Özel Bölüm (2)

611 60 20
                                    

Veeee yeniden selamlar herkeseee 🤧🙈
Sonunda buraya dönebildim yaaa, çok özledim Efnan'ı... Hem 2 hafta dememe rağmen çok uzun bir süre geçti bu bölüm için ve bunun için içtenlikle özür dilerim. Telafi olarak diğer bölümlere göre daha uzun olacak.

Şimdi sizi fazla tutmak istemiyorum. Bu yüzden yapacağım açıklamayı sona bırakıyorum.

İyi Okumalar!

*

EFNAN CİHAN

Göğüs kafesimin üzerinde hissettiğim baskı, nefes almamı zorlaştırıyordu. Aklım ve kalbim tamamen birbirlerine zıtken arafta kalmak beni iyice çıkmaza sokuyordu.

Sağ elimi göğsümün tam ortasına, baskı yapan yere yerleştirdiğimde gözlerimi kapattım. Aklım ve kalbimin çatışma yeri tam da dokunduğum yerdeydi sanki. Birinin kazanmasını beklemek ise benim aptallığımdı.

Bir rüyadan uyanmıştım. Bazı haberlerde ve okuduğum dergilerde böyle olayların yaşandığını görmüştüm ama gerçekten de yaşamadan anlaşılmıyormuş. Onları alaya almak o an basit geliyordu bize, ki bana da gelmişti. Başıma geleceğini bilmeden yaşadıklarını alaya almıştım ve sonucunu misliyle ödüyorum.

Çalan telefonumla verdiğim iç savaşa son verip gözlerimi araladım ve arayan kişiye baktıktan saniyeler sonra telefonu açtım.

"Efendim söylediğiniz gibi evi satılığa çıkardık."

"Tamam, sekreterimin numarasını yazdınız değil mi?"

"Evet, efendim. İlk önce sekreterinizi arayacaklardır." nefeslendim ve gözlerimi yerde ki çimlere diktim.

"Tamam, teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Bana kalan şirketimden, evimden ve Feride gibi hissetmediğim her şeyden uzak durmak istiyordum. Biliyorum, belki bu yaptığım saçmalık ama şuan ki gibi boşlukta hissetmektense bu seçimimin daha doğru olduğuna inanıyorum.

Ben, Efnan Cihan.

Rüyamda gördüğüm, ablamın mezarında yazan isme sahip kişi. O mezara bakarken Feride Cihan'dım belki ama aslında orada yatan kişi de bendim. Sanki ölü bir beden, olmak istediği kişiyi seçmiş gibiydi ve kendine bakıyordu. Belki de her şeyin bittiği ve başladığı nokta orasıydı.

Aklıma gelen fikirle duraksadım. Öylece kilitlenmişken, bu fikri gerçekleştirmezsem hiçbir şey kaybetmeyeceğimi anladım ve içimde oluşan heyecanla sekreterimi aradım.

Doğru ya da yanlış bir şeyler vardı. Tek istediğim birinden emin olmaktı.

*

"Efendim emin misiniz? Burası hiç iyi bir yer değil." arkamda konuşan sekreterimin ürkek sesini ciddiye almadım. Eğer şuan vazgeçersem, bir daha hiçbir şeyden emin olamazdım.

Sokağın başındaydık. Kaldırımın üzerine bırakılan çöp torbalarının ağzı açılmış bir şekilde yerlere dökülürken, kedi ve fareler başlarındaydı. Pis kokuyordu ve gördüğüm manzaradan anladığım kadarıyla çöp arabası ya gelmiyordu ya da nadir geliyordu.

Müptela||Tamamlandı||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin