5.Bölüm

4.7K 225 41
                                    

Günler geçiyordu. Onunla arkadaş olalı haftalar oluyordu.
Onunla beraber vakit geçirmek bana gerçekten iyi geliyordu. Zorbalarım da azalmıştı artık. O benim yanımdayken kimse bana yaklaşmaya cesaret edemiyordu eğer bir şey derlerse de Kaan onları dövüyor ve ya küfür edip uzaklaştırıyordu. Bu bana çok uzak şeylerdi.
Biri tarafından sevilmek, korunmak çok farklıydı. Bu arkadaşca da olsa benim için yeni duygulardı. Bu o kadar güzel bir duyguydu ki kelimelerle anlatamayacağım kadar özeldi.

Sınıftan çıkıp onu aramaya başladım. Teneffüslerde sessizce çıkarıp kitap okuyan çocuk şimdi her teneffüs onunla ya yemek yiyor ya da geziyordu.

Sonunda onu okulun arka bahçesinde bulmuştum ama bir sorun vardı. Yanında Tamer ve bir sürü farklı sınıflardan tanımadığım çocuklar vardı.
Sessizce duvarın arkasına geçip onları dinlemeye başladım. Bu pek de iyi bir haraket değildi ama merakıma yenik düşmüştüm.

"Oğlum ne buluyorsun o bal çocukta?"

"Sanane lan!" Elini Tamer'in yakasına attı ve tüm gücü ile sıktı
"Seni ne rahatsız ediyor?"  Dedi yüzüne yaklaşıp.

"H-hiç bir şey." Hayatımda ilk kez Tamer'in kekelediğini ve gerçekten birisinden çekindiğini görüyordum.
Bu çok garipti.

Kaan sertçe yakasını bırakıp saklandığım duvarın önüne doğru adımladı. Ben kaçmaya vakit bulamamışken karşımda durup garip bir ifadeyle yüzüme baktı. Al işte rezil olduk.

"Ne yapıyorsun burada?" Sesi sinirli çıktığı için tırsmıştım. Hemen buradan gitmem lazımdı.

"Ş-şey ben..."

"Sen?" Tek kaşını kaldırıp ısrarla gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.
Bense korkudan titriyordum. Ne diyeceğimi bilemiyordum, sanki dilimi yutmuştum.

Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda bakışlarının anbean değişmesine şahit oldum. Daha yumşak bakıyordu şimdi. Bana doğru bir adım attı bense arkaya doğru gidiyordum, sonunda sırtım soğuk duvarla birleştiğinde dikkatle yüzüme bakmaya devam etti. Göz bebeklerime kadar titrediğime emindim.
Ne kadar bana iyi davransada bu beni de dövmeyeceği anlamına gelmezdi. İstese tek bir yumrukla beni yere serebilirdi.
Elini kaldırdığında korkuyla kollarımı kaldırıp yüzümü kapattım.

"Lütfen, vurma." dedim titrek sesimle.

"Ne?" Şaşkın ses tonunu duyduğumda ellerimi çekip onu görmeye çalıştım.

"Sana asla zarar vermem." Elinin birini saçıma atıp sarı tutamları zarif bir şekilde okşadı. Kendinden geçiyordu sanki saçlarıma dokunurken. Ben bu haraketini anlamaya çalışırken o ise fısıltıyla
"Benden korkma," dedi.

"Ben sana kıyamam ki zaten." Diye devam etti.

Gözlerimi gözleriyle birleştirdim.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

...

Sessizce oturup kitap okurken yanıma simsiyah giyinmiş ve masmavi gözleri olan biri oturdu. Bal rengi gözlerimi ona çevirirken onun da bana baktığını fark ettim. Sessizce sadece yüzüme bakıyordu, sanki kilitlenmiş gibiydi.

"Bi sorun mu var?" Çekinerek sormuştum.

"Arkadaş olalım mı?" Dedi.

Ben ve biriyle arkadaş olmak?

"N-nasıl yani?"

"Bildiğin arkadaş işte."
"Ben Kerem."

"Eren ben de. Memnun oldum." hafif gülümseyerek ve keyifle söylemiştim. Arkadaş edinmek bana çok uzakken şimdi o benim yanıma gelip benimle tanışmak istiyordu. Kendimi şuanda havalanıp uçacakmış gibi hiss ediyordum. Bu harika bir hissti.

"O zaman sana bi çay ısmarlayabilir miyim?"

"Olur." Dedim dişlerimi göstererek gülümserken.

Beraber kantine indiğimizde gözüm yan masaların birinde arkadaşlarıyla konuşan Kaan'a çarpsa da Kerem'in gösterdiği masaya oturdum.
Beraber çay içerken onun ne kadar komik biri olduğunu fark ettim. Fazlaca espiri yapıyor, beni güldürmeye çalışıyordu.
Kahkaha atarken gözünü bana dikmiş Kaan'a kaydı bakışlarım. Kerem'e öyle bakıyordu ki her an onun üzerine atlayabilirdi.
Yüzümdeki eğlenen ifade yavaşca silinirken çayımdan koca bir yudum aldım. Aniden yanımdaki sandalye gürültüyle çekildi. Bazılarının bakışları bize dönse de yeniden kendi işlerine döndüler.

"Arkadaşın mı?" Dedi Kerem garip garip Kaan'a bakarken.

"Eve-"

"Sanane!" Neden öyle dediğini anlamakta zorluk çekiyordum. Çocuk ona hiç bir şey yapmamıştı ki.

"Sana demedim ben, Eren'le konuşuyorum."

"Konuşamazsın o zaman." Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Şimdi göğsüne yaslanmıştım.

Kalbim son hızla atarken ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Sana ne oluyor senlik bir şey mi var ortada?"

"Bana bak!" Beni bırakıp hışımla ayağa kalktı. Kavga çıkacağını anladığım için hemen kolundan tuttum.

"Lütfen gidelim buradan." yalvarırcasına gözlerine baktım.

Bana kısa bir bakış atıp bileğimi yakaladı ve beni kantinden çıkardı boş bi sınıfa getirdiğinde kapıyı kapatıp kilitledi. Ne yaptığını anlamıyordum. Birden  niye bu kadar sinirlenmişti ve neden bizi sınıfa kilitlemişti.

"Ne yapıyordun onunla?" Dedi öfkeden gözleri kararmışken.

"Çay içiyorduk."

"Allah Allah!"

"Öyle mi olmuş ya!? Ben de ekmek pişiriyorsunuz sanmıştım!"

"Bağırma lütfen." ellerimi kulaklarıma götürüp kapattım.
Yüksek sesden oldum olası korkmuştum.

"Tamam, tamam korkma." sesini yumşak tutmaya çalışıp yanıma gelmeye çalıştı ama izin vermeden geri gittim.

"Sadece onunla beraber vakit geçirdiğini görünce sinirlendim."

"Ama neden?" Ellerimi kulaklarımdan çektim.

"Bak, o iyi bir insan değil. Ondan uzak dur."

"Bence çok iyi biri."

"Hayır, bak sen fazla safsın. O gerçekten iğrenç herifin teki."

"Bana salak mı demeye çalışıyorsun?" Kaşlarımı çattım. Sanki küçük bir bebekmişim de insanları tanımıyormuşum gibi davranıyordu.

"Öyle demek istemiyorum. Lütfen ondan uzak dur sana zarar verebilir." Benimle konuşmaya çalışıyordu ama ben sinirlenmeye başlamıştım.

"O kötü birisi değil!" Dedim sinirle.

"Eren beni dinle ve onunla konuşma."

"Hayır konuşacağım! Sen sadece seninle konuşayım yalnız kalayım istiyorsun değil mi?"

"Hayır."

"Seni dinlemeyeceğim."  Kapının kilidini açtım ve kendimi dışarı attım.

Ve hızlı adımlarla sınıfa ilerledim.

Sanki fazla hızlı gidiyoruz gibi ya.

BAL ÇOCUĞUM |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin