

361 34 37
                                    

9 Temmuz 2015-Champion Restourant

Hafıza, dürtülen beyin merkezi, uyarı, anılar...Hye Sang'ın söylediği bütün sözler beynimin içinde taklalar atarak dönüyordu.Bir insanın bir anda hatırlaması mümkün müydü? Amnezi olan birine ilk kez rastlamanın getirdiği acemilik haliyle bu soruyu cevaplayamıyordum.

Do Kyungsoo karşımda kanlı canlı duruyordu.Öfkeli ama stabil, lise yıllarındaki alaycı halini anımsatan Do Kyungsoo. Yüzü, saçları ve hafifçe yana kaymış dudakları geçmişteki haliyle bütünleşiyor ve kafamı karıştırıyordu.

İki kelimenin onlarca soruyu doğurması beklenmedikti. Hala demişti, sırık demişti.Bu kelimeler ağzından zorlanmadan çıkarken benim midemin düğüm düğüm olmasına sebep olmuştu.

"Sen..." dedim kırılmaktan korkar halde. "Sen ne dediğinin farkında mısın Kyungsoo?"

Kyungsoo arkasına yaslanıp kollarını önünde kavuşturdu.Bakışları yüzümde gezinirken altında hafif bir hüzün yatıyordu.

"Benimle oynamadın mı?" dediğinde sesi bir soru sormaktan çok asıl gerçeği vurgular gibiydi.

"Hayır, o değil." Dilim damağım kurumuştu.Yi Fan'ın Kyungsoo'yu böyle bir yanılgıya kaptıracağını biliyordum zaten.İki dakikada bütün yanlış anlaşılmalara kapı açmış, sonra da çekip gitmişti. Asıl takıldığım kısım -en azından şimdilik- bu değildi.

"Sen hatırlıyorsun." diye mırıldandım.Sesim titriyordu."Yi Fan'la beni hatırlıyorsun. Lisede.Değil mi?"

Kyungsoo'nun yanında durduğum, ona destek olduğum aylarda her zaman bir pürüzü düşünürken bulmuştum kendimi : Kyungsoo ne zaman bir şeyler hatırlamaya başlayacaktı? İlk hatırladığı şey ne olacaktı? Beni mi hatırlayacaktı, hatırlayacaksa nasıl hatırlayacaktı? İlk önce onunla olan kavgalarımı, ya da ona üniversite zamanında attığım o haksız tokadı hatırlarsa ne olacaktı? Buraya gelmeden önce bile kendimi bunları düşünürken bulmuştum.Kyungsoo'yla yola devam edemeyeceğim sonucuna varmamı sağlayan sebep de bu soruların cevabının belirsizliğiydi.Ona kendimi sürekli gösterip sonunda kötü olan bütün anılarımızı tekrar yaşatmak istememiştim.Geçmişte bana çektirmişti ama ben ona çektiren kız olarak hatırlanmak istememiştim.

Şimdi ise karşımda duruyor ve benden cevap bekliyordu.Yi Fan'la olan ilişkimi hatırlamış olması muhtemeldi.Ben haftalarca ona kendimi hatırlatmak istemiştim ama nefretin sevgiden daha güçlü bir duygu olduğu teorisi bir kez daha ispatlanmıştı.Kyungsoo sadece beni hatırlamıyordu.Yi Fan ile beni hatırlıyordu.

Kısa bir sessizlik oldu masamızda.Çatal bıçak sesleri arasında saydam bir fanusun içine konulmuş gibiydik.Kyungsoo'nun cevabını beklerken 'Evet' cevabını alacağım anı bekliyordum.Sevinmeli miydim, yoksa arkama bakmadan kaçmalı mıydım?Cevabın bir kavgayı mı yoksa geç kalınan bir aşkın küllerini mi doğuracağını kestiremiyordum. Bu restoranda onunla son kez buluşmak için hazırlanırken yaşayacaklarımın beni bu soruya kadar getireceğini önceden bilseydim keşke.

Kyungsoo konuştuğunda cevabı beklediğim kelimenin yanından bile geçmiyordu.

Ellerini bir süreliğine masada tekrar tıklatırken yumuşak olmaktan uzak bir ses tonuyla "Hatırladığımı biliyordun." demişti.

Hatırladığımı biliyordun?

Biliyordun?

Efendim?

"Pardon ?" Gözlerim gittikçe büyürken başıma bir ağrı saplandı."Bu da ne demek?"

"Areum," dedi tüm sakinliğiyle.Konuşurken bir çocuğa laf anlatmaya çalışırmış gibi kelimeleri tane tane sarfediyordu. "Başından beri amnezi olayına inanmadığını biliyorum.İlk randevumuzdan sonra hiç yoktan beni aradın, bana tatlı davrandın, sanki..." Derin bir nefes verdiğinde başı dönen taraf bendim. "Sanki bizden olurmuş gibi." Cümleyi hiç söylememiş gibi devam ederken araya girmek istedim ama bakışları beni susturacak kadar kararlıydı. "Sonunda Yi Fan'ı karşıma diktiğinde geç de olsa anladım.Sen zaten başından beri onunlaydın, geçmişin intikamını birlikte almaya çalıştınız ve tebrikler, başardınız.Kırıldım." Ellerini bir kez birbirine vurup kafasını eğdiğinde belki de tüm alaycılığına rağmen ilk kez gerçekten üzüldüğünü hissettim.

Choose Him !  √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin