'' AŞK YA DA APTALLIK ''
Bu hayatta hiç birisinin hayatında çok önceden var olmuş olmayı dilediniz mi? Yaptığı hataları engellemeyi, ihtiyaç duyduğu sevgiyi ona koşulsuzca vermeyi, yalnız hissettiği her an elini tutmayı, bir başkasını sevmeden önce ilk sevdiği kişi olmayı, kalbini kıran her şeyden onu korumayı, ona kötü anı bırakan herkesi hayatından uzaklaştırmayı hiç istediniz mi? Keşke bunları yaşamadan önce karşısına çıksaydım, keşke onu ona zararı dokunacak her şeyden kaçırabilseydim dediniz mi, hiç? Ben dedim. Saatlerdir salonun kış bahçesini gören camının önünde Poyraz'ın içine düştüğü karanlığı çaresiz bir şekilde izlerken içimden hep aynı cümleleri tekrarladım ama benim kalbime dolan hiçbir keşke onun düştüğü karanlığı aydınlatmayacaktı, biliyordum.
'' Seni burada görmeyi özlemişim. '' dedi, Mert. Aniden gelen sesi yerimden sıçramama sebep olurken başımı hızlıca yasladığım camdan çektim ve omzumun üzerinden arkama baktım. Elinde biri beyaz, biri mavi iki kupa vardı ve üzerlerinde tüten dumana bakılırsa içlerinde sıcak bir şeyler vardı. Yüzüme saniyeler içinde içten bir gülümseme yayılırken bana uzattığı beyaz kupayı elime aldım.
'' Ama en azından iyileşerek geri dönmeni dilerdim. Çünkü eğer öyle olsaydı en azından aramızdan biri bu karanlık günlerin gölgesinde yaşayabilmiş diyebilirdik. Böyle hepimiz perişan olduk, yaşananlar da hiçbir halta yaramamış oldu. '' dedi, tam yanımda durduğunda. Yüzümdeki gülümseme hızla burulurken söylediklerini başımla ağır ağır onayladım ve avcumun içindeki kupayı dudaklarıma götürdüm. Ben bu hayatta yaşanan her şeyin bir sebebi olduğuna inanıyordum ama aramızdan hiç kimse eminim ki, hayattan böyle ağır bir ders almayı dilememişti.
'' Ben senin içinde günlerin çok zor geçtiğine eminim ama burada da hiçbir şey inan bana hiç kolay olmadı, Vera. Kazanacağından gram şüphe duymayacağımız kadar güçlü bir projeyi kendi ellerimizle rakibimize vermiş olmamız şirketi tahmin ettiğimizden çok daha fazla zarara uğrattı. Üstelik bu zarar sadece şirketin gelir akışına zarar vermekle kalmadı, şirkete bağlı ilerleyen bütün sevkiyatların akışını da sekteye uğrattı ve tüm bunların bedelini ödemesi için saatler içinde bir günah keçisi seçildi. Kimse suçlamak için başka birini tek bir saniye bile düşünmedi zaten. Çünkü suçlu herkese göre gayet netti, Poyraz Arslanlı. Bütün hesap tereddütsüzce ona kesildi ve Poyraz hiçbir suçu olmamasına rağmen yaşananların bedelini tek başına ödemek zorunda kaldı. Poyraz'a verdiği tepkilerin keskinliğinden dolayı ben de çok kızıyorum, sinirleniyorum ama onun yerinde bir başkası olsaydı eminim daha acımasız cümleler kurar, daha keskin şeyler yapardı. '' dediğinde sesine saniyeler içinde bulaşan kasvet nefesimin ciğerlerime sıkışmasına sebep olmuştu. Poyraz'ın ben yokken neler yaşadığını dinlemeye hazır mıydım ya da bunu gerçekten istiyor muydum? Bakışlarım onunla Poyraz'ın arasında kısa bir mekik dokurken zorlukla yutkundum. Her ne kadar bana ağır geleceğini düşünsem de Poyraz'ı anlayabilmek ve onu affedebilmek için benim yaşananları duymaya ihtiyacım vardı.
'' Poyraz içine düştüğümüz bu saçma sapan durumu bir şekilde düzeltebilmek için o kadar çok uğraştı ki, günlerce hiç uyumadı. Sayamayacağım kadar kişiyle tek tek görüştü. Sürekli bir yerlere gitti. Bir gün eve üstü başı çamur içinde geldi. Bir gün tertemiz, üstünde tek kırışıklık olmadan geldi. Bir gün üzerine kan sıçramış, elleri yara bere içinde geldi... Poyraz'ın her günü bir diğerinden farklıydı ama onun hayatında değişmeyen, değiştirmediği tek bir şey vardı. Her gece o koltuğa oturup, hiçbir şey yapmadan saatlerce karşısında duran çerçeveye bakıyordu. Hiç konuşmuyordu, ağzını bıçak açmıyordu. Sadece orada öyle hiç konuşmadan durup, bir şeyler düşünüyordu. '' dedi, kırgın bir sesle. Dudaklarım hissettiğim ince sızıyla titrerken kalbime orta yerine oturan acı sanki usul usul ruhuma karışıyordu. Ne yaşamıştı, yaşananların bedelini tek başına nasıl ve ne şekilde ödemişti? Bilmiyordum ama Poyraz'ın yalnız geçirdiği günlerin tahmin ettiğimden çok daha karanlık, acımasız ve can yakıcı olduğunu duymak benim de canımı acıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAPRAK
Ficción GeneralUzunca bir dalda tomurcuklanıp; tek başına yeşeren ve hep öyle kalan yeşil, küçük bir yapraktım. Günün birinde yıllardır beklediğim bir rüzgar hayatıma doğru esmişti ve ben dalımdan uzakta olan bir yere savrulmuştum. Bedenim tanımadığı o toprakla bu...