-At arabasından indiğimizde Jungwon ve Jay'le sessiz sokaklarda ilerliyorduk. Çıkan vakalardan dolayı sokaklardaki tezgahlar kapalıydı. Moldy bölgesi genel olarak askeri yönetim açısından fazla iyi bir yer olduğu söylenirdi. Eğitim şartları açısından çoğu askerin buraya kendilerini geliştirmek için geldiği bilinir. Gelen asker sayesinde burdaki ihracat fazla gelişmiş durumdaydı. Lakin çıkan vakalardan dolayı çoğu kişi burayı terk etmiş durumda. Bu yüzden ülkenin ekonomik durum açısından şu an berbat haldeydi. Satışlar olmadığından alınan unlu mamuller olsun bozulabilecek her şey çürümüştü. Gerçekten hayalet şehir olarak tarihe gecebilecek bir yer.
Yanımda yürüyen Jungwon bana dönerek ,"Hyung önce nereden başlamamız gerekiyor?" demişti. Doğrusu ben bir dedektif değilim ama ilk önce yapmamız gereken sanırım olayın ilk çıktığı yere gitmek. "Jungwon ilk görünen vaka neresiyse oraya gitmemiz gerekiyor." demiştim.
Jay her yeri kapalı olan kapüşonlusunun kenarındaki çantayı açmış içinden bir kağıt çıkararak konuşmaya başlamıştı. "Madem öyle, bu yoldan dümdüz gidip ilk sokaktan içeri girdiğimizde karşıma çıkan ilk bina, bu vakaların başladığı yer." demişti.
Kapüşonumun şapkasını kafama kapatarak, "Tamam o zaman hadi gidelim." demiştim. Bunu diyip adımlarken, jungwon aniden aramdan omzuma dokunmuş "Dur hyung tılsımını boynunun içinden çıkar nolur ne olmaz dışarıda kalsın." demişti panikli bir biçimde. Dediği gibi yapıp kolyemin altında kalan tılsımı boynumdan çıkarmıştım.
Bunu yaptıktan sonra dar sokakta yürümeye başlamıştık. Jungwon'un gerildiğinin farkındaydım. Haklıydı da, bende gergindim. Çünkü başımıza neler gelecekti inanın bilmiyordum. Sokağı bitirip yoldan döndüğümüzde karşımıza büyük bir beyaz yapı çıkmıştı. Saraya benzer yapı uzaktan yabancı biri bile görse kendini en güzel bir biçimde belli edebilecek kadar şatafatlı bir yapıya sahipti. Günümüzdeki konsolosluklara benziyordu. Jay'e döndüğümde yumruğunu sıkmıştı. "Jay, bir sorun mu var?" dediğimde "Burası bizim çalışma yapmaya geldiğimiz askeri yer." demişti. "Ama Jay sen bunu bilmiyor muydun?" Jay kafasını sallayıp, "Hayır burayı biliyordum ama vakanın ilk burda çıkması çok tuhaf." demişti endişeli bir tonda.
Jungwon merakını gizleyemeden, "Neden ki?" demişti. Jay elini çenesine koyup, "Çünkü burası fazla güvenlikli. Burada hasta olman imkansız, mikrop önleyici bariyerlerle kaplı. Özel olarak sürekli büyü yapılır." Tamam, bunun burasını ben de bilmiyordum. Eğer böyleyse bu vakaların burda çıkması fazla ironikti. Sürekli dezenfekte edilen bir yerde virüs veya veba gibi hastalıklar çıkması pek mümkün görünmüyordu. Jungwon boğazını temizleyip, "Eee şimdi ne yapıyoruz?" demişti. Elimi omzuna koyup, "Girelim madem. Bakalım ne var ne yok." dediğimde hep beraber çakma konsolosluğa adımlamıştık.
İçeri girdiğimizde bizi berbat bir koku karşılamıştı. Jungwon burnunu iki parmağıyla sıkarak, "Bu ne böyle, ceset mi çıkardılar burada?" demişti. Jay Jungwon'a dönüp, "Camlar kapalı olduğundan rutubet olmuş olmalı." demişti. Rutubet kokusundan ziyade bir dedenin ayağı gibi kokuyordu. Tamam kızmayın, bu benzetme yüzünden aklınıza berbat şeyler getirmiş olabilirim. Bizimkilere dönüp, "Bence ilk kattan başlayalım. Jungwon sen Jay'le beraber sağ taraftaki odaları gez, ben de buradakilere bakacağım." demiştim. Jay, "Sen niye teksin?" dediğinde elimi omzuna atıp kulağına yaklaştığımda, "Jungwon'la bazı şeyleri çözme vaktiniz geldi. Burada bizden başka kimde olmadığından hem işinizi yapın hem de konuşun." diyip geri çekilmiştim. Onların ne diyeceğini takmadan ilk gördüğüm kapıya adımlamıştım.
-
Bütün odaları sırayla gezip etrafı didik didik aramıştık. Sonuç olarak sadece bir kol saati çıkmıştı, onun dışında kayda değer pek bir şey bulamamıştık. Jay'in dediğine göre kol saati pahalı bir markaya aitti. Lakin gelen askerler de unutmuş olabilirdi, kesin bir şey söyleyemiyoruz. Şu an ise bu berbat sokaklarda bir şey sorabileceğimiz birini arıyorduk. Maalesef ki burada bir tanrının kulu kalmamıştı. Anlamadığım şey neden virüsün ilk askeri kampta ortaya çıktığıydı. "Durun bir dakika." dediğimde ikiside geride kalmış bana dönmüşlerdi. "Size bir şey soracağım. Düşündünüz mü bilmiyorum ama bu virüs neden ilk burda çıktı bir fikriniz var mı? Yani anlayamıyorum askeri bir yerde çıkması çok mantıksız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Souled Romance [jakehoon]
RomanceOkuduğu Souled Romance adlı aşk romanının içine düşen Jake, o dünyaya dükün oğlu olarak gelmesiyle prense aşık olmadan hayatını yaşamayı amaçlar.