6. bölüm

276 50 45
                                    

-
At arabası akademinin demir kapısının önünde durmuştu. Demir parmaklıların arkasında bizi bekleyen Jay ve Niki'yi görmüştüm. Açıkcası Onları görmek beni mutlu etmişti. Sör Kyungjin kapının önüne gelip kapımızı açmıştı, biz de yavaşca Sunoo ile aşağı inmiştik. Sör Kyungjin bize döndüğünde kafa selamı yapmasıyla atının üstüne binmiş, at arabası şöförüne komut vererek yanımızdan ayrılmıştı.

Demir parmaklıkların kapıları ağır ağır açılıyordu. Niki ve Jay bize bakıp gülümsüyorlardı, daha doğrusu Niki Sunoo'ya bakıp gülümsüyordu. ahh şu çocuk Jay'i görmeyeli uzun zaman olmuştu. En son sanırım prensin doğum gününden 3 ay sonra görüşmüştük onun dışında birbirimiz görmemiştik. Özlemiştim onu.

Kapıların tamamen açılmasıyla Niki Sunoo'nun belinden tutup kendine çekip sarılmıştı. Sunoo'da kollarını boynuna dolamıştı, o kadar tatlılardı ki. Elimde büyümüştü keratalar. Onların mutlu olmasını en içten dileklerimle istiyordum.

Jay'e baktığımda o da bana sarılmış, "Uzun zaman oldu kuzen." demişti. Onu en son prensin on beşinci yaş doğum gününde görmüştüm. "Seni özledim Jay." demiştim. Jay benim suratımı görmek için baktığında, "Sen harbi çok yakışıklı olmuşsun." demiş ve yanağımı sıkmıştı. Bunu demesi beni güldürmüştü. "Sağ ol Jay." demiştim. Niki'ye baktığımda "Selam Jaeyun hyung." demişti

"Gel buraya," diyip onada sarılmıştım. Tamam Niki'yi iki gün önce görmüştüm ama bu onu özlemediğim anlamına gelmezdi değil mi?

Jay ve Sunoo'ya baktımda bu onların ilk tanışmasıydı, tepkilerini merak ediyordum. Jay iyi biriydi, Sunoo'ya kötü davranacağını düşünmüyordum. "Demek benim yeni kuzenim sensin. Jaeyun mektuplarında senden çok bahsetti Sunoo." demişti Jay. Evet, bütün mektuplarda çok bahsetmiştim. Her yaşadığımızı birbirimize anlatma gibi bir huyumuz vardı. Jay de bu sayede Sunoo'yu kendinden daha çok tanımıştı.

Sunoo utangaç bir ifadeyle kafasını eğerek "E-evet benim, tanışğıma memnun oldum hyung." demiş ve kızarmıştı. Yürüyen bir mochiye benziyordu. Jay onun aksine enerjik sesiyle "Hyunguna sarılmayacak mısın?" diyerek kollarını açmıştı. Sunoo'da utanarak ona sarılmıştı. "Ne tatlı şeysin Sunoo sen böyle." demişti. Küçük bir kedi severmiş gibi iyi anlaşmalarına sevinmiştim.

"Çok sevme Jay hyung." diyerek lafa atlamıştı Niki. Aşırı kıskançtı. Sunoo'nun elinden yavaşca tutup kendi yanına çekmişti. Sunoo'da domates haliyle kafasını eğik tutuyordu. Jay ve Niki atışırken onların arkasından bize doğru gelen kırmızı saçlı bir çocuk vardı. Koşmuyordu ama hızlı hızlı adımlıyordu. Elindeki kağıtları düşürmemeye çalışarak bize yaklaşmıştı.

"Merhaba ben büyücü sınıfından Jungwon, siz de Jay hyungun kuzenleri olmalısınız." demişti sevimli bir tonda. Jungwon romanda kediye benzetilirdi. Gözlerinin yapısı olsun, sevimli gülüşüyle herkesi cezbederdi diye tarif ediliyordu. Haklıydılar gerçekten çok sevimliydi.

"Evet sen de Jay hyungun bize bahsettiği o-" demişti Sunoo. Koluna vurmuş, susması gerektiginin işaretini yapmıştım. Jay'e her şeyi anlattığım gibi Sunoo'yada her şeyi anlatmıştım. "Jay senin ne kadar yardımcı olduğunu söylemişti de ondan bahsediyor." demiştim belli etmemeye çalışarak.

"Aa öyle mi? Sevindim. Şimdi size de yardım etmeye geldim." diyerek gülümsemişti. Anlamadığına sevinip derin bir nefes vermiştim. Eğer anlasaydı artık bir kellem olmazdı. "Bize ne konuda yardımcı olucaksın Jungwon?" demiştim, yüzüne bakıp.

Souled Romance [jakehoon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin