12.Bölüm

3.1K 151 15
                                    

Ona aşıktım.

Bal gözlerini ilk gördüğüm andan beri tutulmuştum o gözlere. O kadar güzel o kadar saftı ki bazen bu dünyaya ait olmadığını düşünyordum. Onu tüm kötülüklerden korumak istiyordum. Kimse onu görmesin,kimse dokunmasın sadece ben olayım yanında. Bazen beni o kadar zorluyordu ki her an üzerine atlaya bilecekmişim gibi bir hiss vardı içimde. O çok güzeldi. Cennetin en güzel köşesinden bu cehennem olan dünyaya düşüvermiş bir melekti sanki. Gözlerinin içindeki parıltılar, yüzünde oluşan herhangi bir tebessüm benim yaşama sebebimdi. Aslında, bal çocuk benim yaşam sebebimdi. Nefesimdi.
Ama bunun farkında bile değildi.

Ona soğuk davrandığım, gözümün önünde güzel yüzüne vurdukları zamanlarda saatlerce ağlamıştım onu koruyamadığım için. Belki soğuk davranırsam unuturum diyerek uzak durmuştum ama hiç bir işe yaramamıştı. Ona daha da bağlanmıştım. Ben kesinlikle böyle biri değildim bana ne yaptığı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Sadece onu seviyordum. Hem de çok. Tek bildiğim buydu.

Şimdi omzuma başını koymuş uyuklarken elimi saçlarına atmamak için zor duruyordum. Saçları o kadar güzel bir tondaydı ki saatlerce okşayasım geliyordu.
Gözleri o kadar derin ve anlamlı bakıyordu ki kayboluyordum.

Koluma sarılmış küçük ellerini çekti ve başını kaldırıp yüzüme baktı. Tabii ben erimekle meşguldum.

"Rahatsız oluyor musun?" Diye sordu masum sesiyle.

Nasıl olabilirdim ki? Hayatım boyunca bu anı beklemişken.

"Hayır, senden asla rahatsız olmam."

Utanıp başını yeniden omzuma yasladı. Kıkırtısını duyduğumda benim de yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Sadece gülüşünü duyarak mutlu olabiliyordum. Ne yapmıştı bu çocuk bana?

Tamer'in bakışlarını hiss ettiğimde gözlerimi ona çevirdim. Nefretle sevdiğime bakıyordu. Ben de aynı bakışlardan gönderdim ona. Eren'le derdi neydi anlamıyordum. O nefret edilemeyecek kadar güzeldi. Melekten farkı olmayan bir insandan neden nefret ederdin ki?
Sonunda gözlerini üzerimizden çektiğinde zil çalmış, hoca dışarı çıkmıştı. Yavaşca başını kaldırıp ölünesi gözleriyle yüzüme baktı.

"Teşekkür ederim." Dedi kısık sesle.

"Önemli değil." dedim ben de.

"Beraber dışarıda gezelim mi?" Çekinerek sormuştum. Hala aramızda hafif bir gerginlik vardı ve bu beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. Ona yakın olmak, saatlerce yanından ayrılmamak istiyordum.

"Olur." Gülümseyerek söylemişti. Yüzüne dalmıştım yine. Dursa önümde, sadece yüzüme bak dese hiç ses etmeden saatlerce izlerdim yüzünü.

....

Okulun bahçesinde oturduğumuz bankta ikimizde elimizde olan sütleri yudumluyorduk. Onunla yapmayı en sevdiğim şeylerden biriydi beraber süt içmek. O kadar minikti ki bazen onu küçük bir bebek gibi görüyordum. Kucağıma alıp saatlerce sevmek,kokusunu doyasıya içime çekmek istiyordum. Bu hissler bana o kadar ağır geliyordu ki ona söylemek istiyordum. Ona aşık olduğumu,bir lafına yapa bileceğim her şeyi söylemek istiyordum. Ama içimde bir korku vardı. Ya beni sevmiyorsa? Ya o minik kalbi başkası için atıyorsa?
O zaman dünyam başıma yıkılır. Buna asla dayanamam.

"Ne düşünüyorsun?" 

Seni.

"Hiç." İç çektim.

"Yok yok baya dertlisin sen ne oldu?"

Derdim sensin.

Yüzüne yansıyan güneş ışıkları pembenin koyu tonlarında olan dudaklarını daha da parlak gösteriyordu. O dudakların tadını yeniden almayı o kadar çok isterdim ki.

"Önemli değil. Seni rahatsız ediyorlar mı hala?" Ediyorlarsa söyle ben de onları rahatsız edeyim.

"Yok, şey sadece bazen...."

"Ne?" Kaşlarım çatık bir şekilde yüzüne bakmaya devam ettim.

"Tamer..."

"Onun icabına bakacağım ben."

"Lütfen benim yüzümden kavga etme. Ben fazla takmıyorum zaten."

Yalan söylüyordu. O bakışlar,o sözler onun hayatını fazla etkiliyordu. Ve ben buna göz yumamazdım. Yummayacaktım da zaten.


Kusura bakmayın geç geldi bölüm

Şey...unutmuşum da sizi biraz dndkfkf

BAL ÇOCUĞUM |BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin