Eylül'ün nutku tutulmuştu. Böyle bir cevap beklemiyordu. Hatta o soruyu yanıtlayacağını bile düşünmüyordu. Az önce kendisi hoşlantı duyduğunu düşünse de bu cevap karşısında irkilmiş o düşüncesini tozlanmak üzere rafa kaldırmıştı. Neden bu kadar korktuğunu anlayamıyordu. Zamanı olmadığı için mi, yalnız kardeşine bakmak istediği için mi, aşk kelimesini okuduğu kitaplarda gördüğü ve bu konuda cahil hissettiği için mi? Sebebi neydi.
Kendi kendine bunu düşünürken topuklu ayakkabı sesiyle sıçrayıp şu an ki zamana geldi. Efken hala yüzüne bakıyordu. Güzel kadın yanından geçip gitti. Hiçbir şey söylememişti. Gerçekten inanmıştı sevgilisi olduğuna. Yakışıyor muydum yanına?
Başında toplanan kadınlar hala beklerken Efken, Eylül'ün elinden tutup ilerlemeye başladı. Eylül, eli eline değdiğinde sıcaklık hissedip titremiş ve istemsizce elini çekmeye çalışmıştı. Bu durum hiç mi hiç hoşuna gitmemişti. Efken, elini o kadar sert tutmuştu ki Eylül'de tutmak zorunda kalmıştı. Bir çanta gibi hissetti kendini. Efken, çantasını eline aldı ve istediği yere götürüyordu. Kasaya gelindiğinde fiyatını sorma zahmetinde bile bulunmamış cebinden bir miktar para çıkartmış, bırakmıştı. Mağazadan çıkarken kasiyer kadın bağırıyordu.
"Efendim, fazla verdiniz!"
"Bakar mısınız?!"
Efken durmuyordu. Çantası gibi tuttuğu Eylül'ü peşinden sürüklüyordu.
"Bahşiş!" Diye bağırdı en son kasiyer kadına. Kadın peşlerinden koşmaya başlamıştı ki aldığı cevapla hemen durdu. Kim bilir ne kadar fazla ödemişti. Eylül bu durumu garipsemişti. İnsanlar ne kadar para verdiğini bile düşünmüyor. Ben ise kuruşu kuruşuna verip ne kadar paramın kaldığını sayıyorum.
Alışveriş Merkezinden çıktıktan sonra Eylül daha fazla dayanamamıştı. Elini çekiştirmeye başladı.
"Artık bırakır mısın elimi?" Diye söylendi. Orada sevgilim dediği için yalanını bozmak istememişti fakat dışarı çıktıkları halde elini tutuyordu. Efken, bir anda durdu ve Eylül tekrar Efken'in o duvar olarak algıladığı bedenine çarptı.
"Ahh!" diye inledi. Efken, hala elini tutmuyor olsaydı düşebilirdi. Kendine çekti Eylül'ü. O kadar hızlı çekmişti ki Eylül nasıl geriye sendelediyse lastik gibi başlangıç noktasına dönüp Efken'e tekrar çarptı. Kendini toparladığında gözlerini gözleriyle birleştirdi. Çok yakın oldukları için nefes alışverişleri çok net duyuluyordu. Eylül, elektrik çarpmasını tekrar hissedip önce elini sonra kendini çekti ve uzaklaştı.
"Olur olmadık yerde ansızın durma gibi bir problemin olabilir mi?" Dedi Eylül. Kaşlarını çatmış sinirine hakim olamamıştı. Efken, sorduğu soruyla gülümsedi. Gülümsemesi Eylül'ü şaşırtmıştı. Neden gülüyor bu?
"Hayır senin bana çarpma gibi bir problemin var." Dedi imalı imalı. Eylül ne dediğini anlamış gözlerini devirmişti. Haklıydı. İlk Eylül ona çarpmıştı. Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı.
"Neden herkesin içinde sevgilin olduğumu söyledin?" Eylül, bunu sorarken utanmıştı. Kan yanaklarına hücum ederken anlaşılmasın diye ellerinin tersini yüzüne bastırıyordu. Efken, bunu fark etmişti. Yüzündeki gülümseme yayılırken Eylül'e yaklaşıyordu. Efken yaklaştıkça Eylül geriye adım atıyordu. En son alışveriş merkezinin duvarına geldiğinde kaçacak bir yeri kalmamıştı Eylül'ün. Yanaklarını gizleyim derken daha da kızarıyordu.
Efken, eğilip gözlerini gözlerine değdirdi.
"Yılışık kadınlardan haz etmem. Ondan kurtulmak için böyle bir yalan söyledim. Merak etme Eylül, tipim değilsin." dedi. Bunu duymak kalbinin kırılmasına, mantığının sevinmesine yol açmıştı. Zaten bir ilişki istemiyordum. Kırılmana gerek yok kalbim. Eylül, Efken'in söylediklerinden sonra özgüvenle gözlerini gözlerine değdirip kendini ona daha çok yaklaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEYİ SEÇ
ChickLitZor olan şey nedir bilir misiniz? Kafanızda dört dörtlük kurduğunuz bir hayalin bir sahnesinin bile hayatınızda oynanamamasıdır. Acının sürekli taze,mutluluğun sana uğramamasıdır. Yalnız kalmak değilde, yalnız kalkmaktır zor olan. Bir de sevmektir...