3. İki Abi

318 40 109
                                    

Bu kitap sadece eğlence için yazılmıştır!!
Ciddiye almayınız.
Lütfen chat e başka kitaplardan alıntı bişey yazmayınız. Rica edilir.

***

Mahperi'nin Ağzından

Ömer'le marketten çıkarken gülüşüyorduk. Sonra birden bana dönüp, "Kanka, ama kız çok güzeldi değil mi?" dedi bu sefer iyi birşey söylememi umarak. Bu sefer onu kırmayacaktım.
Hadi yine iyisin Ömer! Kaptın iltifatları.

"Kız güzeldi, güzeldi de..." dedim kaşlarımı kaldırarak. Umutla bana bakıyordu. Hâlâ. "De si yok oğlum, senden yakışıklısı yok. Hem senden daha iyisini mi bulacak?" dedim. Ardından yüzümü buruşturarak, "Hiç sanmam. Hadi kolaysa bulsun senin gibisini. Kalıbımı basarım; hayatta bulamaz."

"Öyle mi dersin?"

"Öyle tabii oğlum. Sen Periciğine güven." Bu kızdan bahsederken aklıma marketteki yakışıklı çocuk gelmişti. Şimdi Ömer'e ondan bahsedersem beni abimlere ispikler miydi? Kararsızlıkla, "Ömercik,"

"He canım arkadaşım!" dedi sitemle.

"Şimdi ben sana herhangi birşey söylesem, abimlere ispikler mısın beni?" dedim yavru kedi bakışı atarak.

"Niye ispikliyim kızım? Ne ispiklediğimi gördün?"

"Ee hangisinden başlasam? Heh! Çocukken bir çocuğun kafasına taş atmıştım. Koşa koşa beni ispiklemiştin." düşünmeye çalışarak Ömer'e baktım. "İlkokulda bir çocuğu sevdiğimi söylediğimde ispiklemiştin. Ondan sonracım, Necmi Amca cumaya giderken çelme takıp adamın yere düşmesine sebep olmuş ve ayrıca adamı hastanelik etmiştim..." derken sözüm yarıda kesildi.

"Bir; çocuğun kafasına taş atma nedenin, çocuğun seni oyuna almamasıydı. İki; çocuğu sevmeseydin ve ayrıca o çocuk biraz maldı. Onu severek biraz sende mallık yaptın..."

"Orada dur bakalım!" dedim kaşlarımı çatarak. "O çocuk; çok zeki ve yakışıklıydı bir kere! Zevksiz şey! Kıskandın değil mi?"

"Ne kıskanıcam be! Ben ondan katbekat yakışıklıyım! Ayrıca lafımı kestin, saygısız!" Tam tekrar konuşacaktım ki, eliyle ağzımı tutup konuşmamı engelledi. "Ne diyordum? Heh! O çocuk çok maldı diyordum. Üç; lan adam senin yüzünden bacağını kırdı da kaç hafta cumaya gidemedi! Ve ben onu abinlere söylemeseydim de öğrenirlerdi zaten! Sonuçta bütün mahalle duydu, onlar duymayacak mıydı?!"

Bu cümlesinden sonra ağzımda olan elini ısırıp, "Belki duymayacaklardı..." dedim.

Biraz fazla bağırmıştık galiba ki, "Ömer, Mahperi! Ne bağırıyorsunuz evladım sokağın ortasında?" Fatma teyzenin sesiyle ikimiz beraber ona dönmüştük.

"Ha, Fatma teyze biz şey olduğu için şey etmişti..."

Fatma teyze, Ömer'in lafını, "Bırakın şimdi şeyi meyi. Sizde yardım etsenize akşam ki piknik için." diyerek bizi aydınlatmak için kesmişti.

Tabii ya! Biz bunu nasıl unuttuk?! Akşam piknik vardı. Bu ne pikniği falan diye sorarsanız eğer: biz her yıl tüm mahalle toplanır, masaları çimlerin üstüne kurup, yaptığımız yemekleri getirip yerdik. Muhabbet edip, eğer mahalleye yeni biri taşındıysa onları tanırdık. Böylece komşuluk ilişkilerimiz güçlenirdi. Bu her yıl bugün tekrarlanırdı. Ömer'le bu pikniği her zaman çok sevmişizdir.

Ömer bana baktığında bende ona bakıyordum. İkimizde unutmuştuk. Sonra Fatma teyze bu hâlimize gülüp gitti. "Mahperi, sakin ol kızım. 3 dediğimde başlayacağız..."

"3!" dediğimde apartmana koşmaya başladım. O da arkamdan bana yetişmeye çalışıyordu. Neden mi koşuyorduk? Çünkü her yıl tekrarlanan bugünde bizim evde, Ömer'in ailesiyle birlikte hazırlık yapardık. Ve her şey hazır olana kadar abimlerle beraber oyunlar oynardık. Oyun derken kutu oyunu gibi şeylerden bahsediyorum. Ve ilk önce kim eve varırsa oyuna hep o başlıyordu. Her yıl olduğu gibi tabii ki yine ben kazandım. "Oley be!" dedim içeriye adım atarken. Ömer ise hâlâ varamamıştı.

Yeni Komşu (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin