Plan

45 5 15
                                    

yavaş adımlarla evin girişine adımladım.

İçeri girdiğimde beklentilerimden daha fazlası olduğunu farkettim.

Geniş bir salonu vardı.

Salonun köşesinde büyük bir L koltuk vardı, önünde kaç inç olduğunu bilmediğim oldukça büyük bir televizyon ve ünitesi'de vardı.

Yan tarafa döndüğümde beyaz yemek masası vardı.

Yemek masasının yanında ise bir mutfak, salonla birleşikti, sanırım Amerikan mutfağı deniliyordu.

Mutfak göz kamaştırıcıydı, geniş mutfağının dolapları bembeyaz ve tertemizdi.

Büyülenmiş şekilde etrafı incelerken arkamdan bir ses duymamla bir merdivenlere yönelmiştim.

4 katı olan bir evdi, 4. kata kadar çıkmıştık.

Etrafa tekrar göz gezdirdiğimde sayamadığım kadar kapı olduğunu farkettim. Belkide saymaya üşendim.

Yanımdaki adam önümüzdeki herhangi bir odaya girdiğinde bende onunla bir girmiştim.

Oda'da ilk gözüme çarpan şey kutu gibi olmasıydı.

Küçük bir odaydı, kapalı alan fobim üzerime gelmeye başlamıştı.

Oda'da bir yatak, bir sehpa ve bir kitaplık vardı.

"Burada mı kalacağım?" Dedim çekimser bir şekilde.

"Evet, eğer bir şeye ihtiyacın olursa" kafasıyla kapının hemen yanındaki diyafon'u gösterip "buradan görevliye seslenebilirsin."

Kafamla onay verdikten sonra odadan çıkışını izledim.

Öylece ayakta kalakalmıştım.

Ne yapacaktım ben?

Derin bir iç çektikten sonra mor örtülü yatağa oturdum ve sırt çantamı çıkarıp yatağın yanına bıraktım.

Bir an da kendimi yatağa bıraktım ve gözlerimi kapattım.

Yorgunluğumu hissediyordum.

Bugün biraz dinlenecek, yarın buradan gidecektim. Ne olursa olsun!

                               🐾

Derin bir esneme çektiğimde gözlerimi araladım.

Kafamı yavaşça kaldırdığımda boynum tutulmuştu.

Hayatında hiç yatak görmemiş, amazon kertenkeleleri gibi yatmıştım, boynumun tutulması normaldi.

Yatakdan kalkıp öylece kalakalmıştım.

Karnımın ağrımaya başladığını hissediyordum.

Tam şuanda tuvalet ihtiyacımı gidermem lazımdı.

Peki nereye?!

Oda'da onun için bir yer göremiyordum.

Etrafımda bir tam tur attığımda kafayı yiyecektim.

Aklıma son çare sesli diyafon gelmişti.

Hızlıca yanına gidip herhangi bir düğmesine basıp "Afedersiniz?" Dedim.

Ses gelmediğinde diğer düğmeye basıp aynı şeyi söyledim.

"Buyrun?" cılız orta yaşlı bir kadın sesiydi. İyiki kadındı!

Boğazımı temizleyerek "sanırım burada kişisel ihtiyaçlarımızı gidermek için bir yer yok."  Ne kadar medenice konuşmuştum öyle.

REHİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin