Dışından dolayı beklentilerimi yüksek tutmuştum ki beni yanıltmadı, içeriye girdiğim an büyülenmiştim.
Böyle güzel bir awm'nin içide çok kalabalıktı, insan kaynıyordu.
Etrafa biraz baktığımda yarısından çoğunun turist olduğu aşikardı.
"Hayat varmış be!" Ardaya döndüğümde etrafı inceliyordu.
"Şimdilik ayrılıyoruz."
bütün dikkatimizi Duru'ya verdik ve devam etti "Mira ile bizim ufacık bir işimiz var sizde kafanıza göre takılırsınız." dediğinde saçmaladığını farkettim.
Bu koca awm'de birbirlerimizi asla bulmazdık hele bu kalabalıkta. Daha kaç katlı olduğunu sayamadığım bir awm'de kaybolmamak imkansız.
"Ne diye öyle bakıyorsunuz?! Telefonun icadı bulundu, taş devrinde mi kaldınız?"
Diyerek Duru beni kolumdan çekiştirerek yürüyen merdivenlere götürüyordu.Duru birden beni çekiştirmeyi bırakıp arkada kalan şaşkın bakışlarla Duru'ya bakan Arda ile Emir'e dönüp "Eğer birşey olursa telefonunuzdaki awm'nin konum uygulanmasından bakarsınız" dedi sırıtarak.
Bende dahil afallayarak Duru'ya bakıyorduk.
"Ne zaman yükledin!?" Diyen ardaydı ardından Emirde kaşları çatık bir şekilde "sen telefonlarımızı mı kurcaladın?" Diye arkadan bağırınca biz çoktan yürüyen merdivenleri çıkıyorduk.
Duru eliyle azıcık olduğunu belli etmek için işaret yaptığında gülmemek için kendimi zor tuttum.
Duru Arda ile Emir'i geride bırakıp bana döndüğünde "Gülme seninkinede yükledim" deyince kaşlarım hızla çatıldı. Gülüşüm yarıda kesilmişti.
"Sen benim telefonumun şifresini nerden biliyorsun?" dedim hızlıca.
Bana doğru göz kırpıp "Orası da bana kalsın" dedi gülerek bu işte bi bokluk vardı ama her neyse.
🐾
"Nasıl olmuşum?" dedi ve etrafında bir tur attı.
Üstünde dizinin bir tık üstünde olan, göğüs dekoltesi çok fazla derin olamayan ve sırtı beline kadar açık olan o kırmızı elbiseli Duru'ya hayran gözlerle bakıyordum.
Bir kez daha güzel bir bir kız olduğuna kanaat getirmiştim.
"Çok güzel olmuşsun, prenses gibi" dediğimde gülümsedim. "o zaman alıyorum" dedi heycanla. Tekrar çalışana döndü "bir küçük bedenini alıcağım" dedi.
Çalışan Duru'ya doğru dönüp "üzgünüm, maalesef ki şuan elimizde bir küçük bedeni yoktur." Dediğinde Duru'nun asılan yüzünü gördüm.
"Fakat bir hafta içinde elimizde olucaktır, isterseniz iletişim bilgilerinizi alıp geldiği zaman size haber verelim."
Duru derin bir nefes alıp "peki, olur" dedi ve kadının eliyle işaret ettiği yöne doğru yürüdü.
Duru şansız gününde olmalıydı, yaklaşık 4 buçuk saattir geziyor ve Duru'ya elbise bakıyorduk ama bir türlü elbise beğenememişti. Fazlasıyla yorulmuştum ama Duru biraz bile yorulmamıştı, alışık olduğundan da olabilirdi, ben iki haftada bir dışarı anca çıkıyordum o ise haftanın en az üç günü çıkıyordur. Arda ile Emirden de bir haber yoktu, ne mesaj atmışlardı ne aramışlardı, bizde öyle.
Adım sesleri duyduğumda Duru'nun adım sesleri olduğunu anladım. "Tamamdır, gidebiliriz"
Bıkkın bir şekilde "durabilir miyiz artık? yoruldum da" dedim.
"Merak etme Arda ile Emir'in yanına gidiyoruz" benden bir makas aldığında somurtmuştum.Koluma girip yürümeye başladı, ağrayan bacaklarım hareket etmiyordu bu yüzden Duru beni sürüklüyor sayılırdı.
🐾
"Nerde kaldı bunlar? Ağaç olduk burda!" Söylenen her zamanki gibi Duruydu. Yaklaşık 10 dakikadır bir kafede onları bekliyorduk.
Geçiştirerek "Gelirler birazdan" dedim ve önümde duran çikolatalı milkshake'den bir yudum aldım. Tadı efsane bişey!
Sıkıntıyla nefes verip "inşallah geçerli sebepleri vardır." dedi.
Gülerek ve alaylı bir şekilde "kesinlikle vardır" dedim.
Elim yanımda duran telefonuma kaydı, önce saate baktım, 7'ye geliyordu, nerdeyse akşam oluyordu ve bu beni çok geriyordu.
korkularım gün yüzüne tekrar çıkacakken Duru'nun sitemi beni düşüncelerimden almıştı.
"Hele şükür gelebildiniz!" Dediğinde gözlerimi telefondan ayırıp başımı kaldırdım.
Gözlerim Emir ve Arda'nın yüzünde dolandı.Arda her zaman ki gibi çok neşeli gözüküyordu hatta
yerinde duramıyor gibiydi.Emir'e döndüğümde ölü gibi olduğunu farkettim, yüzü solmuştu rengi atmıştı. Hiç hali yok çok yorgun gözüküyordu ve baygın bakıyordu. Bu hikayede yanan biz olduk, ah be Emir.
Arda "Geldik, geldik" dedi ve kocaman gülümsedi. 32 dişini gördüm resmen!
Duru "Neden bu kadar geciktiniz?" Dedi sorgulayan gözlerle. alt üstü 15 dakika beklemiştik!
Arda "İşlerimiz vardı." Dedi ve omuz silkti.
"Ne işleriymiş o?" Diye sordum. Laf olsun diye sormuştum yoksa merak etmiyordum. Arda'nin önemli bir işi olmazdı, en önemli işi karaokeye gitmek falan.
"Aaa ama balkabağam, ben size soruyor muyum ne yaptınız nereye gittiniz diye?" Dedi bana doğru.
Bende omuz silkerek "merak etmemiştim zaten." dedim.
Duru "Ben merak ettim" dedi ve Emir'e dönerek devam etti "Emir, sen söyle bari naptınız?" Dedi merakla.
Emir ruhsuz bir şekilde boş gözlerle Duru'ya bakıyordu. Cidden iyi gözükmüyordu.
"Emir iyi misin?" Diye Emir'e doğru sordum ama hiç bir tepki vermedi boş gözlerle bu sefer bana bakıyordu.
"Bir süre ters kaldı da, beyni ters dönmüştür, bir iki saate düzelir merak etmeyin" diyen Arda'ydı.
Ciddi olup olmadığını anlamak için ona baktığımda gülmemek için direndiğini farkettim. Bir süre ters mi kaldı?
"Önce, awm'yi turladık, bütün katları teker teker." Emir sonunda konuştuğunda ona baktım. Teker teker kurduğu kelimeler beni iyice tedirgin etmişti.
Nefes alıp devam etti "sonra kaybolduk" tekrar durup nefes alıp devam etti. "Telefondan uygulamayı açıcaktım ama şarjım bitmişti, Ardaya açmasını söyledim ama o inat edip kendim bulacağım yolu dedi" her kelimeyi yavaş yavaş söylerken Duru ile ben çok dikkatli bir şekilde dinliyorduk, Arda ise ciddi kalmaya çalışıyordu.
"İnat yaptı, uygulamayı sildi, ve biz saatlerce yürüdük." Dedi ve nefes aldı.
Düşünmesi bile bu kadar kötüyken o kadar saat yürümek dayanılmazdı. Arda ile Duru hariç, onlara işlemezdi ama bize gerçekten zulüm gibi birşeydi.
"Sonrasında beni oyuncak aletlerinin yanına götürdü, beni frisbee' ye bindirip kendisi atlı karıncaya bindi." Yok artık!
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, Duru'ya baktığımda oda benden farksız değildi.
İkimizde gözlerimizi Ardaya çevirdik.
"Hehehe, olur öyle şeyler." Dedi ve sinsice güldü.
Aslında çok.da şaşırmaya gerek yoktu, her zaman ki Ardaydı, sadece Emir'i böyle görmek garipti, bir süre sonra insan bünyesi Arda'nın yapıcaklarına alışıyordu, Emir'inde alışmış olması lazımdı ama bugün fazlaya kaçmıştı herhalde.
"Bence gidelim artık" dedim ve Duru'ya doğru döndüm, onay verip kafasını salladı.
Emir'e doğru gidip koluna girdim ve yürümesi için yardımcı oldum yoksa hiç bir şekilde yürüyemeyecekti. Ben ilk başta dedim Emir'e çıkmayalım diye de işte, sakalımız yok ki dinlensin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REHİNE
Teen FictionMira, yıllar önce ailesini depremde kaybetmiş bir kızdı. Yetimhane'de kalan Mira arkadaşının isteği ile arkadaşının elbisesini almak için bilmediği, değeri yüksek olan bir awm'ye gider. Fakat işler istediği gibi gitmez ve awm bir hırsız tarafından...