Gözlerimi açtığımda aklımda kaçırıldığım anlar geldi nerdeydim ben ? Etrafa göz gezdirdiğimde siyahtan başka renk olmayan odaya baktım. Çok uzaktan bir ses duydum bir adım adım sesi ve giderek yaklaşıyordu kalbim hızla atmaya başladı nefes alış ver...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözümü açtığımda başımın üstünde annem ve Karan bekliyordu. Annem, kollarımı kolonya ile ovarken Karan yüzüne küçük küçük vurup "Bade kendine gel uyan" gibi şeyler ilk başta uğultu gibi gelse sonradan anlayabilmiştim. Elimi kaldırıp başımı tuttuğumda içimden "başımı çarpmış olmalıyım" diye geçirip ovuşturduğumda aklıma az önceki konuşmalar gelmişti kafamı kaldırdığımda tam karşımda Hale oturuyordu ayak ayak üstüne atmış bir şekilde pişkin pişkin sırıtıyordu. Hızla ayağa kalktığımda başım döner gibi oldu ama çabuk toparladığımda Karan'ın karşısına geçip göz göze geldim kaç saniye bakıştık bilmiyorum ama ek sonunda kendimi toparlayıp kulağına doğru eğildiğimde " hayırlı olsun baba oluyormuşsun" dediğimde donmuş bir vaziyette bana bakıyordu. Sonradan kendisine gelmiş olacak ki kaşlarını çatıp dişlerini sıkmaya başlamıştı. Karan'a arkamı dönüp anneme "hadi anne gidiyoruz evimize" dediğimde. Annemde "kızım neler oluyor" demişti. Annemin önünde diz çöküp ellerini tuttuğumda "annem lütfen hadi gidelim anlatacağım" dediğimde kafasını sallayıp ayağa kalkmaya başlamıştı bile Karan ve Hale'ye bakmadan kapıya yürüdüğümde annem de yanımdan geliyordu Karan da annem olduğu bildiği için de müdahale edemiyordu benim de işime geliyordu. Gökhan yanıma gelip "Bade yenge ben götüreyim gideceğiniz yere" dediğinde kafamı iki yana sallayıp "hayır Gökhan taksi çağır bize" dediğimde "yenge, abimin emri diye kulağıma fısıldadığında kafanı sallamıştım. Annem de "ne yengesi kızım anlatacak mısın sana neden yenge diyor bu adam" diye bağırdığında arabaya binmiştim bile "anne hadi gelir misin anlatacağım diyorum" diye söylediğimde annem hoşnut olmamış bir tavırla yanıma oturmuştu. Bir an önce burdan gitmek istiyordum. Kafamı cama yasladığımda içimden nasıl kuzeniyle yatardı. Bana da aramızda bir şey yok diyordu. Diye geçirdiğimde gözlerim dolmaya başlamıştı bile ellerimi sıkıyordum ağlamamak için yeterince zor tutmuştum kendimi daha fazla tutamayacağımı anladığımda gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı bile Annem omzuma dokunup kollarını açtığında hemen sarılıp. Daha fazla ağlamaya başladım ne annem sordu ne de ben anlattım
KARAN DEMİR Bade kapıyı açmaya gittiğinde "Fatma Hanım lütfen afiyet olsun" diye elimle işaret ettiğimde kahvaltı yapmaya başlamıştık. Birden kağıdan düşme sesi gelince hemen yerimden kalkıp kapıya gittiğimde Bade'yi yerde yatarken görünce aklım çıkmıştı. Yanına gittiğimde Bade diyip hafif vurduğumda ayılmıyordu kafasının arkasından elimi geçirince diğerini de dizlerinin arkasından geçirdiğimde kucağıma alarak koltuğa taşımaya başlamıştım. Yavaş bir şekilde koltuğa yatırdığımda Fatma Hanım "ne oldu benim kızıma" dediğinde Hale de "bilmiyorum birden bayıldı" dediğinde Haleye cevirdim başımı "senin ne işin var burda, ne dedin de kız bayıldı" dediğinde "hiç bir şey demedim" diyip karşı koltuğa geçip oturdu. Fatma Hanım "kolonya yok mu" dediğinde ayağa kalkıp kolonyayı masanın üzerinden alıp Fatma Hanıma verdiğimde kollarını ovmaya başladı bende Bade'ye küçük küçük vurup ayıltmaya çalıştım. Bir süre sonra kendine gelmiş olacak ki gözünü açıp tekrar kapattı. Tekrar açtığında "Bade, Bade kendine gel uyan" dediğimde gözlerini açmış elini başına koymuştu yüzünü buruşturduğunda canı acımış olmalı. Yataktan doğrulduğunda hala başını tutuyordu. Birden başını Haleye çevirdiğinde Bade ile Hale'ye baktığımda Hale gülüyordu, Bade de onu öldürecekmiş gibi bakıyordu. Birden ayağa kalktığında hafif sendeler gibi olduğunda ellerimi koluna uzattığımda kendini toplamıştı. İyice yaklaştığında kulağıma doğru "hayırlı olsun baba oluyormuşsun" dediğinde nutkum tutulmuştu. Ne diyor bu ne babası diye düşünürken Haleyle göz göze geldiğimde olayı anlamıştım giderek sinirleniyorum. Bade hızla yanımdan geçip annesini ikna edip evden gidiyorlardı. Şimdi anlatsam bile annesi yanında konuşamayacağımız için konuşsak bile Bade bana şimdilik inanmayacağı için gitmesine müsade etmiştim. Ama bir an önce bu işi halletmem lazımdı. Bade evden gittiğinde Hale ile evde tek kalmıştım. Hale yanıma gelip kollarını boynuma dolayınca bir hışımla kollarını indirip "sen ne yaptığını sanıyorsun lan karıma hamile olduğunu söylemekte ne demek" diye bağırdığımda kolunu tutup kendime çektim. Elimin altına çırpınıyordu canı acıyordu çünkü "kolum acıyor bırak" dediğinde bırakmayıp "konuşsana lan" diye bağırdım. Hale'nin gözleri dolmaya başlamıştı "2 ay önce sen çok sarhoşken birlikte olduk, hatırlıyorsun o sabah bana ne geziyorsun evimde demiştin." Dediğinde hayal mayal hatırlıyordum. Parmağıyla masanın üstündeki kağıtları gösterdiğinde "bizim cocuğumuz" diyip elini karnına koymasıyla kolunu bırakıp derin nefes aldığım gibi burun kemerimi sıkıyordum. Sakin olmam lazımdı nasıl böyle boktan iş yaparım lan ben diye kendimle konuşurken. Madanın üzerindeki kağıtları aldım cocuk belki benden değildi DNA testi yoktu nasıl olsa burada Haleye dönüp yukarı çık odalardan birine yarın doktora gideceğiz dediğimde bir adım gerileyip "hayır hayır cocuğumu benden ayıramazsın" diye bağırdığında "DNA tesi için" dediğimde donmuştu. Ne yani bu kadar aptal mıydı bu kız hemen cocuk senin dediğinde inanacak biri gibi mi duruyordum. "İnanmıyor musun bana senden başkasıyla birlikte olmadım ben" diye ağlamaya başladığında Kapıya doğru yürüyüp "bekleme beni git yat" dediğimde cevap vermesini beklemeden kapıdan çıkıp gittim. Korumalar bana baş selamı verdiğinde evden çıkmayacak diye bağırdım "emrin olur abi" dediklerinde arabama binip son gaz her zaman gittiğim yere sürdüm. GAREZ adlı tabelaya baktığımda arabadan inip anahtarı bile almadan bardan içeri koridorda son ses müzik alkol ve ter kokusu etrafa yayılmıştı. Odama doğru ilerlediğimde buradaki adamım yanıma gelip "hoşgeldin abi" dediğinde başımı sallamıştım. " Bir sıkıntı var mı" dediğinde "yok abi her şey tıkırında işliyor dediğinde" odama gelmiştim simsiyah kapıdan içeri girdiğimde içki dolabımı açıp elime rast gele bir içkiyi alıp kafama dikmeye başladım Ceketimi de gelişi güzel fırlattığımda koltuğa oturup yayılmaya başladım içtiğim içki bana fayda etmiyordu Bade aklımdan çıkmıyordu bugün onu öyle yerde baygın görünce çok korkmuştum canım yanmıştı sonra onun bana öyle baba oluyorsun dediği an diye geçirirken sinirime hakim olamamış duvara içki şişesini fırlattmıştım. Cam kırıkları her yere dağılırken masanın üzerindeki her şeyi de elimle savurmuştun yere en sonunda camdan elimi geçirince. Elimden inçe bir sıvının aktığını hissetmiştim. O sırada hızla kapı açılıp Gökhan içeri gitmişti. "O nasıldı" dediğimde "abi gidene kadar ağladı" dediğinde kendime sıkı bir küfür savurmuştum. Gökhan yanıma geldiğinde "abi elin çok fena kanıyor" dediğinde aldırış etmeden dolaptan bir içki daha alıp kafama dikmeye başladım. Gökhan yanıma gelip elimi sarmak istediğinde elinden alıp. Dirseklerimi dizlerime bastırıp elimi sarmaya başladım Telefonum çaldığında cebindeki telefonu çıkarıp Hale yazdığını görünce meşgule atmıştım. Tekrar aradığında tekrar meşgule attım. Tekrar aradığında telefonu açtığımda "ne arıyorsun lan" dediğimde "Karan" diyip susmuştu acı çeker gibi bir hali vardı. Tekrar konuştuğunda "yetiş" demişti. Telefonu kapatıp hemen eve sürdüğümde Gökhan da peşimden geliyordu. Eve vardığımda Hale merdivenlerin başında yatıyordu ve bacaklarının arasından kan süzülmüştü. Hızla yanına çöktüğümde bilinci kapalıydı. Hızla kucağıma alıp hastaneye doğru sürdüğümde hemen sedye diye bağırdım. Haleyi sedyeye yatırdığımda "hamile, merdivenlerden düşmüş sanırsam" dediğimde doktor kafasını sallayıp hızlı gir şekilde içeri girdi. Aradan geçip giden zaman sonra doktor girdiği odadan çıkıp yanıma geldiğinde "şanslıymışsınız, az daha geç kalsaydınız kurtaramayabilirdik. Artık dikkat etmesi lazım riskli bir evrede daha yatıp dinlensin yazdığım vitaminleri de kullansın bir kaç gün istirahat ederse bir şeyi kalmaz" dediğinde eline kafamı sallayıp elime reçeteyi alacağım sıra "eliniz kanıyor dikiş atılması lazım yoksa kan kaybından düşüp bayılabilirsiniz sizde" dediğinde "gerek yok dikişe" dediğimde adam anlamayan gözlerle bana bakmıştı. Yanıma gelen hemşire normal odaya alındı eşinizi görebilirsiniz dediğine eşim değil diyerek odaya girmiştim. Hale elini karnına koymuş bir şekilde ağlıyordu. Beni gördüğünde de "bizi bırakmadı babası bak burda" dediğinde duymamışlıktan geldim. "Biraz yat serumun biterse çıkarız o sırada da çıkış işlemlerini halledip geleceğim" dediğimde gülüp "bekliyoruz" demişti. Gökhan kapıda bekliyordu elimde tuttuğum reçeteyi uzattığımda "çıkış işlemlerini de halledin" demiştim. Koridordaki banklardan birine oturduğumda ayıkmayı bekledim. Bir süre sonra da zaten Gökhan gelip "hallettim abi" dediğinde kafamı sallamıştım. Hale'nin odasına girdiğimde toparlanmış bir şekilde beni bekliyordu. Beni görünce yanıma geldiğinde koluma girmişti. Yan gözle baktığımda yüzünü buruşturup "ağrım var" dediğinde önüme dönmüş yürümeye başlamıştık. Asansörün kapısı açıldığında içinden Bade ve Fatma Hanım çıkmıştı. Bade çok kötü görünüyordu. "Ne oldu sana dediğimde" bir bana bir de Haleye bakmıştı ordan da kolumuza bakmıştı. Bir şey demeden ilerlediklerinde arkasındaki korumaya öldürecekmiş gibi baktım. Yakasından tutup "benim neden haberim yok lan" dediğimde "abi aradım da mesaj da attım ama sen duymadın bende en son çare Gökhan'a haber ettim. Gökhan'a baktığımda "abi Hale Hanım'ın haberini aldığımızdan dolayı söylemedim affet" dediğinde kafalarını eğmişti. Faruk'a döndüğümde peşinden ayrılma haberim olacak her şeyden dediğimde "emrin olur abi" diyp Bade'nin peşinden koştu. Gökhan'a da dönüp "Hale'yi eve götür kapısında da adam beklesin" dediğimde Hale "ne yani beni yalnız mı bırakacaksın. Az önce olanlardan sonra" dediğinde elimi alıp Karnına götürdüğünde "bizi yalnız bırakma" demişti. Elimi hızla çektiğimde arkamı dönüp "Gökhan hadi" diye bağırmıştım. Bade'nin odasından çıkan doktoru yakaladığımda "nesi var" dediğimde " telaş etmenize gerek yok ağlamaktan bitik duruma düşmüş bi serum taktık birazdan toparlanır" dediğinde kafamı sallamıştım. Derin nefes alıp kapıyı tıklattığımda Bade'nin gözleri kapalı Fatma Hanım da koltukta oturuyordu çok yorgun görünüyordu. "Fatma Hanım Badeyle konuşmama müsade eder misiniz lütfen" dediğimde bana hoş olmayacak bakış sergilediğimde " kızımı üzme artık evladım" diyerek çıkmış kapıyı da kapatmıştı. Bade'nin yanına oturduğumda elimi kaldırıp saçını kulağının arkasına koyduğumda yüzünü incelemeye başladım. Yüzü kızarmış, ağlamaktan gözleri şişmişti. Gözlerinin altı morarmaya başlamıştı. Elini ellerimin arasına hapsettiğimde elinin üstünden küçük bir buse kondurup "Badem" demiştim. Çok yorgun olduğundan dolayı uyuyordu. Koltuğa geçtiğimde telefonu çıkarıp Gökhan'a mesaj atıp Fatma Hanım'ı eve bırakın yazdığımda telefonu yanıma koyup başımı arkaya yaslamıştım gözlerimi kapatıp uykuya teslim olmuştum. Bade'nin bağırmasıyla gözlerimi açtığımda "kızım ne bağırıyorsun" diye kafamı kaldırdığımda sinirli bir şekilde bana bakıyordu. "Ne işin var senin burada" dediğinde "seni merak ettim" diyip ayağa kalkıp ellerimi cebime koyup Bade'nin başında dikilmiştim. "İstemiyorum seni git o kadının yanına ait olduğun yere" dediğinde kafasını çevirip başka yöne bakmıştı. "Konuşmamız lazım seninle dediğimde" kafasını sallayıp "konuşalım" dedi. Burda mı konuşacağız dediğimde "evet hemen konuşalım ve bitsin bu dediğinde" ayak ucuna oturdum. Bade "ilk önce ben konuşayım sonra sen konuşursun" dediğinde kafamı sallayıp "seni dinliyorum" dedim. Derin bir nefes alıp yanda duran çantasından bir kağıt çıkardığında bana uzattı. Kağıdı açtığımda İSTANBUL NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ'NE yazısını gördüğümde kaşımı çatıp Bade'ye baktığımda "boşanmak istiyorum" dediğine Bade'nin gözündeki bir yaşın yere düştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evettt bir bölümün daha sonuna geldik nasıl buldunuz?
