GİRİŞ

102 14 39
                                    

3. Şahıs gözü

Düşünüyordu her zaman ki gibi. Bütün olasılıkları, bütün sonuçları.

En mantıklı seçeneği kafasında onaylayınca, Serkan diye bağırıp hızlı adımlarla yanına gelen adama döndü.

"Yangın çıkışından çıkıcaz hazırlanın!" Sert sesiyle söylediği cümle adama ulaşmıştı, saygıyla eğilip "tamamdır efendim" diyip oradan olabildiğince hızla uzaklaştı.

Tekrar kafasını kaldırdı, yerde oturup ağlayan insanlara baktı. Korkudan elleri, ayakları titreyen çocuklar ve onları sakinleştirmeye çalışan ebeveyinler. Ne kadar çocuklarını sakinleştirmeye çalışsalar bile onlarda korkuyordular, zarar görmemek için âdeta gözleriyle yalvarıyorlardı.

Onun için hiç bir etki yapmayan insanlardan gözlerini çekti, ardından tekrar ona yaklaşan adamına döndü, ondan bir işaret beklediğinde karşılığını aldığı an hızlı adımlarla kolidor'a doğru yöneldi adım atacağı an etrafına hızlı bir şekilde göz gezdirdi, yerde öylece bağlı duran insanlara son bir kez baktı ve yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Ardından tekrar yürümeye başladı.

Yangın merdivenlerine geldiğinde çok hızlı olmayan adımlarla merdivenleri inmeye başladı. Adamı, arkasını kontrol ederek merdivenlerden daha yavaş şekilde indi.

"Batı bey, herşeyi temizledik." Diyen adama göz ucuyla baktı ve kafasını 5 Ferrari arasından mavi olanı gösterip binmelerini söyledi. 4 adam aynı arabaya yönelip bindiler, diğer adamlarda 3 arabaya 4 kişi olarak bindiler.

Batı, siyah içi çalıntı eşya dolu olan Ferrari'ye bindiğinde arabayı çalıştırmadan önce siyah maskesini çıkartıp yan koltuğa attı, gözlüğü ve şapkasını çıkartmadan arabayı çalıştırdı.

Araba sürmek onun hobisiydi ve bu işi çok iyi yapıyordu. Adamlarının önüne geçince hızını arttırdı, adamları arkadan gelirken belli bir hızda gidiyorlardı, onlar için bir kuraldı, aksi takdirde başına geleceklerini iyi biliyorlardı.

Batı, evin garajına girerken bir yandan polislerin neden geciktiklerini düşünüyordu, küçük bir soygun asla değildi.

Arabayı garaja park ettikten sonra evin bahçesine çıktı ve sırayla gelen adamlarını gördü. Büyük ve geniş olan garaja 5 Ferrariden daha fazlası sığardı. Adamları garaja girerken Batı çoktan eve girmişti.
Hızlı adımlarla üst katdaki odasına çıkmaya başladı.

Kendisini odasına attığında banyo'ya girecekti, her iş sonrasında banyo'ya girip rahatlıyordu. Sandığından da kolay geçen soygun işinden 50 milyon dolar kazanmıştı. Bu kadar kolay olmasını oda beklemiyordu oysaki kafasında kalan ne planları vardı.

Banyodan çıktıktan sonra sadece alt kısmını kapatıcak bir havlu vardı ve diğer havlu ise elleri ve saçları arasındaydı.
Saçlarını bir çırpıda kuruttuktan sonra gardrobunu açıp siyah bir t-shirt giymişti altınada aynı renk pantolon giyip odasından çıktı.

Salona indiğinde amerikan mutfağına girip buz dolabından 2 şişe viski çıkarttı yan taraftanda siyah poset alıp içine viskilerini koydu.

Evden hızlı adımlarla çıktığında yürüyordu.
Bir yandan 3 gün sonraki işi'ni düşünüyordu, bu iş bugünkü işin 2 katı değerinde olucaktı, iş ünlü bir awm'di. Sınırlı sayıda üretilmiş koleksiyonlar ve ürünler vardı. Tahmini olarak 100 milyon dolar kâr ediceğini hesaplamıştı.

Yürüyüşünü bitirdikten sonra genellikle kimsenin gelmediği ıssız bir sokağa girip kaldırımına oturdu ve poşedinden viskileri çıkartıp kapağını kaldırımın köşesine sert bir şekilde vurarak açtı, viskisini içerek 3 gün sonra ki işi için düşüncelere daldı.

1.şahıs gözü

Birileri vardı, hep seninleydi, her anında her zamanında ama bir gün o birileri gitti.  yapayanlız bıraktı seni, kimsesiz. İşte o zaman anlarsın o birilerin kıymetini. Bazıları kabullenmez veya kabullenmek istemezler, oysa ben çoktan kabullenmiştim. Peki niye şimdi nefes alamıyordum? Neden onca yıla rağmen eskisi gibiydi acım?

Yine gelmişti o lanet 21 Mart günü.  Yaşama sevincimin bittiği, her şeyimi kaybettiğim gün.

Göz yaşlarıma ve hıçkırıklarıma engel olamıyordum. Büyük ihtimalle biraz daha sesim yükselirse yurtdakiler uyanıcaktı ve bu benim en son istiyeceğim şeydi.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp 10a kadar saydım ve derin nefesler alıp verdim, bu birazda olsa benim rahatlamamı sağlamıştı.

Elimle yatağın yanındaki sehpadan telefonumu aldım ve saate baktım. Saat  gece 12:32'di, yarım saattir ağlıyor olamazdım.
Gece doğru düzgün uyuyamamıştım ve bir türlü gözümü telefonumdaki saatimden ayıramamıştım.

Bi an olsun zaman dursun istedim, o yelkovan 12'nin üstüne gelmesin istedim ama olmadı, bugün 21 Marttı ve yelkovan 12'yi çoktan geçmişti.

Elimle göz yaşlarımı sildim ve ayağa kalktım, bu gece uyuyamayacaktım biliyordum.  Üstünde makyaj malzemesi olmayan makyaj masama yaklaştım,

Çekmeceyi açıp uyku ilacını elime aldım. Genelde çok uyuyan bir insan olduğum için uyku ilacının odamda ne işe yarayacağını merak etmiştim, şimdi ise anlıyordum.

Kutudan elime 2 tane hap alıp sürahiden kendime bir bardak su koydum, hapı atıp suyu içtim ve geri yatağıma döndüm. Hiç birşey düşünmeden sadece uyumak istiyordum.

Gözlerimi sıkıca yumdum kendime zaman verip uykunun beni almasını bekledim.


Evet arkadaşlar giriş bölümü bu şekildeydi. Ne düşünüyorsunuz?Yazabilirsiniiz.

REHİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin