Flaş

36 2 30
                                    


Evet bir telefondu.

Asla istediğimi gerçekleştirmeyecek sanıyorum ama öyle değildi.

Telefonu konuşma yapmak için vermiş olamalıydı.

Belki de sandığım kadar kötü biri değildi.

Telefonu elime aldığımda incelemeden direkt kutusunu açtım.

Telefonu açarken "izin verdiğine inanamıyorum!" dedim.

Günler sonra tekrar heycanlandığımı hissediyordum.

Arkadaşlarımın sesini duymak, onlara iyi olduğumu söylemek için can atıyordum.

Beni ne kadar merak edip korktuklarını biliyordum.

Telefonu açar açmaz arama yerine girdim.

Neyse ki Emir'in telefon numarasını ezbere biliyordum.

Bir gün lazım olur diye ezberletmişti.

O zamanlar ne kadar saçma ve gereksiz olduğunu söylediğime çok pişmanım galiba şimdi daha iyi anlıyordum. 

Numarayı tam yazıcakken ekranı siyah ekran kapladı.

Üstünde beyaz yazıyla "Batı tarafından engellendi."  yazıyordu.

Gözlerimi kıstığımda yazıyı idrak etmeye çalışıyordum.

Şaka mıydı bu?

Halüsinasyon muydu yoksa?

Kafamı kaldırıp Batı'ya baktığımda telefona değil bana baktığını farkettim.

Şaka mı yapıyorsun dercesine kafamı salladığımda ellerini göğsünde birleştirdi.

"Ne sanıyordun beni, aptal falan mı?"

Benimle oynuyor gibi hissediyor ve sinirlenmeye başlıyordum.

Dişlerimin arasından "Niye verdin o zaman bu telefonu bana?" dedim.

Kafasını omzuna doğru götürerek "Sana acıdım, bu yüzden sana bu telefonu verdim."

Dalga geçiyordu resmen ya benimle.

Gözlerimi tekrar telefona çevirdiğimde whatsapp'a, Google ve haber ağına girmeye çalıştığımda karşıma yine aynı yazı çıkmıştı.

Deli gibi telefonu kurcalarken "Sıkılma diye verdim o telefonu." dedi.

Kafamı hızlıca kaldırarak "Herşeyi engellemişsin zaten bir de sıkılmaman için verdim diyorsun! dengesiz misin sen?" dedim hiddetle.

"Biraz daha dikkatli bakarsan anlarsın." dedi.

Benim aksime gayet sakindi.

Telefondaki sekmelere girdiğimde 3 tane uygulama farkettim.

Birinde "öğretici matematik oyunu" ikincisinde "karelerle boyama oyunu" diğerinde de "atasözü ve deyim bulma oyunu" yazıyordu.

Gözlerimi korkarak tekrar yüzüne çevirdiğimde pis pis sırıtıyordu pislik.

"Sıkılma diye oyun bile yükledim sana."

Sinirden dudaklarımı ısırmaya başlamıştım. "Bunlar oyun mu sence?!"

Sinirlenmeye başladığımı görmüş olmalı ki sırıtışı genişlemişti.

"Kendini geliştirmen için, yararlı oyunlar oynaman lazım."

Yok delirtecekti bu adam beni!

REHİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin