Yaklaşık bir saattir, önce mutfağı daha sonra da salondaki çöpleri toplamış, evdeki dağınıklığı biraz olsun hafifletmeye çalışmıştı. Aklı da bir yandan Nijuro'nun söylediklerindeydi. Bir kaç gündür onu deli eden tüm belirsizlikler ve bilinmezliklerin yanı sıra ona bu kadar iyi davranan bir arkadaşının olduğunu bilmesiyle içinde yeşeren bir şeylerin varlığını zor da olsa fark edebilmişti. Öğrenmek istediği şeylerin sayısı her dakika artıyor olmasına rağmen artık tek değildi. Onunla birlikte bu işin peşini bırakmayacak biri daha vardı. Yine de fazla vakit kaybetmek istemiyordu. Kim olduğunu, neden daha önceki o başarılı ve şatafatlı hayatı terk ettiğini dahası neden ölmek istediğini hemen o saniye bilebilmek için her şeyi yapabilirdi.
Elindeki çöp poşetini kapının yanına bırakıp koltuğa doğru yöneldi. Ve birden kendisinde bazı şeylerin farklı olduğunu seziverdi. Kim olduğunu bilmese de hafızasının gittiğini fark ettiği bir kaç günlük yaşamında kendisindeki bazı durumlar değişmişti. Mesela artık eskisi gibi ölümü arzulayan yanı yoktu. Nedeni nedir bilemezdi elbet ama ölmeyi şimdilerde o kadar da düşünmüyordu. Tüm bunların kendi kabuğuna çekilmiş fısıltılardan kaynaklı olduğunu bilebilmesi mümkün değildi nede olsa. Benliği artık uyanıyor, vücudundaki parazitlerden arınmaya başlıyordu. Kendi yarattığı parazitlerden... Onların işleri bitmişti artık, yok olmaları kaçınılmazdı. Ama yine de yeteri kadar sağlam bir ruha sahip değildi Kieran. Onları oluşturmak aylarını almıştı. Acı, açlık, yalnızlık ve ölememenin verdiği pişmanlıklarla geçen sayısız ay.... Şimdi ise öyle kolayca söküp atamazdı, zihnine köklerini salmış fısıltıları.
Hafızasını kendi kendine sildiğini bile bilmezken yeni bir bellek oluşturmak için canla başla çalışan zihni bu iki eski dostu bir anda yok edemezdi. Ama ne olursa olsun bu harabe bedeni hayatta tutabilmek için her şeyi yapacaktı. Tıpkı fısıltıları yaratmadan önce planladığı gibi. Kieran ne yaptıysa sadece hayata tutunabilmek için yapmıştı. Evet, bunlar gün yüzünde değildi ama yine de bütün benliği enerjisinin büyük çoğunluğunu bunun için harcıyordu. Hayatta var olabilmek için beyninde iki yabancı yaratmıştı şimdi ise yine aynı sebeple onlara hiç acımadan yok edecekti.
Koltuğa oturup kafasını tavana doğru kaldırdı. Gözlerini kısa bir süreliğine kapattı. Beyninden geçen düşüncelere odaklandı. Kafasının içi nedenler, nasıllar ve Zemira'dan ibaretti. Zemira'nın o sıcak gülüşü aklına kazınmıştı bir kere. Her gözünü kapatıp derinlere daldığında mutlaka onunla karşılaşacaktı. Gözlerini ansızın açıverdi. Doğruldu ve içinde bulunduğu bu tuhaf durum karşısında gülümsemeden duramadı.
"Hayatım alt üst olmuşken düşündüğüm şeye bak. Gerçi önceki hayatım da çok mükemmel sayılmazmış. Çok başarılı bir doktor olduğum halde her şeyi elimin tersiyle itip bu berbat apartmanda 1 yıl boyunca ölüden farksız bir şekilde yaşamış olmam... Eski hayatımın çok da normal olmadığı ortada. Ama yine de tüm bu kargaşa ve bilinmezliklerin ortasında ne diye adını dahi bilmediğim şu kızı düşünüp duruyorum? Çok saçma..."
Sonra tüm bu sorgulamaları ve Zemira'yı da bir kenara bırakıp masanın üstündeki kağıtlardan oluşma yığına doğru eğildi. Hepsini kontrol etmenin çok yorucu olacağını düşünen delikanlı faturaların üstte olduğunu görünce bir an olsun sevindi. Onlara göz ucuyla bile bakmayacaktı. Ve direkt mektuplarla başlamaya karar verdi.
İsmini hiç tanıdık bulmadığı insanlardan gelen, mesleğine geri dönmesi için yazılmış onlarca mektup... Hastalarından teşekkür yazıları ve doğum günü için iyi dilekler... Eskiden çalıştığını düşündüğü bir hastaneden işe geri dönmesi karşılığında maaşında istediği kadar zam yapılacağına dair pek çok yalvarış...
Önemli bir detay bulabilmek için dikkatle inceledi hepsini. Yine de istediği hiç bir bilgi yoktu. Zaten tüm bunları Nijuro da söylemişti, bildiği şeylerdi hepsi.
Sonra hepsini bir kenara doğru iterken kırmızı bir zarf dikkatini çekti. Diğerleri gibi değildi bu. Süslemeler ya da tatlı gözükmesi için hiç bir şey yapılmamıştı üstüne. Aksine adeta korku vermesi için özenle kırmızı seçilmiş gibiydi. Kalın harflerlerle eğri büğrü bir yazıyla zarfın arkasındaki ismine baktı. Adını ilk defa bu kadar değersizce karalandığını gördü. Tebrik yazıları veya teşekkür mektuplarındakiler gibi zarif, özenle ve soylulara yakışan bir edayla yazılmamıştı bu sefer adı. Alal acele ve küçümsenircesine karalanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖPRÜ
Mystery / Thriller~Ölümle yaşamak arasında bir bağ kurulacak. Yıkılması an mesele olan bir köprü bu... Parçalanmış bir benlik, yok olmaya mahkum hayatlar...Ve geçmişini unutan bir adam... Yaşamak için en fazla ne yapabilirsin?~ Bugün daha bir keyifli gibiyd...