Üzgünüm

20 3 8
                                    

Merhaba arkadaşlar✨
Yeni bölümle yine birlikteyiz. Geç gelen bölümler umarım okuduğunuzda sizleri mutlu eder, keyif aldırır. Bundan sonra bölümleri daha sık yayınlamaya çalışacağım.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayalım🥳
Keyifli okumalar💕

                                          (Emir'in anlatımıyla)

Uzun süredir odamda yalnız oturmuş Sare'yi düşünüyordum. Çok ağlamıştı, çok üzülmüştü, çok korkmuştu. Ondan kaçmam onu kötü etkilemiş, kendine zarar vermeye kadar gitmişti. Ona, onunla arkadaşlık etmek istemediğimi söyledikten sonra ağlayarak odamdan çıkmış, gitmişti. Arkasından gitmedim. Odayı terk edip gidişinin üstünden kısa bir süre geçmişken odama hızla giren Zehra'nın 'Emir hocam, Sare hoca şuan acilde. Biraz fenalaşmış.' demesiyle nefes alamadığımı hissettim. Suçlusu bendim. Ağlamıştı, çok üzülmüştü ama ben arkasından gitmemiştim. Güçlü olmaya çalışıp hızla acile indim. Onu yalnız bırakmayıp yanında olacaktım. Acile indiğimde hemşire aracılığıyla Sare'nin odasını bulup içeri girdim. Kapıyı açar açmaz karşımda gördüğüm Kaya dayım oldukça telaşlıydı. Odadaki kısa koridoru geçip Sare'yi gördüğümde başucunda oturan Özgür'le göz göze geldik. Özgür Sare'nin elini sıkı sıkı tutmuş, başucunda oturuyordu. Sinirlenmiştim. Ne cürretle Sare'nin elini tutabilirdi. Bozuntuya vermeyip dayıma yaklaştım. Akan göz yaşlarını silip bana döndüğünde konuştum.
"Sare'ye ne oldu dayı?"
"Asansöre binmiş." derken sesi oldukça kısık ve titrek çıkmıştı.
"Asansöre mi binmiş? Ama neden?" derken şaşkınlığım oldukça belliydi.
"Bilmiyorum" deyip omuzunu kaldıran dayım ağlamaya devam ediyordu. Benim de gözlerim dolmuşken Sare'ye yöneldim. Yatağın tam karşısına geçip durdum. Dolan gözlerimin akmaması için çaba sarf ederken Özgür'ün kalkmaya yelkendiğini gördüm. Ağaya kalkıp Sare'nin elini bırakırken Sare onun elini bırakmıyor, sıkı sıkı tutuyordu. Uykudayken ter içinde kalmış Sare aynı zamanda sayıklamaya başlamıştı. 'Gitme' diyordu. Bu Özgür'ü durdurmamıştı. 'Geri geleceğim' deyip elini Sare'nin elleri arasından kurtardı ve Kaya dayıma yöneldi.
"Kaya hocam kontrole gitmem gereken acil bir hastam var. Gidiceğim ama hemen geri geleceğim." dediğinde Kaya dayım
"Tamam Özgür sen hastanla ilgilen biz Emir'le burdayız." dedi. Odadan çıkan Özgür'ün ardından Sare'yi biraz daha izledikten sonra dayıma yöneldim. Bana Sare'yi asansörde nasıl bulduklarını anlatırken Sare'nin uyandığını fark ettik. Dayım Sare'yle kısa bir sohbetten sonra acilden çağırıldığı için gitmek zorunda kaldı. Sare'yle odada tek başımıza kaldık. Asansöre neden bindiğini henüz öğrenemediğimiz Sare'nin başında beklemeye devam ediyordum. Ona dayımın sorup cevap alamadığını bilmeme rağmen tekrar sordum. "Asansöre neden bindin?" Cevabından korktuğum bir soruydu. Çünkü kabul etmesi zor olsa da asansöre binmesinin sebebi bendim, söylediklerimdi. Karşımda sanki konuşmamaya yemin etmiş gibi susmaya devam ediyordu. Ben yılmayıp tekrar sordum.
"Sare asansöre neden bindin?"
"Gerçekten merak ediyor musun?" diyen Sare'nin gözleri dolmuş ve sesi oldukça yüksek çıkmıştı. Bu suçlusu sensin demekti. Gözlerimin içine baka baka suçlu sensin diyordu. Direkt ondan duymak adına gözlerinin içine bakarak
"Evet" dedim. Sare akan göz yaşlarını silip konuşmaya tam başlayacakken içeri Nazlı girdi. Çok korkmuş görünüyordu. Nazlı, Sare'ye sıkı sıkı sarıldıktan sonra aralarında konuşmaya başladıklarında ben sadece Sare'nin ne diyeceğini düşünüyor, Sare'yi izliyordum. Aralarındaki kısa diyalogdan sonra Sare de bana döndü ve
"Sen artık gidebilirsin, sağol." dedi. Şaşkındım. Beni yanında istemiyordu ve sanırım bu en çok korktuğum şeydi. Ona aşıkken ona uzak kalmak zordu ama onun, seni yanında istememesi daha zor gelmişti. Dolan gözlerimi görmemeleri için hemen kapıya yöneldim. Asansöre varan koridor boyunca akmak için talimat bekleyen göz yaşlarımı engelledim. Asansöre bindiğim vakit engellediğim göz yaşlarım firar etti gözlerimden. Ben ağlamamalıydım. Bunu ben istemiştim ve istediğim olmuştu. Ben güçlü biriydim, kolay kolay anlamazdım aslında. Ama dediğim gibi ben daha önce aşık olmamış olmalıydım ki yaşadığım acı tarif edilemiyordu. Kalbim sıkışıyor, nefes almakta zorluk çekiyordum. 'Stop' tuşuna bastığım asansörde sakinleşmek için kendime kısa bir zaman tanıdım. Hâlâ şiddetli acı çekmeye devam ederken nefesimi düzene koyup asansörden indim. Herşey normal görünüyordu dışardan ama içimde neler yaşadığımı kimse bilemezdi. Odama varıp masama oturduğumda cama taraf döndüm. Manzarayı izliyor olabilirdim ama aklım Sare ve Sare'nin beni istememesindeydi. Odamın kapısı çaldığında 'gir' deyip içeriye girecek kişiyi izlemeye başladım. İçeri Özgür girmişti. Ona oldukça öfkeliydim. Meydanı boş bulmuş, Sare'nin elini tutmuştu. Korktuğum şeylerden bir tanesi de Özgür'ün sürekli Sare'nin etrafında olacak olmasıydı. Kıskançlık mıydı, paylaşmak istememe miydi bilmiyorum ama bu hissi tüm hücrelerimin derinliklerinde hissediyordum. Özgür sanki düşüncelerimi duymuş gibi pişkin pişkin sırıtıyordu. Şu sinirle Özgür'ü yumruklayabilirdim ama kendimi şuan kesinlikle dizginlemeliydim. Özgür sırıtmaya devam ederken söze girdi.
"Müsait misin Emir?"
"Müsaitim"
"Sana danışmak istediğim bir hasta var da."
"Sen dosyayı masama bırak ben birazdan bakar sana teşhisleri söylerim." dediğimde
"Şimdi baksan olmaz mı?" dedi.
"Acelen var sanırım."
"Bu hastaya hemen gereken teşhisleri koyup Sare'nin yanına geçeceğim de. Sare beni bekliyor."
"Anladım" derken sinirlerim hat safadaydı. Ayağı kalkıp Özgür'ün elindeki dosyayı hiddetle aldım. Öfkeme şaşırsa da sırıtmaya devam ediyordu. Sinirimi belli etmemeye çalışarak konuştum.
"Sare'yle iyi anlaşıyorsunuz sanırım."
"Çook, alıştım ona baya."
"Öyle mi?"
"Öyle, ona kapılıp aşık olmaktan korkuyorum." deyip sırıttığında kızardığımı hissettim. Bu olamazdı. Ya Sare de ona karşı birşeyler hissetmeye başlasa ben ne yapardım. Sonuçta Sare'nin Özgür'ün elini sıkı sıkı tutup 'gitme' dediğine bizzat şahit olmuştum. Korkuyordum.

AŞKA İNATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin