7-CEHENNEM HATIRALARI

59 15 122
                                    

Kieran, evi olduğunu yeni hatırladığı bir yıkıntıdan farksız binanın önünde dakikalarca beklemiş girip girmemekte kararsız kalmıştı.

"Eski hayatımın nasıl olduğunu bilmek isteyip istemediğimi kendime hiç sormamıştım. Ama tüm bu tesadüfler... Ah! Hala aklım almıyor. Belki de böylesi daha iyidir. Hem bundan sonra ne yapacağıma karar vermek için kalmam gereken bir yere ihtiyacım var."

Bu konuşma ona yabancısı olduğu bir şeyi artık yeniden sahip olduğunu hissettirmişti. Kendi kararlarını kendisinin vermesini... Fısıltılar bu işe karışmamıştı. Zaten onların varlığından bile bir haberdi. Bütün dönen olaylar ondan bağımsız zihninin ve benliğinin savaşıydı. O ise o an hangi karar verildiyse onu gerçekleştirme zorunluluğu taşırdı. Fakat uzunca bir süre devam eden bu düzen artık şimdi kendini bozuvermişti. İki fısıltı da kabuğuna çekilmiş olanları izlemekle yetiniyordu.

Kieran, birden anlamlandıramadığı bir güvensizlikle sarsıldı. Uzun zaman sonra kendi kendine verdiği bu karar onun içinde bir huzursuzluk yaratmıştı. Özgürlüğün arkasından gelen bir korkuydu bu. Kafesinden kaçan bir kuşun unuttuğu kanatlarıyla ilk kanat çırpışındaki acıydı . Ve yeniden tadacağı benliğinin paramparça olmuş kısımlarını yerden toplayıp onarmanın ilk adımıydı. Yeniden tek biri olmak için bünyesinin  kendi yarattığı diğerlerine karşı savaşının tohumuydu bu.

Tüm bu yenisi olduğu şeylere ve onu yavaşça sarıp sarmalamaya çalışan güvensizliğe aldırmadan apartmanın paslanmış kapısını  açıp içeriye girdi.

Onu küçükçe bir zemin kat ve bir de merdiven karşılamıştı. Bu katta tek bir daire vardı. Daire kapısına yaklaştığında 'Apartman Sahibi Mary' yazısını görüp merdivenlere yöneldi.  Birinci kata çıkıp bütün dairelere bakıyor kendi dairesini bulmaya çalışıyordu. Bu dairelerde sadece kapı numaraları yazıyordu. Bu iş sandığından da zor olacak gibi. İkinci kata çıkmayı düşündü ve merdivenlere tekrar yöneldi.

Merdiven basamaklarını birer birer çıkarken bu kattaki ilk dairenin önünde, kendi kendine konuşan genç kızı görüverdi. Duraksadı. 

"Hay aksi şeytan..! Ne kadar da talihsiz bir gün geçiriyorum böyle. Umarım tekrar anahtarımı kaybetmemişimdir bir yerlerde, yedeği yok. Ah! bugün daha ne kadar kötü geçebilir?"

Kieran olduğu yerde sessizce kızın içeri girmesini bekliyor ani tek bir hareket bile yapmıyordu. Çünkü kızın onu fark etmesini asla istemiyordu. Kızgın değildi ona, olamazdı da. Nede olsa Kieran'ı hatırlayamaması kızın suçu değildi fakat yine de onunla konuşmak için hazır hissetmiyordu kendini. Konuşacak neleri kalmıştı ki zaten? Hem her şey ortadaydı. Kızla bir kaç kere apartman girişinde veya merdivenlerde karşılaşmış olabilirlerdi belki bu yüzden ona tanıdık geliyordu.

 Ama yine de hafızasının silinip sadece dün geceyi ve bu kızı hatırlaması oldukça garipti. Artık bu durumu kızla konuşmanın bir anlamı yoktu, onu daha fazla rahatsız etmek istemiyordu. Her ne kadar tekrardan o yeşil gözlere doyasıya bakmak istese de onun karşısında bir deli gibi görünmekten çekiniyordu. Bazı belirsizlikler vardı hala. Fakat zamanla hafızasının geri gelip taşların yerine oturmasını beklemek en doğrusuydu.

"Ah..! Sonunda!!! Buldum seni. "

Kız çantasının en derinlerinden çıkardığı anahtarları kapıya yerleştirdi ve içeriye girdi.

Bir kaç saniye daha bekleyen Kieran merdivenlerdeki kalan basamakları da çıktı ve kızın az önce girmiş olduğu dairenin önüne geçti. 

"Daire 7.. Demek burada kalıyorsun. Peki benim dairem hangisi?"

Delikanlı, kendi kendine konuşurken aniden diğer dairelerden birinin kapısı açılıverdi. İçerden yirmili yaşlarında çekik gözlü oldukça yakışıklı bir genç çıktı.

KÖPRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin